English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ F ] / Fellowship

Fellowship Çeviri Türkçe

713 parallel translation
Praise of our lord and saviour and the love of god and the fellowship of his angels.
... Tanrı'mızın ve kurtarıcımızın mezarında Tanrımızın sevgisi ve meleklerinin dostluğu..
I'd be happy to meet him and offer him the right hand of good fellowship.
Büyükelçi ile karşılaşmaktan ve ona dostluk simgesi sağ elimi uzatmaktan mumluluk duyacağım.
The land of sunshine and good fellowship.
Güneşin ve güzel dostlukların ülkesi.
In the honorable office of priest... grant, we beseech thee, that he may also be joined with them... in a perpetual fellowship through Jesus Christ our Lord... who, with thee and the Holy Ghost livest... ever a one-god world without end.
Papazın onurlu makamında sonsuza dek tek tanrılı bir dünyayı yaşatan efendimiz İsa Mesih aracılığıyla sana ve Kutsal Ruh'a ebedi dostluklarına katılabilmesi için yalvarıyoruz.
That's the eighth fellowship I've won.
Bu kazandığım sekizinci burs.
I may have had just a menial job here, but at cambridge, They gave me a first and a fellowship.
burada temizlikte çalışıyor olabilirim, ama Cambridge'de birincilik ve burs verdiler.
It's just that one look at your kindly face, which is so full of fun, good fellowship...
İnsan senin o muzip, arkadaş canlısı ve sevecen suratına bakınca...
And in turn... whatever weakens the spirit of the beast... warmth, fellowship, love... raise the human soul.
Ve karşı tarafta yaratığın ruhunda ne zayıflık varsa samimiyet, kardeşlik, sevgi insan ruhunun kazanmasını sağlar.
He said we all ought to sit down and hate each other with good Christian fellowship.
Hepimizin Hıristiyan kardeşliği içinde yaşayıp birbirimizden nefret etmemiz gerektiğini söyledi.
Good fellowship.
İyi arkadaşlık.
O God, whose mercies cannot be numbered, answer our prayers on behalf of thy servant's soul and grant her an entrance into the land of light and joy in the fellowship of thy saints.
Bu kulunun ruhu için ettiğimiz duaları cevapsız bırakma. Onu kutsal azizlerinin de bulunduğu aydınlık ve huzur dünyasına kabul eyle. Amin.
Beauchamp, you've been oozing good fellowship all evening.
Beauchamp, akşam boyu güzel dostluğunu esirgemedin.
Why can't you do as I did, and come with us, for fellowship?
Sen de benim yaptığımı yapıp cemaat ruhuyla bize katılsan olmaz mi?
And when we die, and you are sent to heaven for doing your conscience... and I am sent to hell for not doing mine, will you come with me, for fellowship?
Peki öldüğümüzde, sen vicdanına uyduğun için cennete gittiğinde... bense vicdanıma uymadığım için cehenneme gittiğimde, cemaat ruhuyla bana katılır mısın?
You are also loved. You build a little fellowship.
Ve tekrar seversin, bir birliktelik kurarsın.
Let's enjoy ourselves in the spirit of martial good fellowship.
Savaşçılar gibi dostane ve kardeşlik duyguları içinde eğlenelim.
The grace of our Lord, Jesus Christ... the love of God and the fellowship of the Holy Ghost... be with us all evermore.
Efendim İsa'nın inayeti Tanrımın sevgisi Ve Kutsal ruhun dostluğu her daim bizimle olsun.
One has a hankering after a sort of further fellowship.
İnsan yakın dostlarının yanında çok daha rahat olabilir.
I'M GOING TO OFFER YOU A RESEARCH FELLOWSHIP ON THE ANGLO-FRENCH SILLY WALK.
Size Anglo-Fransız aptal yürüyüşü için araştırma bursu önereceğim.
And speaking of such, here is mine in all good fellowship.
Ve bahsetmişken, iyi dostluk adına benimki de bu.
May the blessing of the Bomb Almighty and the fellowship of the Holy Fall out descend on us this day and forever more.
Herşeye kadir bomban Yüce Radyoaktif serpintinin yardımıyla bizleri bugün ve ileride koruyacak.
Danjel was banned from the communion and the fellowship of the church.
Danjel Andreasson cemaate katılmaktan ve kiliseye girmekten men edilmiştir.
With any luck, I'll get a fellowship at King's.
Şansım varsa, King'de Öğretim Üyesi olurum.
