Fax Çeviri Türkçe
1,476 parallel translation
Baste, what's up with my fax?
- Baste. Benim fakslarım nerede?
We need to call her back and actually have her wait as we see the fax coming through.
Onu tekrar ara, hatta bağla, faks gelene kadar da hatta tut.
I'm staring at the fax machine, and it's not there.
Şu an faks makinesine bakıyorum ve burada hiçbir şey yok.
- Have her re-fax it.
- Tekrar göndersin.
- No, fax it again.
- Hayır, tekrar göndersinler.
Look, a fax is coming in.
Bakın, faks geliyor.
There was no paper in the fax and I had to put some in.
Bu da başka bir sorun. Faksta kağıt yoktu ve ben de kağıt koymak zorunda kaldım.
There's a fax coming in.
Bir faks geliyor.
- And you got my fax? - Yes.
sen de faksımı aldın mı?
You know that bit in your fax, about the "plateau of mutual affection" we've found?
biliyor musun, o faksta karşılıklı etkileşimden söz ediyordun.
Look, I got this fax from Colin, from the airport.
bak, bu faksı colin göndermiş. hava alanından.
Okay, I'll sign off on this and fax it to the new caterer and we're done.
Peki, yeni yemek siparişini imzalıyorum.
Before you say no, let me fax you over the proposal.
Hayır demeden önce teklifimi sana fakslayayım.
Did the fax come through okay?
Faks elinize ulaştı mı acaba?
After you were picked up at sea, our listening post in Malta intercepted that fax.
Kurtarılmandan sonra Malta'daki adamımız bu faksı kaydetti.
Yeah, he needs a pop-out trailer, cook, driver trainer with a gym that travels, dog walker, hair and makeup guys. I'll fax you the rest of the perks.
Bir karavana aşçı şoföre, gezici spor salonu olan bir çalıştırıcıya köpek dolaştırıcısına, kuaför ve makyöze ihtiyacı var.
Um, I'm going to meet Charlie and those guys at this place called Orange around 10 : 00, so I'll fax you a map on how to get there.
Ee, Charlie ve bu çocuklarla saat 10 civarında Orange denilen yerde buluşacağım oraya nasıl gelineceğini belirten haritayı sana fakslarım...
A fax for you.
Evet. Tamam.
If the boss found out you sent it by the fucking fax, he'd kill you.
bunu yaparsan seni öldürür.
- You're sending a fax?
- Faks mı gönderiyorsunuz?
No fax machine?
Faksınız mı yok?
Why ask my fax number then?
O zaman, ne diye faks numaramı istedin?
That Friday night before the Monday the series was to begin the fax machine spit out a letter from this very high priced lawyer in New York that Monsanto had hired.
Dizinin başlayacağı o Pazartesinden önceki Cuma gecesi faks makinasından bir mektup çıktı Monsanto'nun tuttuğu o çok pahalı New York'lu avukattan.
Via fax?
Şimdi yoldayız.
An hour ago, he received a fax from an unknown source.
Bir saat önce bilinmeyen bir kaynaktan ona faks geldi.
E-mail, fax machine!
E-posta, faks makinesi!
Work on a press release and fax it over.
Basın bildirisi hazırla ve faksla.
Somebody get me a fax number.
Biri faks numarası versin.
I saw the application on the fax.
Başvurunu faks makinesinde gördüm.
I had a dream once about a fax machine that did that.
Bir keresinde rüyamda bir faks makinesinin bunu yaptığını görmüştüm.
Sherry had some status reports she promised to fax to people by tomorrow but she didn't bring enough, and so I've been trying to find a Xerox machine.
Ama yanında yeterince getirmemiş. Fotokopi makinesi bulmaya çalıştım.
- I haven't found a fax machine yet, but...
Ama faks makinesi bulamadım.
- Okay, come on. - I have to fax these.
- Bunları fakslamalıyım.
Fax it to me immediately.
bana hemen fakslayın. - Bana hemen fakslayın mı?
Turn that little near-luxury car around, go back to your office... and fax me that libelous paper.
Şimdi o yarı lüks arabanı döndür, ofisine git ve bana o kâğıdı faksla. - Biraz da dondurma getirsin.
You think I could use Carrie's fax machine?
Carrie'nin faks makinesini kullanabilir miyim?
I believe you have a fax to send.
- Faks gönderecektin.
Next time, have them fax them in order.
- Bir dahaki sefere sıralı fakslasın.
Is it possible for you to fax it over to me?
Bana fakslamanız mümkün mü?
- Just in case the song doesn't work out, maybe you'd better fill this out and fax it over by three.
- Eğer şarkı işi olmazsa diye bunu doldurup saat üçe kadar fakslarsan iyi olur.
'Yeah, perfect plan. " I want to fax this off.
Evet, mükemmel bir plan. " Bunu fakslamam gerek.
You've probably got a fax machine, right?
Faks makinen vardır, değil mi?
Right, like I'd have a fax machine.
Sanki olabilirmiş gibi.
"I've gotta fax my soul off to God for an upgrade."
"Daha iyi bir sürüme yükseltmesi için Tanrı'ya ruhumu fakslayacağım da."
Fax it over!
Buraya fakslayın!
My fax number :
Faks numaram :
Fax that immediately.
Hemen fakslayın.
What did the fax say?
Faksta ne yazıyordu?
It's a suicide pill. That's what the fax was about.
Faksta kastedilen buydu.
Fax is fine.
Faks da olur.
A fax machine?
Faks makinesi mi?