Frame by frame Çeviri Türkçe
144 parallel translation
But when I tell you to slow down play it frame by frame.
Ama sana ağır çekime al dediğimde, kare kare oynat.
[Scorsese] Kazan fought tooth and nail, frame by frame, to preserve the integrity of Tennessee Williams'drama when he adapted it to the screen.
Kazan, Tennessee Williams'ın draması filme uyarlanırken bütünlüğünün korunması için her bir sahne için sonuna kadar mücadele etti.
Back it up frame by frame.
Kare kare geri al.
All right, let's go frame by frame.
Tamam, kare kare gidelim.
To answer that question, we'll spend months analyzing today's video, frame by frame.
Bu soruyu cevaplandırabilmek için, aylarımızı bugünkü videoyu kare kare analiz etmek için geçireceğiz.
Watch what happens when you run the playback frame by frame.
Kare kare geri sardığımızda ne olduğuna bakın.
And I'm playing it frame by frame by frame.
Ve kare kare oynatıyorum. Bekle bir dakika.
I want you to move it ahead frame by frame, one at a time.
Hepsini kare kare oynatmanı istiyorum.
Okay, back it up and give us frame by frame.
Tamam, geri alıp kare kare oynatın.
Aiden, play this frame by frame.
Aiden, kare kare oynat.
I went through the feed frame by frame.
Kaseti, kare kare araştırdım.
Play it frame by frame.
Kare kare oynatın.
Yes, because I need to examine it frame by frame to see if there's anything in the background You guys missed.
Evet, çünkü her kareyi incelemem gerek. Belki arka planda kaçırdığınız birşey vardır.
I've replayed it a thousand times in my mind, frame by frame.
Olayı kafamda binlerce kez, kare kare canlandırdım.
After that I edited them together frame by frame
Sonra da hepsini, kare kare düzenledim.
Go through it, frame by frame, checking every face.
Kare kare tüm ayrıntıların üzerinde durur, tüm yüzleri kontrol ederim.
Tosh, can you run this frame by frame?
- Filmi kare kare oynatabilir misin?
Techs have gone over this frame by frame.
Uzmanlar kare kare incelediler.
Garcia, I need you to go through this, frame by frame, and put everything on disks.
Garcia, videoyu kare kare incelemeni istiyorum.
But they were still in the frame, fastened by joints which bent my spoon.
Ama hala birbirine bağlanmış ve kaşığımı eğmiş olarak, bir bütün halindeydiler.
Yeah, I can see where that would louse up the movie, but I can't see how one frame of a hamburger, going by so fast...
Evet, onun nerede filmi berbat edebileceğini görebiliyorum, fakat bir tek hamburger görüntüsünün o kadar hızlı geçerken... göremiyorum.
Next came the semirigid airship... with a light metal frame supported by...
Bunların ardından hafif metal yapıyla desteklenen yarı katı hava gemileri...
By the fourth frame?
Dördüncü turda?
He arrived here by cart one evening, with his few possessions, a bed frame, some odds and ends, his clothes and books...
Bir akşam arabayla buraya geldi. Kötü bir durumda. Tuhaf giysilerle ve kitaplarıyla.
The time frame, 5.6 seconds, established by the Zapruder film left no possibility of a fourth shot.
63 yazında Canal Sokağı'nda... dağıttığı Castro taraftarı broşürlerin üzerinde bu adres vardı.
Now advance it, frame-by-frame.
Simdi kare kare oynat.
By your fiery hair and your bodacious frame you could be the only one to tell me where my fair Scarlet is.
Ateş gibi saçlarınız ve inanılmaz endamınızla, güzel Scarlet'ımın nerede olduğunu tek söyleyebilecek kişi siz olabilirsiniz.
Or being sponsored by a frame manufacturer.
Ya da bir gözlük çerçevecisi sponsorum olabilir.
I remember sitting under the quilting frame pretending that I was surrounded by a forest of friendly trees, and that their stitches were messages from giants written across the sky.
Tezgahın altında oturup dostane ağaçlardan oluşan bir ormanla çevrili olduğumu ve dikişlerin devler tarafından göğe yazılan mesajlar olduğunu hayal ettiğimi hatırlıyorum.
