Fleas Çeviri Türkçe
478 parallel translation
He had fleas, anyway.
Hem zaten pirelinin tekiydi.
They're scratching their fleas all over.
Pirelerini her yere döküyorlar.
Says "Positively kills fleas, lice, and other scourges".
Bak, tahta kurusu, pire ve benzeri böcekleri öldürür diye yazıyor.
Now out of my way, you masters of a thousand fleas.
Şimdi çekilin yolunda, sizi pire torbaları.
- She and Holmes are thick as fleas.
- Holmes ile onun arasında su sızmaz.
As we say in Milano, when you lie down with dogs, you wake up with fleas.
Milano'da dediğimiz gibi, köpekle yatarsan pireyle uyanırsın.
Soon, you can lie in your tub and get rid of the fleas.
Yakında küvetine uzanıp pirelerden kurtulabilirsin.
What fleas?
Ne piresi?
The Chindwin river is lined with them like fleas.
Chindwin Nehri'nde pire gibi sıralanmışlar.
Swamps, jungle, rivers, flies, fleas, beetles, bugs, snakes.
Bataklıklar, orman, nehirler, sinekler, pireler, böcekler, yılanlar.
How did you happen to get mixed up with this outfit of leaping fleas, anyway?
Sahiden, bu sıçrayan pire kıyafetine nasıl büründün sen?
- How often do they change the fleas?
- Pireleri de sık sık değiştiriyorlar mı?
Been thick as fleas ever since Jerry disappeared.
Jerry kaybolduğundan beri pire gibi çoğaldılar.
I told you that is not fortune as fleas in a blanket.
Umarım şansınızı ararken battaniyedeki pirelere yakalanmazsınız.
The Ekbergs and Asta and all the kids have worms, and all the wagons are full of fleas.
Ekbergler, hasta ve bütün çocuklar kurtlandı. Ayrıca at arabalarının hepsi pire yuvası olmuş.
He'll get fleas all over the baby. "
...... Pireleri bebeğe geçecek. "
Putting fleas on the butler?
Uşağa pirelerin mi geçti?
I am only interested in my fleas.
Sadece pirelerimle ilgileneceğim.
The fleas don't like it.
Pireler hoşlanmaz bundan.
Ah. Educated fleas.
Eğitimli pireler.
- He has them jumping around for him like my fleas... only the fleas are smarter.
- Adamın etrafında pirelerim gibi zıplaşıyorlar... ama pirelerim daha zeki.
The fleas of the world.
Dünya'nın pireleri.
You cover canvases with colored fleas.
Tuvallerinizi renkli pirelerle boyuyorsunuz.
Desert, fleas, not a woman in miles.
Çöl, pireler, miller boyunca kadın yok.
Ain't he got fleas?
O pireli değil mi?
If you washed, you wouldn't have fleas.
Yıkansan sen de pireli olmazdın.
I'll have my fleas and keep my health and strength.
Pirelerimle beraber sağlıklı ve mutlu kalacağım.
All forms of life can be taught. Even fleas.
Yaşamın her şekli öğrenilebilir, hatta insanı hoşnut da edebilir.
Or maybe it's fleas
- Belki de pirelerden
It creates feuds among inmates. Other prisoners complain of lice and fleas.
Mahkûmlar arasında kavgaya neden oluyor Diğer mahkûmlar bit ve pireden şikayet ediyor.
The fleas are eating you alive!
Pireler sizi canlı canlı yiyor!
and it's full of fleas.
Çirkin, küçük ve pirelerle dolu bir yer.
Keeping his watch during the long years the man has learnt to know even the fleas and the guard's fur collar.
Uzun yıllar boyunca kapıcıyı gözetleyen adam, sonunda. .. kapıcının kürkündeki pireyi bile tanır..
And growing childish in old age he begged the vilid fleas to persuade the guard to change his mind and allow him to enter.
.. ve yaşlanıp çocuklaşınca, kapıcıyı ikna etmesi için.. .. o pireye bile rüşvet verir..
Don't go shooting all the dogs'cause one's got fleas.
Birinde pire var diye bütün köpekleri vuramazsın.
Jinbei's gaming house doesn't want fleas like you crawling around.
Jinbei senin gibi pireleri kumarhanesinde istemiyor.
Wash your daughter, dog, and kill her fleas, she's coming to the palace for My Lordship here.
Kızını yıka ve pirelerini öldür, köpek. Saraya gidiyor. Bu dostum için.
And watch out for the fleas at the Ambos Mundos.
Ambos Mundos'ta pirelere dikkat edin.
The patients are slum people, full of fleas and lice.
Hastalar gecekondu mahallelerinden, bitli ve pireli insanlardır.
I'll take cholera, dysentery, sunstroke, fleas in my bed... Arabs in my hair, but I cannot take politicians.
Koleraya, kanlı ishale yakalanırım, yatağımda pire, saçımda Araplar, ama siyasetçilere yakalanmam.
Well, has a dog got fleas?
Elbette, Köpeğinde pire varmı?
You've got more businesses than a dog has fleas.
Köpekteki bit kadar çok işiniz var.
Leave your fleas alone.
Pirelerini rahat bırak.
This is why your phone lines are tapped and the feds are crawlin'all over you like fleas.
Onun için telefonların dinleniyor ve Federaller çevrende sinek gibi dolanıyor.
Even fleas have their say, now?
daha fazla Yok.
- I bet he has fleas.
- Eminim pirelenmiştir.
You are hurting the fleas!
pireleri yaralıyosun!
I almost die with the fleas in this place.
Buradaki pireler öldürecek beni.
Well, I have... I brought a lot of stuff for your fleas... and I'll be more than willing to put it down.
Pireler için bir sürü şey getirdim seve seve yerleştiririm hepsini.
That animal has fleas.
O hayvanda pire vardır.
See Phyllis and Henry Those educated fleas
Phyllis ve Henry'e bakın.