Fille Çeviri Türkçe
92 parallel translation
Someone upstairs is playing musical chairs with an elephant.
Üst katta birisi bir fille müzik yapıyor.
Well, you're not talking to an elephant now, Mr. Jones.
Şey, şu anda bir fille konuşmuyorsun, Bay Jones.
Many elephants.
Pek çok fille.
Paramour, concubine, fille de joie- -
"Metres, kapatma, fille de joie." Bunlar değiliz.
Then on saturday they did fille mal gardee.
Cumartesi Fille Mal Gardée'yi yaptılar.
There is no way that Fille De Fermier could've won that race.
Fille de Fermier'nin o yarışı kazanması mümkün değil.
And I put all the money on Fille De Fermier.
Ve bütün parayı Fille de Fermier'e yatırdım.
Fille de fermier in French means "farmer's daughter."
Fille de Fermier Fransızcada "çiftçinin kızı" demektir.
A fille de joie!
Neşeli bir kadın!
Baldrick, I want you to take this and buy a turkey so large you'd think its mother had been rogered by an omnibus.
Baldrick, bunu alıp dışarı çıkmanı istiyorum, öyle büyük bir hindi al ki hindinin annesi, fille çiftleşmiş sanasın.
"What do you do with an elephant with three balls?"
"3 taşağı olan bir fille ne yapardınız?"
I checked on that fille you gave me.
Bana verdiğin dosyayı kontrol ettim.
Barring further authorized inquiry, this case - fille # DF101364 - is closed.
DF101364 numaralı dosya kapanmıştır.
Bad command or fille name.
Bozuk komut ve dosya adı.
And we just thought that if you met the elephant, if you got to know her, maybe you could get over your... fear.
Sorununla ilgili konuştuk. Ve eğer fille bir araya gelirsen, eğer onu tanırsan, belki üstesinden gelirsin... korkunun.
- Oh, yes. As any Barbiephile would know Woodstock Barbie comes with elephant-like bell-bottoms and in a poor boy top.
Her Barbie'ci bilir ki, Woodstock Barbie'si İspanyol paça giymiş, zil takan bir fille ve üstünde zavallı bir oğlanla gelir.
It's like flying with a dead elephant on our back.
Sırtımızda ölü bir fille uçuyormuşuz gibi.
Well, a federal employee was fatally injured last night, and there seems to be a case developing around the elephant that escaped from your zoo.
Hayvanat bahçenizden kaçan fille ilgili bir dava var.
What was all that stuff with the elephant in the middle?
Ortalardaki o fille ilgili şeyler neydi öyle?
Mechante'tite fille.
Ne var ufaklık?
- Or an elephant.
- Ya da bir fille.
Single fille was what I said, right?
Tek sıra hâlinde demedim mi?
Single fille!
Tek sıra olun!
If I fiind you goofiing offagain, I'll fille a complaint.
Eğer seni tekrar aylaklık ederken yakalarsam şikayette bulunurum.
Single fille.
Tek sıra halinde inin.
No luck finding the fille de joie, huh?
Demek aradığınız fahişeyi bulamadınız?
It is not considered becoming in a'jeune fille a marier'.
Çünkü evlenecek bir genç kızda böyle şeyler hoş karşılanmaz.
And at the present moment... I am a'jeune fille a marier'.
İçinde bulunduğumuz anda ben evlenecek bir genç kızım.
Her application is not in the fille.
Özgeçmişi dosyada yok.
Didn't you fille the applications in serial?
Dizideki başvuruları dosyalamadın mı?
I don't know how the papers in my fille got into yourfiile...
Benim kağıtlarım nasıl oldu da sizinkiyle karıştı bilmiyorum...
- I asked for one fille!
- Bak şunlara!
What I need you to do is go to the offiice and prepare the Murdoch fille.
- Ne yapmana ihtiyacım var biliyor musun? Ofise gidip Murdoch dosyasını hazırlamanı istiyorum.
The prince asked for her hand in marriage.
Prens yüzlerce at ve fille geri dönüp prensesi götürecek. Prens ona evlenme teklif etmiş.
We still got an open fille on this case and I got big questions.
Dava dosyası hala açık yanıtlanmamış bir sürü soru var.
He's always going, "That bitch ate my fille."
Hep, "bu o * ospu dosyamı yedi," der.
And maybe to fille it away, in case it's a long time before the next one.
Ve belki dosyalamak için. Bir sonraki uzun süre sonra olursa diye.
Take a moment to fille this away for later.
Bunu sonrası için dosyala.
- Talk to the elephant on my chest.
Nasılsın? - Göğsümde oturan fille konuşun.
- Monique, voici ma fille et ma petite fille.
Monique, voici ma fille et ma petite fille. Ah.
He can talk to an elephant?
Fille konuşabiliyor mu?
- Excuse me. What about this Thai man with a red scarf and a baby elephant?
- Affedersiniz yavru bir fille dolaşan Taylandlı çocuğa ne oldu?
For pizza and elephant rides?
Pizza alıp, fille gezdireceğini?
Take care of the elephant, nanny.
Nine fille ilgilen.
Now for my amusement, let the monkey fight the elephant.
Beni eğlendirmek için, fille maymunu savaştırın.
Gabrielle, ma petite fille!
Gabrielle, seni görmek ne güzel!
You came to Delhi on an elephant?
Delhi'ye fille mi geldiniz?
I do like that perfume Belle Fille.
Belle Fille denen parfümü beğeniyorum.
That elephant?
O fille dans edecek.
- Est-ce que Anne est la fille de madame Giselle?
- Est-ce que Anne est la fille de Madame Giselle?
C'était sa fille.
C'était sa fille illégitime.