Findings Çeviri Türkçe
1,009 parallel translation
And have confided your psychoanalytic findings to nobody?
Peki bu psikanalitik bulgularını kimseye anlattın mı?
Legal procedure in this state calls for a coroner's inquest... the findings of which are submitted to the district court.
Bu eyaletteki yasal süreç, bulguların teslim edildiği bölge mahkemesi sorgu yargıcının soruşturmayı yürütmesini gerektiriyor.
- I would like to briefly summarize their findings.
-... bulgularını kısaca özetlemek istiyorum.
Two years. But I first heard from him ten days ago... He wanted me to check his findings.
Ama ben bunu 10 gün önce benden bulgularını kontrol etmesini istediği zaman öğrendim.
We are aware that most of our colleagues ridicule our findings.
Meslektaşlarımızın çoğunun bulgularımızı saçma gördüğünün farkındayız.
Our findings show there is no cause for alarm.
Vardığımız sonuç, hiçbir korkuya kapılmaya gerek olmadığı yönünde.
He's produced some important findings.
Oldukça değerli buluşlar yapıyor.
He's also taken credit for some important findings.
Bu önemli buluşlarından itibar kazanıyor.
Well, the laboratory findings confirm Dr. Norton's original diagnosis.
Laboratuvar sonuçları Doktor Norton'un ilk bulgularını doğrular nitelikte.
We should wait and present our findings at the Federation.
Durup bulgularımızı federasyona yollamalıyız.
I called Dr. Bradley in to check my findings, and our opinions concur.
Dr. Bradley'i bulgularımı kontrol etmesi için ve kabulü için aradım.
And what were your findings, Mr. Keller?
Bulgularınız ne idi, Bay Keller?
Would you tell the court your findings?
Mahkemeye bulgularınızı açıklar mısınız?
And autopsy confirmed my spot findings.
Ve otopsi ilk bulgularımı doğruladı.
Tell them the findings of aerial reconnaissance will follow.
Havadan takibi sonra göndereceğiz de.
- Yes, those are parts of my findings.
- Evet, bunlar benim bulgularımın parçaları.
What were your physical findings, Dr Pearsall?
Ne gibi maddi bulgulara ulaştınız, Dr. Pearsall?
Physical findings were a one-inch shortening of the left leg.
Maddi bulgular, sol bacağın iki buçuk santim kısaldığı şeklindeydi.
Your Honor, may I remind you of my findings in this man's word association test?
Gidecek hiçbir yerleri ve hiç kimseleri olmadığı için üç aç çocuğu evine alan başka bir adam gösterin. Babamın parası yok. Hiç olmadı.
When the time comes, we'll publish our findings.
Zamanı geldiğinde de bulgularımızı yayınlayacağız.
And what were your findings?
Ne buldunuz?
I will turn my findings over to the federal authorities at Ketchikan.
Bulgularımı Ketchikan'daki Federal makamlara devredeceğim.
"Our findings prove that the spring is on Osman Kocabas'land, " therefore he has first claim to the water. " Put the dam back.
Tahkikat sonucunda dava mevzusunun Osman Kocabaş'ın tapulu arazisi dâhilinde çıktığı anlaşıldığından önce onun tasarrufu altına verilmesine karar verilmiştir.
- I commissioned, last year, a study of this project. Based on the findings of the Bland Corporation, my conclusion was that this was not a practical deterrent, for reasons which at this moment must be all too obvious.
Bland Vakfının bulguları doğrultusunda, bunun pratik bir vazgeçirici olmadığına karar verdim, şu anda açık seçik malum olan sebepler yüzünden.
Before he died, Mr Cleaver posted some of his findings online.
Tabii Bay Cleaver ölmeden önce, bazı bulgularını postalamıştı. Öyle mi?
The time to complete your findings.
Bulgularını tamamlama zamanı geldi.
Here are the findings from the institute.
Enstitüden gelen bulgular burada.
Well, I think we must agree our findings are not inconsistent with an exacerbation of the median nerve and lumbar plexus.
Pekala, beler. Sanırım ilk bulgularımızda kol medyan siniri..... ve bel pleksusundaki bulgular arasında bir tutarsızlık olduğu konusunda hemfikiriz.
However, as you know, I don't have the power... to reverse the findings of a court-martial.
Ancak divan-ı harp kararlarını değiştirme yetkim yok.
Then it translates its findings into English.
Sonra da bulduklarını İngilizce'ye çeviriyor.
Mr. Jaeger, describe your geophysical findings for the surface below.
Bay Jaeger, yüzeyle ilgili jeofizik bulgularını bildir.
We advise you that our preliminary findings indicate that your onboard 9000 computer is in error predicting the fault.
İlk bulgularımıza göre gemideki 9000 bilgisayarınızın hata tespit kabiliyetinde arıza olduğunu bildiriyoruz.
Yes, the Chief of Detectives investigated this matter and reported his findings to me.
Evet, Dedektif Şefimiz soruşturmayı yapıp verileri bana iletmişti.
We've housed all findings and visual data from Sun Probe One in vault two.
İki numaralı kasadaki Sun Probe One ile ilgili bütün bilgileri izliyoruz.
Someone who could take full advantage of any findings on the new planet, however bizarre and unusual they happen to be.
Ne kadar alışılmadık veya garip olursa olsun gezegendeki her şeyden fayda sağlayabilecek biri.
I wish to see your findings.
Bulgularınızı görmek istiyorum, doktor.
If our findings correlate, it would speed matters greatly.
Eğer bulgularımız uyumluysa, çalışmamıza hız katacaktır.
So you're to give him your initial findings and then follow his instructions.
Bu yüzden ilk bulgularınızı ona vereceksiniz ve emirlerine uyacaksınız.
Look, I've checked my findings thoroughly.
Bulgularımı gözden geçirdim.
- According to findings, it should.
- Dönmeli.
We've checked his findings through the computer, and they're absolutely valid.
Bulgularını bilgisayarda kontrol ettik.
There's no time to argue about the findings now.
Tartışmaya vakit yok.
I cannot allow it until our scientists have checked the findings.
Bulguları inceleyene kadar izin veremem.
- I refuse to accept your findings. - You don't have the choice.
Bulgularınızı kabul etmiyorum.
Dr. McCoy, for the record, will you tell the court your findings?
Dr. McCoy, kayıtlar için mahkemeye bulgularınızı söyler misiniz?
Mr. Spock, were you aware of Dr. McCoy's findings?
Mr. Spock, Dr. McCoy'un bulgularının farkında mıydınız? - Artık biliyorum.
According to my latest findings a woman has 3,267 erogenic zones.
Son bulgulara göre bir kadında 3,267 tane cinsel uyarıcı bölge var.
But the government also had the findings of a poll showing that 2 / 3 of the American people condone police violence.
Hükümet aynı zamanda, Amerikan halkının üçte ikisinin polis şiddetine göz yumduğunu gösteren kamuoyu yoklaması sonuçlarını ele geçirdi.
I'll abide by their findings.
Bulgularını bekleyeceğim.
All of these findings assume special significance in Negroes.
Bütün bu bulgular, özellikle zencilerin metabolizmalarına özgü şeyler.
I was just going over the findings.
Test sonuçlarını inceliyordum.