Filter Çeviri Türkçe
1,169 parallel translation
Sir, remember to use the hydrogen-alpha solar filter.
Efendim, hidrojen-alfa güneş filtrelerini kullanmayı unutmayın.
It'll strain my juices from you and filter pulp :
O senin suyunu sıkacak ve seni eleyecek. Geriye kalan :
It is the end of months of total darkness and as the sun's rays filter down through the trees, they reveal a cold, harsh world.
Mutlak karanlıkta geçen ayların sonu... ve güneş ışınları ağaçların arasından süzüldükçe, soğuk ve sert bir dünyayı aydınlatıyorlar.
This is basically a high-efficiency filter and heat-exchange system.
Bu temel olarak etkili bir filtreleme ve ısı değişimi sistemidir.
Did you put the filter?
Filtreyi koydun mu?
He ´ s whining because I threw his stuff away because when he doesn ´ t have enough speed, he wants to filter it twice
Sızlanıp duruyor çünkü onun zımbırtılarını attım çünkü yeterince gücü olmadığında iki kere filtrelemek ister.
No matter how horrible the action was that you were covering, when you looked through that glass, that glass was your filter.
Çektiğiniz olaylar ne kadar korkunç olursa olsun, kameradan baktığınız zaman cam sizin filtreniz oluyordu.
Whatever we can tell about the Prophet, of course, is screened through the filter of what has been preserved over the centuries and what people have wanted to preserve.
Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen, çok farklı bir kişi olan Hz. Muhammed'in o dönemde nasılsa şimdi de aynı şekilde algılanıyor olması şaşırtıcı.
As the barrier of the language dissolved, ideas born in the great Muslim cities began to filter into Europe., ideas that would forever change Western thought.
Dildeki engeller aşılmaya başladıkça, Müslüman şehirlerde doğan fikirler Avrupa'ya süzülerek girmeye başladı., ve batılı düşünme biçimini sonsuza dek değiştirdi.
They filter out any tiny plankton, any small animals floating in the ocean.
Okyanusta yüzmekte olan ufacık plankton ve küçük hayvanları filtre ediyorlar.
Someone forgot to close the filter again.
Birileri yine filtreyi kapamayı unutmuş.
This filter will disrupt my homing beacon.
Bu filtre benim işaretleyicimi bozacak.
Voice-activated parabolic mike with a high-gain noise filter.
Hareketli ses, parabolik mikrofon ile yüksek kazançlı gürültü emici.
We'll take you to Angiography and put in a filter.
Seni anjiografiye götürüp bir filtre içine koyacağız.
When did your brain lose its filter?
Beynindeki filtre ne zaman kayboldu?
Make sure you use that Cybill Shepherd filter.
Şu Cybill Shepherd filtresini kullandığına emin ol.
Well can you filter them out?
Zehirleri filtre edemez misin?
I went six months without replacing my pollen filter in my car, so it was in the shop.
Bu yüzden arabam garajdaydı. Taksi bulamadım. Bu yüzden otobüse bindim.
Got yourself a little water filter, huh?
- Demek kendine su filtresi aldın.
I get a cut from the sale of each filter and from the sale of each licence.
Her filtreden ve her lisanstan pay alıyorum.
We love seeing you guys. And this filter thing? Hell of an idea.
Sizinle görüşmeyi seviyoruz ve bu filtre işi çok iyi fikir.
It's the Sparkle Tap water filter.
"Işıldayan Musluk" çeşme suyu filtresi.
I'm not asking you to just buy a filter. I'm asking you to buy into a way of life.
Sadece filtre almanızı değil bir hayat tarzına para yatırmanızı istiyorum.
I don't even want the filter.
Ben filtreyi bile istemiyorum aslında.
Yeah, as long as that family's buying a water filter!
Aile su filtresi alsın da yeter!
It's better than paying $ 1000 for a water filter.
Su filtresine bin dolar ödemekten iyidir!
Actually, I took the filter off.
Filtreyi çıkardım.
Filter out the polarized photons.
Polarize fotonları dışa doğru filtre et.
What's a perceptual filter?
Anlama filtresi de ne?
Try to filter out the subspace RF interference.
Alt uzay radyo frekansının gürültüsünü filtre etmeye çalışıyorum.
The filter doesn't work, the pump doesn't work - nothing works.
Süzgeç çalışmıyor, pompa çalışmıyor... hiçbir şey çalışmıyor.
- I just liked watching him clean the filter.
- O çalışırken izlemeyi seviyordum.
We'll change the filter every hour. - You on it, Garcia?
Bu nedenle burada daha dikkatli olmalısın.
It's like a tiny net, woven in the form of a labyrinth, that is used to cover a baby's crib to filter in the good dreams and to stop the bad dreams from entering by redirecting them through a labyrinth.
Labirent şeklinde örülmüş küçük bir ağa benzer. Düşleri labirente yönlendirerek güzellerini süzmek ve kötülerini durdurmak için, bebeklerin beşiklerinin üstüne asılırmış.
You used to smoke "Drina" without filter.
Filtresiz Drina içerdin.
I also added a low-frequency wind filter to eliminate unwanted sounds.
Ayrıca düşük frekanslı bir filtre yerleştirdim, böylece... 150 hertzin altında kalan bütün istenmeyen sesleri temizleyecek.
Silent wind filter.
Rüzgar filtresi.
Master Shake said it would dissolve me, and then I would get clogged in the filter, and then beavers would come and eat me.
Usta Shake suyun beni eriteceğini ve filtreyi tıkayacağımı, sonra da kunduzların gelip beni yiyeceğini söyledi.
Yeah. You want to hand me those filter papers right there?
Şu filtre kağıtlarını verir misin?
"She'd sing and gaze up, seeking the sunlight that barely managed to filter down into the depths."
"Karanlıkların içine zor zar sokulan baygın güneş ışığını görmek için şarkı söylerken hep yakarıya doğru bakarmış."
I'm running the image through an enhancement filter.
Görüntüyü filtreden geçiriyorum.
Said it would filter my blood, keep it clean. - My ass.
Kanımı temizlediğini, onu temiz tuttuğunu söylüyorlardı.
This here is the air filter.
Şu gördüğün, hava filtresi.
This is the air filter, Dawson.
Bu hava filtresi, Dawson.
Crais is there a way to filter out these pulses?
Crais bu darbeleri süzmenin bir yolu var mı?
Can Moya filter out the poison, like she did when Aeryn was sick?
Moya zehri süzebilir mi, Aeryn'in hastalığında yaptığı gibi?
THAT WAS BEFORE I STARTED USING THE BRITA FILTER.
Brita Filtresi ( su filtresi ) kullanmaya başlamadan önceydi.
Forget the gentle filter feeders of the twenty-first century.
20.yüzyılın biberonla beslenen nazik hayvanını unutun.
Most tunicates are filter feeders, but this one has become a predator and its greatly enlarged siphon has been converted into a trap.
Gömleklilerin cogu süzücüdür ama bu bir yirtici hayvan haline gelmis ve fazlasiyla genislemis olan sifonu bir tuzaga dönüsmüstür.
- All right, I'll take a filter.
- Tamam, bir filtre alırım. - Aman ya.
Maybe we can adjust the environmental controls to filter out the musk.
Klingon veribantını araştırdım. Çok ilginç insanlar ;