Front desk Çeviri Türkçe
787 parallel translation
- It's at the front desk.
- Resepsiyonda.
The key is at the front desk.
Anahtar masının ön tarafında.
Front desk.
Resepsiyon.
Please report to the front desk... and ask for Mr. Muchen.
Lütfen lobiye gelin ve Bay Mucci'yi isteyin.
The guard at the front desk showed me in.
Girişteki koruma görevlisi beni içeri aldı.
You'd better ask at the front desk.
Müracaatttan sormanız gerekiyor.
- Front desk.
- Ön büro mu?
is this the front desk?
Resepsiyon mu?
Now, I have left my phone number on your front desk.
Şimdi ön kapıdaki masaya telefon numaramı bıraktım.
- Mrs Anderson, front desk, please. - Hey, pretty lady.
Hey, güzel kadın.
Well, I'll go to ask at the front desk for that information.
Şey, bunu gidip ön büroya, soracağım.
We need to find the front desk.
Önce resepsiyonu bulmalıyız.
Look, here's the front desk.
Bak, işte resepsiyon.
Please go to the front desk.
Lütfen resepsiyona gidin.
The front desk said the administration had "made a change."
Danışmadakiler yönetimim bir değişiklik yaptığını söylediler.
- Front desk.
Resepsiyon.
Know the brunette at the front desk?
Şuradaki esmeri tanıyor musun?
- Get your things and take the front desk.
- Eşyalarını topla ve öndeki masayı al.
Call the front desk.
Resepsiyonu ara.
Mr. Herman, you have a telephone call at the front desk.
Bay Herman, ön büroda bir telefon görüşmesi için çağrılıyorsunuz.
Front desk just got a strange message.
Ön masa tuhaf bir mesaj almış.
If we let them live, our face will be on the front desk of every law enforcement organization in the world.
Eğer yaşamalarına izin verirsek yüzlerimiz bütün kanun yapıcı örgütlerin aradığı yüzler arasında ilk sırada olur.
Front Desk, we're checking out now
Danışma! Şimdi ayrılıyoruz.
Please notify the front desk.
Lütfen masanın üzerinde not yazarak bırak.
I'll leave payment at the front desk.
Masaya ödemeyi bırakacağım.
Hello, front desk.
Merhaba resepsiyon.
Whoever asked for a taxi, come to the front desk.
Taksi isteyen her kimse, ön bankoya gelsin.
Use the front desk.
Resepsiyonu kullanın.
Front desk. Victor.
Resepsiyon, ben Victor.
Well, he gave me 300 for last night, and I'm gonna leave some at the front desk for you.
Bana dün gece için 300 verdi ve senin için bir kısmını resepsiyona bırakacağım.
Could you come to the front desk?
Resepsiyona gelebilir misiniz acaba?
Is this the front desk?
Lobi mi?
- Front desk.
- Resepsiyon.
I'll have your keys left for you at the front desk.
Anahtarlarınızı ön deske bırakırım.
Strange, they told me at the front desk I should talk to you.
İlginç! Resepsiyonda seninle konuşmamı söylemişlerdi.
Kindly tell the front desk I'll be checking out.
Resepsiyona haber verir misin, otelden ayrılıyorum.
Use the phone at the front desk.
Danışmadaki telefonu kullanabilirsiniz.
- l received it at the front desk.
- Ön masadan aldım.
Albert, call the front desk!
Albert, hemen ön kapıyı ara!
I've got the front desk now. He was never here.
Şimdi ön kapıyla konuştum, buraya hiç gelmemiş.
Front desk, there's been a terrible accident in my room!
Resepsiyon, odamda korkunç bir kaza oldu!
front desk.
- Danışma.
Haven't I told you never to come beyond the front of this desk?
Sana daha önce masanın bu tarafına geçme demedim mi?
Oh, but just think. Sitting there in front of a desk, in a chair all the other jealous husbands have sat in?
Orada, masanın karşısında, diğer kıskanç kocalarla... oturduğumu bir düşünsene.
Be in front of my desk in one hour.
Bir saat içinde odamda ol.
Front person on each row, bring them to my desk, will you?
Her sıranın en önündeki, onları benim masama getirin, lütfen.
Tell'em to sit down on the floor in front of the desk.
Sıranın önüne geçip yere oturmalarını söyle.
"One behind the desk, the other one in front of the desk " and he has no other interest. " Am I right?
Birini, masanın arkasında, bir diğerini masanın önünde ve başka hiçbir şeyle ilgilenmiyor " dedim.
It's just that she's not front-desk material.
Ama o kız danışmaya göre biri değildi.
The forms are in front of you on the desk.
Formlar önünüzde, sıranın üstünde.
That's it. That is it. Call the front desk and get a room of your own.
Tamam Artık bitti Resepsiyonu ara ve kendine bir oda tut Bunun yürümeyeceğini biliyordum Konsantre bile olamıyorum Uğurlu küpemi bile bulamıyorum.
desk 34
front 182
front and back 38
front page 47
front row 50
front and center 56
front door 43
front door ajar 17
front 182
front and back 38
front page 47
front row 50
front and center 56
front door 43
front door ajar 17