Far as i can tell Çeviri Türkçe
657 parallel translation
- As far as I can tell.
- Öyle galiba.
As far as I can tell, practically every eligible voter in town is here.
Söyleyebileceğim kadarıyla, Kasabadaki oy kullanabilecek herkes burada.
- As far as I can tell.
- Anlatabildiğim kadarıyla.
He's got a bad break, as far as I can tell.
Anladığım kadarıyla ciddi bir kırığı var.
As far as I can tell, they've got 50 signed already.
Daha şimdiden 50 imza topladıklarını söyleyebilirim. Oraya geri git, çavuş.
That's all anyone knows so far as I can tell.
Herkesin bildiği tek şey bu zaten.
As far as I can tell, the body doesn't seem to have any bones.
İlk bakışta, cesette hiç kemik bulunmadığını söyleyebilirim.
As far as I can tell from instrument readings, our prime suspect has a malfunction in one of the heart valves.
- Söyleyebildiğim kadarıyla, kalp kapakçıklarından biri görevini yapamıyor.
Besides, the removal of the tissue wouldn't stop the pain anyhow, as far as I can tell.
Dokunun alınması acıya son vermeyecektir.
Not only with me, but as far as I can tell, with anyone.
Sadece bana karşı da değil üstelik, herkese olan ilgisini kaybetti.
So, as far as I can tell, they are constructed...
Pekala, anlayabildiğim kadarıyla, onlar inşa ed...
All OK as far as I can tell.
Diyebileceğim, her şey yolunda.
As far as I can tell, it was a simple mugging.
Bana kalırsa, o basit bir soygundu.
There's nothing wrong with you as far as I can tell.
Aslında bir şeyiniz yok.
As far as I can tell, there are no unusual aspects except that the patient was tissue-typed.
Söylediğim gibi, hastaya doku testi yapılması dışında olağandışı hiç bir durum yoktu.
- As far as I can tell, that's Sprague.
- Bildiğim kadarıyla bu Sprague.
As far as I can tell...
Ben anlarım.
- Not as far as I can tell.
- Kesinlikle değil.
Well, as far as I can tell, the message was, he's got a terrible lion up his end, so there's an advantage to an enema at once.
Söyleyebileceğim kadarıyla, mesaj şöyleydi, poposunda korkunç bir ağrı varmış, bu yüzden, derhal bir lavman yapılması gerekiyormuş.
Well, not all that good, I'm afraid, as far as I can tell, you're as guilty as a puppy sitting next to a pile of poo.
Şey, korkarım ki, pek iç açıcı değil, bir yığın pisliğin yanında duran bir enik kadar suçlusunuz diyebilirim.
Seems right enough, far as I can tell.
Söyleyebileceğim kadarıyla gayet iyi görünüyor.
As far as I can tell, we have three ways to go.
Size üç yol önerebilirim.
So as far as I can tell, it's a 50-50 proposition.
Yarı yarıya şans var yani.
He appears to run a general store as far as I can tell.
Söyleyebildiğim kadarıyla genel bir mağaza olarak işletiliyor.
There's a general feeling of disorientation on board but nothing serious, as far as I can tell.
Gemide bir zaman ve yer kavramı kaybı hissi var, ama önemli bir şey değil.
Your wrist, as far as I can tell, it's fractured in three places.
Bileğiniz, söyleyeceğim kadarıyla üç yerinden çatlamış.
Far as i can tell, the clutch is simply shot.
Tek söyleyebileceğim, debriyaj aksamı bozulmuş.
Far as I can tell- -
Daha ne söyleyebilirim...
As far as I can tell.
Olabildiğince.
As far as I can tell, he's real.
Gördüğüm kadarıyla, o gerçek.
As far as I can tell, his molecules have not lost any cohesion.
Görünüşe göre moleküllerinin bağıntılarını kaybettiklerine dair iz yok.
As far as I can tell, they haven't been to this place in thousands of years.
Söyleyebileceğim kadarıyla oraya binlerce yıldır uğramamışlar.
As far as I can tell, they're legit.
Görebildiğim kadarıyla her şey yasal.
As far as I can tell, it looks like a normal toy.
Bunun normal bir oyuncak olduğunu söyleyebilirim.
As far as I can tell, no one's seen her since she left the spaceport for Elemspur.
Bildiğim kadarıyla, Elemspur'a gitmek için uzay limanından ayrıldığından beri hiç kimse onu görmemiş.
As far as I can tell, he wouldn't pull over for a moving violation.
Söyleyebileceğim kadarıyla, arabasını bir trafik ihlali yüzünden kenara çekip durdurmamıştır.
Well, as far as I can tell, Father, what was true in Eden is true in Whittier, California.
Evet, söyleyebildiğim kadarıyla, peder Cenneteki doğru olan her ne ise Whittier, kaliforniyadada doğrudur.
I don't really know my parents, but as far as I can tell, they are assholes
Annemleri pek tanımıyorum. Ama gördüğüm kadarıyla ikisi de pislik.
As far as I can tell the station has suffered a massive systems failure.
Eğer yanılmıyorsam,... istasyonda büyük bir sistem arızası olmuş.
As far as I can tell, it burned Chester's shadow right into the wall.
Söyleyebileceğim şey, Chester'ın gölgesinin duvara geçtiği.
As far as I can tell it's pretty much all the data from his research.
Anladığım kadarıyla... araştırmasına ait bütün bilgiler burada.
In the meantime, as far as I can tell, you're ready to go back to work.
Bu arada, tıbbi görüşüm işinin başına dönebileceğin yönündedir.
Nothing, as far as I can tell but the guests say it just doesn't taste right.
Hiçbir şey, bildiğim kadarıyla söyleyebileceğim Misafirlerin söylediğine göre sadece doğru tadı yok.
As far as I can tell, so is every other member of Red Squad.
Eğer yanılmıyorsam Kızıl Takımın diğer üyeleri de.
As far as I can tell, every officer on this list served under Leyton at one time or another.
Eğer yanılmıyorsam, listedeki subayların tümü bir ara Leyton'un emri altında çalıştı.
As far as I'm concerned, you can tell him.
Git söyle.
But I can tell you this... I'll bet you I can spot a fake as far as I can see one.
Ama numara yapıp yapmadığını söyleyebilirim.
As far as I can see, there's nothing else to tell.
Görebildiğim kadarıyla, söyleyecek başka hiçbir şey yok.
No. I'll tell you what if you won't take me to the centre, take me as far as you can.
Bak ne diyeceğim eğer merkeze götüremezsen olabildiğince uzağa götür.
Well, as far as we can tell, somehow, I don't know how someone dug him outta the grave so no brain damage occurred.
Şey, tahmin edebildiğim kadarıyla, nasıl olduğunu bilmesem de..... biri onu beynine zarar gelmeden mezardan çıkarmış olmalı.
I mean, as far as we can tell Michelle Cullman was never at the pawnshop.
Hayır hiç bir şey yok. Yani Michelle Cullman'ın orayla ilgisi yok