Falstaff Çeviri Türkçe
33 parallel translation
He's staying at the Falstaff.
Şimdi Falstaff'da kalıyor.
Master Shakespeare you aware of the concern your character of Falstaff has caused to Sir John Oldcastle?
Usta Shakespeare... Karakteriniz Falstaff'ın Sir John Oldcastle'ı çağrıştırdığının farkındasınızdır.
You shall write a play of Falstaff in love!
Falstaff'ın aşık olduğu bir oyun yazmalısın.
Wait till you see me play my Falstaff.
Falstaff'ı canlandırana kadar bekle.
I've been called your Falstaff.
Hizmetkarınız olduğumu söylüyorlar.
You can't have Falstaff and have him thin, Mr. Tucker.
Falstaff'a sahip olamazsın... ve onu zayıf tut, Bay Tucker.
"Doctor Mabuse"... "Falstaff"...
"Doktor Mabuse", "Campanadas a medianoche"...
Its more likely Falstaff then?
O zaman muhtemelen Falstaff'a daha çok benziyor?
Who is Falstaff?
Falstaff kim?
So once Hal becomes king, he must accept those responsibilities and turn his back on his old drunken friend, Falstaff.
Ve bir kral olmanın gerektirdiği sorumlulukları almalıydı. Bir lider gibi davranması ve tüm düşmanlarını alt etmesi gerekliydi.
Somebody said Falstaff, a Shakespearean character.
Birisi Falstaff'ı söyledi, Şekspir'imsi bir karakter.
Falstaff you sort of identify with but he's melancholy.
Falstaff'la kendinizi özdeşleştirirsiniz bir şekilde, ama o melankolik biri.
- In which play does Falstaff appear?
- Falstaff hangi oyunda geçiyordu?
- It's him, Ms Falstaff, not me.
- Ona söyleyin Bayan Falsaff.
All right, everybody, let's give it up for Falstaff from Shoreline Company C, who's leaving his mark on this course.
Shoreline C Şubesi'nden Falstaff'ı alkışlayalım, bu piste izlerini bıraktı.
The cocaine victim, who, having given up drugs, looked first like a Falstaff and then like an advert for spaghetti.
Kokain kurbanı, uyuşturucuyu bırakınca, önce Falstaff, sonra da bir spagetti reklamı gibi göründü.
Ah, Falstaff.
Falstaff, değil mi?
Here he plays Shakespeare's Falstaff, a buffoon shot in deep space.
Burada Shakespeare'in Falstaff'ını, bir soytarıyı oynuyor derinlik içinde.
She sounded as if she was singing Falstaff.
O ise, kanlı canlı "Falstaff" ı söyler gibiydi.
kind of structure or vibe, so there's the Falstaff thing, with all of your friends addicted to the drunken revelry of the west, you know, so it's set on a cattle range during reconstruction.
Henry " gibi bir tür iskelet ya da his gibi yani içinde Flastaff mantığı var bütün arkadaşlarınla batının sarhoş âlemi bağımlılığı var bilirsin işte, yani yapım sırasında bir sığır otlağına kurulurum.
Sam Falstaff? He got so paranoid he couldn't even go outside.
Sam Falstaff,... kafayı yedi, dışarı bile çıkmaz oldu.
♪ He's a platinum canary drinking'Falstaff beer ♪
* Falstaff birası içen platin bir kanarya *
Maybe you remember me as Falstaff? No.
- Belki beni Falstaff olarak hatırlayabilirsiniz.
My Falstaff was even better than my coq au vin.
Falstaff'ım coq au vinimden bile daha iyiydi o zamanlar.
I heard his Falstaff.
Falstaff'taki performansını dinlemiştim.
Falstaff in a bottle.
Falstaff birası var.
Oh, I'm sure his Falstaff is the talk of Tijuana.
Eminim Falstaff canlandırması Tijuana halkının dilinde geziyordur.
"Falstaff, Puck, or Bottom."
"Falstaff, Puck ya da Bottom."
Falstaff Theatre on M Street.
M Caddesindeki Falstaff Tiyatrosu.
Falstaff!
- "Falstaff"?
So that was a different Falstaff than Henry the Fifth?
Yani 5.
- Aw, shoot!
Henry'deki farklı bir Falstaff'tı.
- I tried to tell him, Ms Falstaff. Really tried.
Elimden geleni yaptım.