Feathers Çeviri Türkçe
1,536 parallel translation
You're black, you wear neck beads, feathers in the ass to get noticed, but it does not affect me.
Belki 8 ayrı üniversiteden mezun oldun, ama ben senin yüzüne bile bakmam. Hiç etkilenmem.
Brian had a parasitic disease, which made his feathers drop out.
Brian'ın taşıdığı parazitler yüzünden tüyleri dökülüyordu.
I didn't care. We're rufflin'a lot of dangerous feathers out there.
Tehlikeli bir sürü kişiyi sinirlendiriyoruz.
I would pull my leotards really high up on my hips,... and stick feathers in my hair, put on my mom's high heels, and then I would put on this show.
Mayomu hep kalçalarıma kadar çekerdim. Saçlarıma tüyler takardım, annemin topuklularını giyerdim. Sonra dans ederdim.
Feathers.
Tüyler.
Seagull feathers.
Martı tüyleri.
Feathers are for flying ;
Kuş tüyü uçmak içindir.
He had air between those feathers. Down.
Tüylerin arasında hava vardı.
You ruffled some feathers down at City Hall.
Şehir Meclisinde birilerini rahatsız ettiniz.
Where do we keep the feathers?
Tüyleri nereye koymuştuk?
- Where do we keep the feathers?
- Tüyleri nereye koymuştuk?
- Where are the feathers?
- Tüyler nerede?
- What do you want feathers for?
- Tüyleri neden arıyorsun?
Pull the tips of the wings to full extension, while your partner threads the wire between the bone and the feathers, starting with the scapulars and into the contoured feathers.
Kibarca kanatlarını gererken, bu sırada partneriniz teli kemiklerin ve tüylerinin arasından geçirir Skapular boşluktan başlayıp tüylerin olduğu bölüme kadar gelin
The couple in the purple feathers.
Mor tüylü çifte bak.
The right moment arrived in a big pink hat full of feathers screaming : "Notice me because I am here!"
Doğru an başında kocaman, tüylü pembe bir şapkayla geldi ve "Bana bakın" diye bağırıyor.
Hey! I'm allergic to feathers!
- Toza alerjim var.
- Really? I thought it might be because Dr Dorian came to see me with his feathers all up, and his voice a-crackin', and told me he was letting Mr Woodbury go.
Ben de Dr. Dorian'ın bana gelip kanatlarını açıp, sesini yükseltip, Bay Woodbury'yi göndereceğini söylemesiyle alakalı sanmıştım.
Welcome to the Three Feathers Casino.
Üç Tüy Kumarhanesine hoş geldiniz.
Welcome to the Three Feathers comedy club.
Üç Tüy Komedi Kulübüne hoş geldiniz.
Thank you for playing at Three Feathers.
Üç Tüy'de oynadığınız için teşekkürler.
All I wanted was to glue feathers on felt and teach the boys good citizenship.
Bu nasıl oldu? Tek istediğim keçe üzerine tüyleri yapıştırmak ve oğlanlara iyi yurttaş olmayı öğretmekti.
Don't pull out any of his feathers, because he won't thank you for that.
Sakın tüylerini çekme, çünkü bu hiç hoşuna gitmez.
Said how Buckbeak was a good hippogriff, always cleaned his feathers.
Dedim ki, Şahgaga iyi bir hipogriftir, her zaman tüylerini temizler.
It's with real feathers!
Gerçek kuş tüyü de var!
I hate violence but I do like to caress myself with bird feathers... preferably black ones.
Şiddetten nefret ederim, ama kuş tüyleriyle kendimi okşamaktan hoşlanırım tercihen siyah olanlarla.
Billy, don't get your feathers all ruffled now.
Billy, hindi gibi kabarma hemen.
So why is he bent on carrying out his deadly war, even from the grave... when we have nothing left to give but a few ruinous trinkets... a few tiny feathers to embroider to our legs?
O halde, bacaklarımızı minik tüylerle süsleyecek ve birkaç değersiz eşyamızdan başka verecek bir şeyimiz yokken neden ölümcül savaşını sürdürmek niyetinde?
And I know your wife missed the children dressed in feathers and such.
Biliyorum, karın çocukların tüyleri takıştırmasını özledi.
The hides and feathers are missing.
Post ve yünleri kayıp.
I have to go smooth Victor Boyd's feathers.
Victor Boyd'u yatıştırmam lazım.
I respected Al Jazeera in the sense that they were certainly doing something that had never been done in the Arab world, and they were reaching a lot of viewers, and they were... ruffling a lot of feathers which is a great part of journalism.
Kesinlikle Arap dünyasında daha önce asla yapılmamış bir şey yapıyor oldukları için El Cezire'ye saygı duydum, ve birçok gözlemciye ulaşıyorlardı ve birçoklarının rahatını bozuyorlardı. Ki bu gazeteciliğin çok önemli bir unsurudur.
So they select a male, show off their feathers... and suddenly you've got a mortgage, a pack of wild animals to feed and end of story.
Erkeği buluyorlar, tüylerini onlara gösteriyorlar ve bir anda taksitler, ev kiraları içinde buluyorsunuz kendinizi. Beslemeniz için etrafınızda dolaşan vahşi hayvanlar oluyor. Hikayenin sonu.
Drag your feathers'cross the dancefloor.
Sürükle tüylerini... dans pistinde.
Flying really gets my feathers tingling.
Uçmak, gerçekten benim tüylerimi ürpertir.
I don't even know why I'm going on this rescue operation, that lying, untrustworthy ball of feathers.
Yalancı, güvenilmez tüy yumağının, bu kurtarma operasyonuna benim niye gittiğimi, gerçekte bilmiyorum,
Ornithological database just ID'd the feathers I collected at the crime scene.
Kuşlara ait veri bankası olay yerinde bulduğumuz tüylerin neye ait olduğunu belirledi.
We found these... feathers in his house.
Biz bunları bulduk... evdeki kuş tüyleri.
Those handcuffs are made of feathers.
Kelepçeleri kuş tüyünden.
Yes. With feathers.
Evet, tüylüsünden.
Getting into feathers now.
Tüylere de başlıyorum. - Tüy mü?
I hope I didn't ruffle your feathers too much while I was here.
Umarım, buradayken tüylerini çok fazla yolmamışımdır.
Nobody's feathers get ruffled.
Kimsenin neşesi kaçmaz.
I don't know who you ticked off around here... but you sure ruffled some feathers.
Buralarda kimi kızdırdığını bilmiyorum ama ama işleri kızıştırdın.
And then we'll all pick feathers and guess who wrote them.
ve sonra tüylerden birer tane çekip kimin yazdığını tahmin edeceğiz.
I apologize if we've ruffled any feathers here.
Sizi kızdırdıysak özür dilerim.
- Did you see that thing with the feathers?
- Tüy ile bu olayı görmüş müydün? - Güzel.
It resembles Lord Vishnu... in Krishna's guise. Gleaming with peacock feathers.
Krishna'nın silüetindeki Tanrı Vishnu'nun tavuskuşlarının tüylerindeki ışıltıya benzediğini anlatır.
Hey, what did that...? That rooster say when he was all blown up by TNT and picking his feathers up outside that henhouse?
Kavgada hırpalandıktan sonra tüylerini toplayıp kümese taşıyan horoz ne diyordu?
Feathers.
- Tüyler.
Tail feathers. That's not good.
Kuyruk tüyleri.