Gat Çeviri Türkçe
107 parallel translation
Not with that gat, you're not!
O tabancayla olmaz, bir yere gitmiyorsun!
And just one shot out of that gat, and you're gonna blow the whole works.
O silahtan çıkan tek bir kurşunla tüm bunları heba etmiş olacaksın.
Leave your gat home on the piano the next job you pull.
Bir dahaki işine giderken silahını evde piyanonun üzerinde bırak.
Think I'm going to let a guy pull a gat on me?
Birinin bana silah çekmesine izin vereceğimi mi sanıyorsun?
Even you wouldn't be sap enough to go for a stroll without your gat.
Sen bile silahın olmadan dışarıda dolaşacak kadar ahmak olamazsın.
- Can you make a gat?
- Altıpatlar kullanabilir misin?
A gat.
Altıpatlar.
You're the second guy today that thinks a gat in the hand means the world by the tail.
Elindeki silahla dünyaya hükmedeceğini düşünen bugün gördüğüm 2. kişisin.
Gat Morgan?
Gat Morgan mı? Ben Hastings mı?
Ben Hastings?
Gat Morgan? Ben Hastings?
Gat Morgan had a roll on him, stickup money.
Morgan oraya gaspedilen parayla düştü.
He gat to be here
Az önce buradaydı.
I had one of the hottest... Church of the Gethsemane franchises in Texas.
Teksas'da ki Gat-Şemane ( Zeytin Yağı ) kilisesinin işletme hakları bendeydi.
- Your piece, gat, shooter.
- Tabancan, atıcın.
Damn, I ain't even got my gat.
Yanımda silahım bile yok.
If he ever try to creep up on me, I'm gonna gat his ass.
Eğer bir gün bana çatarsa, bunu ödemek zorunda kalır.
Who stole my gat?
Silahımı kim çaldı?
You know he's gonna gat you.
Seni vuracaktı.
We need to know - again, tell the truth - where'd you get the gat?
Söyler misin? Dürüst olacaksın ama. Silahı nereden buldun?
- My gat, fool.
- Benim oyunum, aptal.
a box was Left at the gat e with a message from the shah.
Kapıya bir mesaj bırakılmış, Şah'dan gelen bir mesaj.
- Yeah, where were you going? - Got the gat, Jimmy.
- Silahı bulduk Jimmy.
You don't need to carry a gat.
Bir tabanca taşıman gerekmiyor.
Yes, you can never gat away from Minnie.
Evet. Minnie'den kurtuluş yok.
The man who entered the gat in 1945, was Catherine's fiancé.
1945'te geçitten geçen adam, Catherine'nin nişanlısıydı.
You made a call, you got a gat and you sicced Johnny Law on me.
Telefon ettin, silahın vardı ve johnny law'u üzerime saldın.
We better gat lost.
Hadi ya. Bence uzayalım abi.
Gat away from him!
! Uzak dur ondan!
You might as well lose the gat.
O silahı bırak.
That gat's only gonna create mayhem.
O alet sadece başına dert açar.
- I'll sleep with a gat strapped to my ankle.
- Bileğime tabanca bağlayıp uyurum.
Pull out my gat, and I start to buck
Çekerim emaneti, Başlar infaz.
And now, for your entertainment pleasure... while we get ready for the main event... give it up for the Gat Boyz!
Ve şimdi, ana müsabakamıza başlamadan önce, "Cat Boyz" u alkışlayalım!
And now, Sweetwater's the Gat Boyz... will sing the national anthem!
Şimdi de rap gurubumuz "Cat Boyz" milli marşı söyleyecek.
Mitch, just use the gat.
Mitch, sadece süngünü kullan.
surely he gat laid somewhere else, she shoudld do the same.
Adam başka bi yerde mutlaka yatacak, kadın da aynısını yapmalı.
- Can't even swing a gat. - Shoot.
- Eli silah bile tutmuyor.
Okay, then. That gat's real, right?
Gerçek, değil mi?
My pop's spear gat, from the yacht.
Babamın yatından malzemeler.
Well, then if Tec is real, then this gat must be real.
Şey, eğer Tec gerçekse, o zaman bu silah da gerçek olmalı.
And if this gat is real, then the bullets in it have got to be real.
Ve eğer bu silah gerçekse, içindeki mermiler de gerçek olmalı.
That gat and grip thing over there sells a lot.
Bu silah çok fazla satıyor.
Grab a Gat.
Git bir ağ atıcı al.
That's the sound of my gat
İşte benim tabancamın sesi!
He better do it... unless he wants this gat in his mouth.
Yapsan iyi olur. Yoksa ağzını buna benzetirim.
You said gat or gut? Come on, man.
Ne dedin?
Look, how he eats so well, come on, eat your egg or "gat gat" might get offended.
Bak, iştahı açıldı. Şimdi yumurtanı da ye, yoksa "gak gak" küser yemezsen.
Gat gat gat, my egg is hot.
Gak gak gugak, yumurtam sıcak diyiverdi sabahleyin.
Hey, watch it with that gat!
Hey, o şeye dikkat et!
Give me that gat, Aldo.
Ver onu bana, Aldo.
So you get a gat.
Bir silah buldun.