English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ F ] / From the look on your face

From the look on your face Çeviri Türkçe

45 parallel translation
- Pacey... from the look on your face it looks like you've come bringing bad news.
- Pacey... Suratından kötü haberi duyduğun anlaşılıyor.
Dave, I can tell from the look on your face you got some last night.
Dave, yüzünün halinden dün sıkı bir gece geçirdiğin anlaşılıyor.
From the look on your face, I take it Pacey couldn't convince you?
Yüzündeki ifadeye bakılırsa Pacey seni ikna edememiş.
And from the look on your face, I'd say that's an understatement.
Yüzündeki ifadeye bakılırsa, bundan hiç de hoşlanmadın.
Surmising from the look on your face, you didn't get a Happy Meal.
Yüzündeki ifadeden iyi bir yemek yemediğini tahmin ediyorum.
From the look on your face, I'd say that's love at first sight.
Suratındaki ifadeye bakarsan ilk görüşte aşık oldun sanırsın.
And from the look on your face, I'd say that's not your car.
... senin araban olmadığını söyleyebilirim.
Take it from the look on your face the cops can't get Lana's attacker to talk.
Yüzündeki ifadeden anlıyorum ki, polis Lana'nın saldırganı ile konuşamamış.
HAHAH.. From the look on your face, I'd say you had a hell of a rough day!
Suratındaki ifadeye bakarsak, bugün anandan emdiğin süt burnundan gelmiş gibi!
From the look on your face..
Suratından belli oluyor.
And judging from the look on your face, you didn't come here to join me for pancakes.
Yüzündeki ifadeye bakılırsa buraya bana gözleme yemek için katılmaya gelmedin.
And i'm guessing from the look on your face,
Yüzündeki ifadeye bakınca, senin bilmediğini tahmin ediyorum.
From the look on your face, I take it Lucas didn't tell you he invited me.
Yüzündeki ifadeye bakılırsa, Lucas sana, beni davet ettiğini söylememiş.
From the look on your face, I'm guessing Good Morning, Metropolis wasn't good.
Yüzündeki ifadeden anladığım kadarıyla "Günaydın Metropolis" pek iyi gitmedi.
From the look on your face, I take it the future isn't so bright.
Yüzüne bakıyorum da sanırım gelecek pek parlak değil.
From the look on your face, it's not good.
yüzündeki ifadeye bakılırsa, hiç iyi değil.
And from the look on your face, it would appear I haven't lost my touch.
Ve yüzündeki ifadeden anladığım kadarıyla, yeteneğimi kaybetmemişim.
Oh, my God, from the look on your face, I would say you two are really enjoying yourselves.
Aman Tanrım, yüzündeki ifadeye bakılacak olursa her şey çok güzel gidiyor gibi.
From the look on your face you don't believe it ever.
Yüzündeki ifadeye bakılırsa, öyle düşünmüyorsun.
From the look on your face, you never thought of any of this.
Yüzünden anlaşılacağı üzere bunların hiçbirini düşünmemişsin.
Apart from the look on your face, you mean?
Yüzündeki ifade dışında mı?
I know about it and I can tell from the look on your face, you do too.
Bunu biliyorum ve gözlerinin içine bakarak söyleyebiliyorum, sen de öyle.
From the look on your face, I guess you heard what happened at the crime scene, so if there's anything that you have to say...
Yüzüne bakılırsa olay yerinde neler olduğunu duydun.
From the look on your face, I take it there's usually stuff in here.
Yüzünden anladığım kadarıyla burada eşyaları olması gerekiyordu.
From the look on your face, so do you.
Yüz ifadenden anlıyorum ki, sen de biliyorsun.
From the look on your face, I was right, you did confess.
Şu yüz ifadesine bak. Doğru düşünmüşüm!
From the look on your face, you need something stronger than coffee.
Suratına bakılırsa kahveden daha güçlü bir şeye ihtiyacın varmış gibi duruyor.
From the look on your face, I'm not makin'any promises.
Yüzündeki ifadeye bakılırsa hiçbir şey için söz veremem.
From the look on your face, either you're downloading porn or you're not supposed to be here, either.
Yüzünden anladığım kadarıyla ya porno indiriyorsun ya da senin de buraya girmemen gerekiyor.
Rose : Wow, from the look on your face, I'm guessing. You finally found your gift.
Yüzünden anladığım kadarıyla sonunda yeteneğini keşfetmişsin.
Although, from the look on your face, I'm not sure that axiom holds true.
Buna rağmen yüzünüzdeki ifadeden bu önermenin doğru olup olmadığına emin olamıyorum.
- Homer these ice cubes are made from highly toxic chemicals. A real fly is more sanitary. The look on your face.
- Homer bu buz küpleri yüksek derecede toksik kimyasallardan üretiliyor gerçek bir sinek çok daha az zararlı yüzündeki ifadeye bi bak.
Yes, I gathered that from the look of unvarnished joy on your face.
Evet. Yüzündeki katıksız memnuniyet ifadesinden de anlaşılıyor.
From the look on his face, even your old man here didn't know you speak English.
Suratındaki ifadeye bakılırsa kocan bile dilimizi konuştuğunu bilmiyordu.
I saw the look on your face when you came back from Galactica, like you were never gonna see him again.
Galactica'dan döndüğünde yüzündeki ifadeyi gördüm babanı bir daha göremeyeceğine inanmış gibiydin.
Yeah,. well,. you've had that look on your face ever since wgot back from the hospital.
Hastaneden döndüğümüzden beri yüzünde bu bakış var.
I'd love to see the look on your face when you emerged from the vaginal canal.
Ana rahminden çıktığın anki surat ifadeni görmek güzel olurdu.
I can always tell from the pained look on your face when you've been talking to her.
Ne zaman yüzünde bu hüzünlü ifadeyi görsem o an eşinle konuştuğunu anlayabiliyorum.
Have it from me, Reid, the look of disgust on your face when you struck me?
Bana vurduğunda, Reid, yüzündeki tiksinti bakışını benden çek.
I assume from the stupefied look on your face they haven't sought refuge in your attic.
Yüzündeki afallamış bakışından anlıyorum ki kalacak yer için tavan arasına uğramamışlar.
Sometimes I see you in the waterfalls and the clouds and always you have that real happy look on your face like when I come back from being away and we are about to kiss for the first time in months.
"Bazen seni şelalelerde ve bulutlarda görüyorum..." "... hep yüzünde çok mutlu bir ifade oluyor... " "... sanki ayrı kalmamız sona ermiş de... "
You might have the upper hand right now, Jasper from wherever but what you don't have is permission to be here in the morning, wearing that smug, arrogant, "I win" look on your face.
Şuan daha güçlü olabilirsin, Jasper ama sabah yüzündeki şu aşağılayıcı "Ben kazandım." gülüşüyle burada bulunma iznin yok.
From the blank look on your face, I take it your date went well.
Yüzündeki boş ifadeye bakılırsa, randevun güzel geçmiş.
I wanted to enjoy the look on your face when I took it from you.
Senden aldığımda yüzünde oluşacak ifadenin tadını çıkartmak istedim.
It was really just a hop, skip, and a jump from the whole Diggle connection to you to your little sister to your ex-girlfriend, but when you came to rescue that boy William, that look on your face, that was a father's look.
Bağlantıları kurunca anlamak kolay oldu senin Diggle ile bağlantın küçük kız kardeşin ve eski sevgilin ile bağlantın ve William'ı kurtarmaya geldiğinde gözlerindeki o bakış, bir babanın bakışıydı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]