The conversation was mature, the Red Biddy flowed down the odd throats, and the good fellowship of the open road prevailed.
Sohbet, çok olgundu. Red Biddy boğazımızdan geçerken ve güzel bir dostluk ortamı etrafı sardı.
Do you believe in the fellowship of man?
İnsanların dostluğuna inanır mısınız?
And grant us so to serve thee by day... that we may find eternal fellowship with them... through Him who died and rose again for us all, Jesus Christ, our Lord.
Ve bize bahşet ki Tanrı'nın vasıtasıyla sonsuz arkadaşlığa erelim bizim için ölen ve tekrar dirilen Yüce İsa, Tanrımız.
Mr Cooper can not do anything until I know that all my fellowship name are free.
Bay Cooper, bütün kardeşlerimin serbest bırakıldığını duymadan bir şey yapamam.
- Or shall we break our fellowship?
Yoksa kardeşlik bozulacak mı?
A trifle unrestrained but perhaps with Apollo's continued fellowship...
Biraz asisin ama belki Apollo'yla arkadaşlığa devam ederek- -
Your oath of fellowship binds you to supporthim.
Kardeşlik yemininiz size onu desteklettirdi.
"The people of Buranda urge the Scots and the Irish to end the English oppression, cast off the imperialist yoke and join the fellowship of free nations".
" Buranda halkı, İskoç ve İrlandalı insanları emperyalist İngiliz boyunduruğunu üzerinden atıp özgür ulusların kardeşliğine katılmaya çağırıyor.
I will build a round table where this fellowship shall meet.
Yuvarlak bir masa yaptıracağım. Bu şövalyeler o masanın etrafında toplanacak.
The fellowship was a brief beginning a fair time that cannot be forgotten.
Yuvarlak Masa Şövalyeleri sadece bir başlangıçtı... unutulmayacak güzellikte bir devirdi.
He said he should have accepted that Rutledge fellowship.
Rutledge'daki öğretmenliği kabul etmeliydim, derdi.
The column I wrote about Alex when he turned down the fellowship.
ÖğretmenIiği ret ettiğinde, AIex hakkında yazdığım makaIe.
Sir, she's the best candidate for a fellowship I've ever seen.
Efendim, üniversite bursu için bugüne dek gördüğüm en iyi aday.
- A Guggenheim Fellowship.
- Guggenheim Bursu o halde.
- No, it's not a Guggenheim Fellowship.
Hayır, Guggenheim Bursu da değil. Ne kazandın, konserve jambon mu?
He was a man who touched the lives of many in warm fellowship.
O, sıcak dostluğu ile birçok kişinin hayatına dokunmuş biriydi.
Here we are met, momentarily away from the bustle of our everyday routines, in a spirit of good-fellowship, in the true spirit of camaraderie.
Bugün burada kısa süreliğine de olsa günlük koşuşturmadan uzaklaştığımız bir ânı, güzel bir arkadaşlık, dostluk ruhu içinde paylaşıyoruz.
He ought to lose his fellowship.
Hocalığı bırakmalı.
The grace of the Lord, Jesus Christ, and love of God, and fellowship of the hollow spirit be with you all.
Rab İsa Mesih'in lütfu, Tanrı'nın sevgisi ve Kutsal Ruh'un paydaşlığı hepinizle birlikte olsun.
Well, you'll always have the fellowship.
- Bak ben herzaman yanındayım. Üstelik çevrende seni hiç yanlız bırakmaz.
You won the Reed Fellowship.
Reed Bursunu kazanmışsın.
The toughest fellowship in the country.
Ülkedeki en zor burs.
I read about your fellowship, and I'm glad you called me back.
Bursunla ilgili bir şeyler okudum, ve beni aradığına çok sevindim.
- She won a fellowship.
- Burs kazandı.
I'm supposed to be leaving on a fellowship... ... that I worked for my entire life, and I don't even care.
Hayatım boyunca kazanmak için çalıştığım bursu kazandım ve gitmem gerekiyor ama benim umrumda bile değil.
If I were you, I would take that fellowship.
Senin yerinde olsam, o bursu kabul ederdim.
Lee, the most work you've done in four years of college is filling out that application for the Penrose Fellowship.
Lee, bence üniversitede dört yıl boyunca yaptığın işler Penrose Bursu'na bir talep kağıdı yazmana yeter.
But this way I have the fellowship money to bring back a Maserati.
Ama böylece burs parasıyla bir Maserati'yle dönebilirim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]