Now follows that you know young Fortinbras holding a weak supposal of our worth or thinking by our late dear brother's death our state to be disjoint and out of frame colleagued with the dream of his advantage he hath not failed to pester us with message importing the surrender of those lands lost by his father, with all bonds of law to our most valiant brother.
Şimdi geçelim diğer konuya. Fortinbras'ın oğlu bizim kim olduğumuzu pek bilmeden ya da sevgili kardeşimizin ölmesiyle devlet yıkıldığı sandığından bir ordu toplamış hayale kaptırıp kendini. Durmadan başımızı ağrıtır oldu elçileriyle.
We have no frame of reference by which to judge his initial appearance.
İlk görünüşünden yola çıkarak değerlendirmek için elde veri yok.
I intend to put us all in the right frame of mind by giving you all my gift.
Size hediyelerimi vererek herkesin aklını başına devşirmek istiyorum.
Enhance, then forward frame-by-frame.
Netleştir ve kare kare ilerle.
Describe the frame and also the frame of the photo by the computer, if there is one
Çerçeveyi tasvir et, ve de bilgisayar yanındaki çerçeveyi eğer varsa.
Owls Do Cry by Janet Frame and another one, Camus, The Outsider.
Janet Frame'in Ağlayan Baykuşlar'ı ve diğeri sanırım Camus'un Yabancı'sı.
So I saved the summit by killing the skank who tried to frame me... and all I get is, "Get me some coffee."
O sürtüğü öldürerek zirveyi kurtardım, peki karşıIığı ne oldu? "Bana biraz kahve getir."
All right, play it frame by frame.
Pekala, kare kare oynat.
The woman, bound... by the hands, is strung to the pillar... horizontal... frame.
Kadın, ellerinden bağlanmış... bir halde, direğin... dik çerçevesine... asılı.
A camera? And you shoot yourself swinging and then analyze your swing frame-by-frame.
Vuruş yaparken kendini kameraya alıp sonra vuruşunu inceliyorsun.
You can survive earthquakes by standing under a door frame.
Depremler için şunu derler. Bir kapı eşiğinde durarak hayatta kalabilirsin.
Bullets as in ballistic trajectories defined by the Einstein Equivalence Principle, related to the Lorenz frame?
Einstein'ın Eşitlik Prensiplerine göre, Lorenz çerçevesinde, balistik gezinge hesapları yapılan, mermiler mi?
And let's go frame-by-frame so we can see what happened.
Evet. Kare kare gidip ne olduğunu görelim.
No more frame-by-frame. No more Ghost Cat.
Artık durdurmak ya da Hayalet Kedi yok.
The frame and the casket were donated by the funeral home, but had to be returned at the end of the afternoon.
"Çerçeve ve tabut, cenaze evi tarafından karşılandı." "Ama günün sonunda iade edilmeleri gerekiyordu."
Well, start by putting the Jack under the frame by the door there, yeah.
Evet, tamam, krikoyu şasinin altına koyaraktan başla, kapının olduğu yer. Evet.
He was going to put the frame on Mac by pooping next to him.
Mac'in yanı başına kakasını yaparak suçu ona atacaktı.
I had to slow down the videotape to frame-by-frame to see how it happened.
Ne olduğunu anlamam için videoyu yavaşlatıp sahne sahne izlemem gerekti.
Now, it is clear to us that Mark Whitacre driven by his own boundless ambition to take over ADM has attempted to frame his superiors in a price-fixing conspiracy of his own invention.
Şimdi eminiz ki, Mark Whitacre sınır tanımayan ADM'yi ele geçirme hırsı yüzünden üstlerine, kendi karıştığı bir sabit fiyatlandırma komplosu ile tuzak kurmuştur.
Frame by frame.
Kare kare.
But a frame-by-frame analysis unfortunately disproved that. WILLOWS :
Ama görüntülerin kare kare analizi bunun doğru olmadığını gösterdi.
Now follows, that you know, young Fortinbras, holding a weak supposal of our worth, or thinking by our late dear brother's death our state to be disjoint and out of frame, he hath not fail'd to pester us with message,
Şunu da söylemek isterim bu arada : Fortinbras'ın oğlu, bizim kim olduğumuzu pek bilmeden, ya da sevgili kardeşimizin ölmesiyle devletimiz yıkıldı sandığından, bir ordu toplamış, hayale kaptırıp kendini.