Fertility Çeviri Türkçe
783 parallel translation
Something to do with fertility.
Üretkenlikle ilgili bir şey.
Well, I've provided barren soil for that seed... ... but you'll give it fertility and growth and fruition.
Çünkü benim toprağım bereketsiz çıktı ama sen onu büyütüp olgunlaştıracaksın.
Would you like to see our research in fertility?
Doğurganlık araştırması sonuçlarımızı görmek ister misiniz?
Of all the worlds the life forms on Mars could see and study, only our own Earth was green with vegetation, bright with water, and possessed a cloudy atmosphere eloquent of fertility.
Mars'ta yasayanların inceledikleri gezegenlerin içinden sadece Dünyamız yeşillik ve su kaplıydı... ve üremeye elverişli, bulutlu bir atmosferi vardı.
They were supposed to renew the fertility of the earth every year.
Onların her yıl toprağın bereketini yenilemeleri gerekiyordu.
Finally, know that the High Priestess, Samarra, will beseech the gods of fertility in your behalf!
Son olarak Başrahibe Samarra, sizin adınıza bereket tanrılarına yalvarıyor olacak!
And the fertility rites.
Ve doğurganlık ayinleri.
O gods of fertility, male and female of all creation, let our sacrifice this night soften your hearts, yea, even as the rains you have sent have softened the rich, good earth.
Erkek ve dişiyi yaratan Doğurganlık Tanrıları, senin kalbini yumuşatmak için bu gece kurbanımız olsun, hatta yağmurlar gönderdiğin yer, zenginlikle yumuşasın.
He just can't stand Brother Man and his wife that fertility monster.
Sevgili ağabeyine ve onun doğurgan karısına katlanamıyor. O kadını iğrenç buluyor.
A fertility goddess is the last thing you need in Scarsdale.
Scarsdale'de bir bereket tanrıçasına gerçekten hiç ihtiyacınız yok.
A fertility goddess?
Bereket Tanrıçası mı?
Send us the many blessings of thy bounty, the life-giving sun, the blessed rain, the fertility of the soil.
Bize bereketinden nimetler gönder. Hayat veren güneş, kutsal yağmur, toprağın bereketi.
It could be set to accept factors of youth, health, sexual fertility, intelligence and a cross-section of necessary skills.
Bilgisayar gençlik, sağlık, zeka, üretkenlik ve gerekli ihtisasları öncelik alacak şekilde programlanabilir.
Well, now, fertility...
Doğurganlık.
Then as now, a virgin sacrifice was made for the fertility of our earth and the enrichment of our tribe.
Sonra, şimdi olduğu gibi, bir bakireyi kurban ederdik. Toprağın bereketi adına..... ve kabilemizin zenginliği için.
The god of fertility.
Bereket tanrısı.
That's the god of fertility.
- Bereket tanrısı.
I'll put on a record and do an original Cambodian fertility dance.
Müzik koyup Kamboçyalı verimlilik dansı yapayım diye düşünmüştüm.
- Joyous symbol of fertility.
- Mutlu doğurganlık sembolü.
It is essential that the fertility of the man should remain absolutely intact.
Bir erkeğin doğurganlığının bozulmaması kesinlikle esastır.
Fertility rites were practiced here, so they say.
Üreme ayinlerinin burada yapıldığını söylerler.
On the other hand, some other traits, such as fertility, calf survival rate, bull ineritability,
"Öte yandan doğurganlık, danaların hayatta kalma oranı,.." "... boğaların gen aktarabilmeleri,.. "
Literary analysis draws its fertility from a root in an anthropological standpoint, which
Edebi analiz, antropolojik nokta... temelinden onun verimliliğini resmeder, hangi...
" Relics of these fertility dramas are to be found all over Europe.
" Bu bereket dramalarının kalıntıları tüm Avrupa'da vardır.
Birth, fertility, superstition.
Doğum, üretkenlik, boş inançlar.
One's an ancient Egyptian fertility symbol...
Bir tanesi Antik Mısır'ın doğurganlık simgesi.
The sign on the chain by the Egyptian fertility symbol, what is that?
Mısır doğurganlık simgesinin yanındaki zincirdeki işaretin... anlamı nedir? Şey...
As always in Japan, one admires the fact that the walls between the realms are so thin that one can in the same breath contemplate a statue, buy an inflatable doll, and give the goddess of fertility the small offering that always accompanies her displays.
Japonya'da insan, her daim, alanlar arasindaki ayrimin inceligine hayran kaliyor o kadar ki, bir solukta bir heykel üzerine düsünüp, sisme bir bebek satin alip bereket tanriçasina ufak bir sunuda bulunabilirsiniz, ona vitrinlerinde sürekli eslik edenlerden...
The rose of fertility.
Bereketin gülü.
Sign of fertility.
Doğurganlık imzası.
Have you been to a fertility specialist?
Doğum uzmanına gittiniz mi?
- Keeps your fertility.
- Verimli olmanı sağlar.
Like fertility rites.
Doğurganlık ritüelleri gibi.
Yep, Florence had been takin'fertility pills and she and Nathan had hit the jackpot.
Florence doğurganlık hapları alıyordu sonunda Nathan'la vurgunu vurdular.
My guess is that it is some sort of fertility symbol.
Benim tahminimce bir tür doğurganlık sembolü.
I spend two weeks whacked out on fertility drugs two weeks depressed it didn't work.
Iki hafta kisirlik ilaçlarindan sersem oldum iki hafta bunalim. Ise yaramadi.
Fertility problems can put pressure on a man.
Kısırlık problemleri erkeklerde baskı yaratabilir.
They're fertility pills.
Doğurganlık hapı.
They symbolies fertility and evil.
Doğurganlığı ve kötülüğü simgeliyorlar.
Fertility dolls.
Bebek doğurtan.
Fertility beads.
Bereket boncukları.
It's a fertility drug, Andy.
Doğurganlık ilacı Andy.
A fertility drug. That's exactly what the lab guys told me. But it turns out that Pergonal, when it's injected in, like, massive quantities will actually create ovarian cysts.
Doğurganlık ilacı, laboratuardakiler tam da bunu söylediler.Ama bu ilacı büyük bir miktarda enjekte ettiğinde, yumurtalık kisti yaratır.Tanrıya şükür ki genç zeki bir cerrah vardı, Trace, yoksa bizi çok korkutmuştun.
Mangbatu women paint their cheeks as signs of fertility.
Kabile kadınları yanaklarına doğurganlığı simgeleyen... - bu tip işaretler koyar.
When He was invented, there were a lot of pagan religions that celebrated sexuality and fertility and so on.
O doğduğunda cinsellik ve bereket ayinleri yapan bir çok pagan dini vardı.
That's a rare fertility symbol from a small nomadic tribe in Ghana.
Gana'daki küçük bir göçebe kabile tarafından üretilmiş nadir bir sembol.
This bivalve's rate of fertility is extremely high. After laying a million eggs...
Bu yumuşakçanın üreme oranı oldukça yüksek.
Now, don't start doing a fertility dance.
Hiç kıvırma şimdi.
You said this was supposed to be a fertility ritual.
Temizliyorlar.
I'm taking fertility pills.
Doğurganlık hapı alıyorum.
A maiden at the height of her fertility is the only thing that can save the crops.
Ürünleri kurtarabilecek tek şey, verimli çağının zirvesinde olan bir bakiredir.