English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ F ] / Frag

Frag Çeviri Türkçe

116 parallel translation
As strong as steel. Yet as frag i le And delicate As shantu ng s i lk.
Hem çelik kadar kuvvetli, hem de Şantung ipeği kadar narin.
HE SAID, "YOU MAY BE AN U N DIG ESTED B IT OF BEEF, " A CRU M B OF CH EESE, A BLOT OF M USTARD, " A FRAG MENT OF AN U N DONE POTATO.
" Bir lokma hazmedilmemiş et, bir peynir kırıntısı, bir damla hardal ya da bir parça pişmemiş patates olabilirsin.
- I'd like to frag the freaks!
Küçük ucubeleri kırmak istiyorum.
Somebody oughta frag his ass.
Birinin onun kıçını düzeltmesi gerek.
I say we frag that fucker tonight!
Bu pisliği bu gece temizleyelim.
Abby Sandoval has glass frag in her wound track. Not surprising since she was shot through the window of her car.
Abby Sandoval'ın yarasında cam parçası vardı, araba camı üzerinden vurulduğu için.
- Frag is up.
- Mermi hazır.
- Gunner, troops, frag.
- Topçu, birlikler, bomba.
- Frag's up, sir.
- Bomba hazır.
Frag!
Ateş!
- We're out of frag, sir!
- Mermi yok, efendim!
Frag him!
- Yakalayın!
I'll let you know what happens, assuming he doesn't frag me just for kicks.
Gelişmeleri bildiririm. Tabii kellemi uçurmadığını varsayarsak.
I'm giving you geeks 10 seconds before I frag everything in sight.
Burayı yakıp yıkmadan önce siz gerzeklere 10 saniye veriyorum.
And I'm the night manager at the Hotel d'Frag.
Ve ben de Lanetli Otel'in gece müdürüyüm.
- Kill, Main, frag, destroy.
- Öldüreceğim, lanet, yok ede...
Okay, frag-face, let's tango.
Tamam lanet surat. Hadi tango yapalım.
Get us home or we're gonna frag your ass.
Bizi eve geri götür yoksa çanına ot tıkarız.
Search out the Gorgonites and frag them all!
Gorgonitleri bulun ve lime lime edin?
Frag'em all!
Parçalayın onları?
They are bringing around their Frag Cannons...
Frag toplarını da getiriyorlar...
- Frag cannons?
- Frag topları?
- What is the range of their Frag Cannons?
- Frag toplarının menzili nedir?
Frag Cannons are locking on...
Frag topları kilitleniyor...
This bastard just tried to frag us.
Bu pislik bizi havaya uçurmaya kalktı.
The command carrier's frag cannons have locked and targeted us.
Komuta gemisinin lazer topları bizi hedef aldı ve kilitlendi.
Charging all frag cannons.
Tüm toplar ateşe hazırlanıyor.
Crichton, even if we can frag - leap... the defense screen to that cell over there how the frell are we gonna stop the vomit?
Crichton, savunma kalkanını oraya... o hücreye götürebilsek bile, Kusmuğu durdurmak için ne halt yiyeceğiz?
Private Jackson took a grenade frag rushing the enemy OP.
Er Jackson düşman ordugâhından bir el bombasına maruz kaldı.
The shattering effect here indicates high explosive and blast and frag pattern indicates that the explosive, uh, was packed up front
Tahrip etkisi, güçlü bir patlayıcı olduğunu gösteriyor. Ölüm şekline göre, belli ki bomba düzeneği ön taraftan hazırlanmış.
Frag from the container thermal effect from the release of gasses and blast pressure
Parça etkisi, sızan gazın sıcaklık etkisi, ve patlama bacıncı. En çok hasar veren de o zaten.
So, let's follow along the seam and that's where the frag is largest
En geniş açıklıktaki bağlantı yerini takip et.
- Mortar frag.
- Havan ateşi.
By this... the primary frag.
Bu ; bunun parçaları her yana dağılmış.
You are the rast of a dying breed, the frag-waving American.
Ölmekte olan bir soyun sonuncususun, bayrak sallayan Amerikalı.
Yes, it's a frag from the blast.
Evet, patlamanın savurduğu parçacıklardan.
This my plastic frag?
Bu benim plastik parçacığım mı?
That explains the jacket frag all over the place.
Bu her yana dağılan mermi gömleğini açıklıyor.
Very hard to acquire. I found this at Well's shop.
FRAG-12 fişek, yüksek patlayıcı, parçalayıcı mermi.
Something with a high frag-count.
Deli gibi adam öldürebileceğin bir şey.
- You know he can frag this place?
- Burayı ayağa kaldırabilir.
We've got a plastic frag.
Plastik bir parça var burada.
He took some frag.
Çok şarapnel isabet etmiş.
Frag'em. gonna cook'em off
Onlara el bombası atıp, işlerini bitireceğiz.
I need a frag grenade... Morgan, Morgan, Morgan.
- Ben de ona el bombası fırlattım.
Yeah, it's a bullet frag.
Evet, mermi parçası.
So did you get anything from trace yet on that frag we found?
Bulduğumuz o parçanın laboratuar raporu geldi mi?
Well, it explains all this plastic frag in the body.
Cesetteki bu plastik parçaları açıklıyor.
Is the the frag from our Cuban gentleman?
- Bu Kübalıdan çıkan parça mı?
You know, it was actually the frag that killed him, well in a way.
Onu öldüren bu parça oymuş. Bir bakıma yani.
For hardened security glass, I prefer frag-12, a military round with an explosive projectile.
sertleştirilmiş güvenlik camları için, ben frag-12 mermisini tercih ederim, patlayan mermili bir silah.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]