Fractured skull Çeviri Türkçe
147 parallel translation
Fractured skull, I guess.
Kafatası çatlağı, sanırım.
A fractured skull, I trust.
Çatlamış bir kafatası.
- With a fractured skull?
- Çatlak bir kafatasıyla mı?
- Looks like a fractured skull.
- Kafatası çatlağı gibi.
He died of a fractured skull, not a bullet wound.
Kurşun yarasıyla değil, kafatasındaki kırık yüzünden ölmüş.
His jugular vein was severed, he has broken ribs and a fractured skull.
Boynundaki ana damarı etkilenmişti, Kaburgaları da kırılmış ve kafatasında bir çatlak var.
- Anybody got a fractured skull?
- Kafatası çatlayan var mı?
Fractured skull
Kafatası çatlağı.
I could be lying out there in the sand with a fractured skull.
Burada ayakta dikiliyor bile olmayabilirim. Çölde ölüyor olabilirim.
Hey, maybe you got a fractured skull and don't know it?
Hey, kafatasında çatlak olabilir bunu biliyorsun değil mi?
Might only be a concussion instead of a fractured skull.
Kafatası sarsıntısı geçirmiş. Yaralanma yok.
He died from a fractured skull.
Ölümü kırılan kafatasından olmuş.
The next morning, the janitor found him with a fractured skull... and my desk lamp next to him.
Ertesi sabah bina sorumlusu onu, kafatası çatlamış bir halde bulmuş. Ve yanı başında da benim masa lambam duruyormuş.
Mrs. Lear suffered a fractured skull.
Bayan Lear kafatasından yaralandı.
I was in a motorcycle accident in which I suffered a fractured skull and numerous broken bones in my head.
Bir motosiklet kazası geçirdim. Başımda çok sayıda kemik kırıldı ve kafatasım çatladı.
How about a fractured skull?
Kafatasın kırılırsa ne olacak?
Just a fractured skull.
Sadece kafatasım çatladı.
Cracked ribs, fractured skull, little eye gouge?
Kaburgalarını mı kıralım? Dişlerini mi sökelim?
Fractured skull, beat the shit out that motherfucker.
Kafa tasını ezin ve dövün o herifi.
Fractured skull, drifting in and out of consciousness.
Kafatası çatlamış, gidip geliyor.
And the following day... were you informed that the man in question... had suffered a fractured skull?
Ertesi gün size söz konusu bu adamın kafatasında bir kırık oluştuğu bilgisi verildi mi?
It could mean a fractured skull.
Çünkü kırık kafatası demektir.
He had a fractured skull, broken jaw, clavicle three broken ribs and this...
Kafatası çatlamıştı, çenesi, köprücük kemiği ve üç kaburgası kırılmıştı ve de bu.
Fractured skull, severe brain swelling.
Çatlamış kafatası, şiddetli beyin şişliği.
Your little joke had a fractured skull.
Küçük şakanda çatlak bir kafatası vardı.
Your skull was fractured.
Kafatasınız çatlamış.
At first they thought his skull was fractured, but it ain't.
Önce kafatası kırık sandılar ama değil.
He fractured his skull, and he was laid up so long.
Kafatası çatladı ve çok uzun süre yattı.
He fell down the stairs and fractured his skull.
Merdivenden düştü ve kafatası çatladı.
- Her skull was fractured in her fall.
- Düştüğünde kafatası çatlamış.
His neck and back were broken, his chest crushed, his skull fractured and here's one for Sherlock Holmes :
Boynu ve omurgası kırılmış, kaburgası ezilmiş, kafatası çatlamış... ve bu tam Sherlock Holmes'a göre...
- Your record also shows that you've had your skull fractured, your arm broken twice, lost three teeth and been stabbed four different times.
- Kafatasın çatladı, iki kere kolun kırıldı, üç dişin yok ve dört kez bıçaklandın.
His skull was fractured.
Kafatası kırılmıştı.
If he'd fractured his skull, something to knit the bones together?
Eğer kafatası kırılmış olsaydı kemikler birleşmez miydi?
What do we do if his skull's fractured?
Kafatası çatlamışsa ne yapacağız?
Fractured spine and skull.
Omurgası kırılmış.
I knew I should've fractured her skull.
Onun kafasını kırmamız gerektiğini biliyordum.
He might have fractured his skull.
Kafasını incitmiş olabilir.
Jim's back was broken in three places, his skull was fractured and his chest crushed.
Jim'in omurgasi üç yerden kirilmis, kafatasi çatlamis... gögüs kemigi ezilmisti.
On suspension after you nearly fractured his skull?
Uzaklaştırma mı? Neredeyse beynini dağıtıyordunuz?
He just slapped him across the face, but it fractured his skull.
Yere eğilip onun suratına vurdu ama ne yazık kafatasını çatlattı.
Yes, as you see, the skull is fractured right there.
Evet, bakın, kafatası buradan darbe yemiş.
- His skull's been fractured.
- Kafatası parçalanmış.
What if your skull is one of those that becomes fractured?
Ya şu kırılanlardan biri senin kafatasınsa?
Well, if I go down there, nobody's skull's going to be fractured.
Oraya gidersem kimsenin kafası kırılmaz.
- May have fractured his skull.
- Kafası kırılmış olabilir
Her skull is fractured.
... kafatası çatlak.
Fractured skull.
Tamam tamam pekala.
Skull is fractured.
Kafatasında kırık var. Muhtemelen sivri olmayan bir cisimle vurulmuş.
His skull is fractured. Death was likely caused by internal hemorrhaging in the brain.
Kafatası çatlamış ve ölümü muhtemelen beyin kanamasından olmuş.
Her skull's fractured.
Kafatası kırılmış.