Get' em out of here Çeviri Türkçe
125 parallel translation
Get'em out of here!
Haydi, haydi gidiyoruz!
Get'em out of here!
Patlat!
Get'em out of here!
Onları buradan çıkar!
Wait till I open fire, then get'em out of here.
Ben ateş edinceye kadar bekle ve onları dışarı çıkar.
Get'em out of here.
Çabuk oraya git!
Get'em out of here and don't bring'em back.
Onları götür ve bir daha getirme.
Yeah, better strap'em in good,'cause you don't want me to get out of here.
Evet, iyi bağlayın ha kayışları, buradan kaçıp kurtulmamı istemezsiniz sanırım.
- Get'em out of here!
- Çıkarın onları buradan!
Get'em out of here.
Alın bunları buradan.
Get'em out of here.
Çıkarın onları.
Get back in those trucks and roll'em out of here.
O kamyonlara binip buradan gidin.
- Get'em out of here!
- Götürün onu buradan!
Blast'em, and let's get out of here!
Patlat onu ve gidelim.
Get'em out of here!
Buranın dışına çıksınlar!
Get'em out of here!
Onları buradan götürün!
Get'em out of here!
Götürün onları!
- Get'em out of here.
- Götürün şunları.
Get'em out of here.
Onları buradan çıkar.
Get'em out of here!
Buradan dışarı çıkarın!
Just give'em the slop and let's get out of here.
onlara çamurlu suyu verde gidelim buradan.
- Get'em out of here.
- Onları burdan çıkarın.
Get'em out of here. Go on.
Çıkar onları buradan, haydi.
Chief, can you get ballistics down here... and tell'em they have to dig a 50-caliber slug... out of a brick wall and locate another that's been fired through a Dumpster?
Şef, balistiği arayıp buraya gelmeleri ve 50 kalibrelik bir mermi çekirdeğini tuğla bir duvardan ve bir çöp kovasından çıkarmaları gerektiğini söyler misin?
Get'em out of here!
Onları buradan çıkartın!
- Get'em out of here!
- Çıkın dışarı!
If you wanna get'em out of here.
Eger hepsini disari çikarmak istiyorsan.
Get'em out of here.
Götürün onları. Hemen!
All the more reason to get'em out of here.
İşte tam olarak bu yüzden onlara yardım edemeyiz.
Get'em out of here.!
Çıkarın onları buradan.!
Get'em out of here.
Götürün onları buradan.
Come on. Get'em out of here.
Götür onları buradan.
Get'em out of here! Now!
Onları buradan çıkarın!
Get'em out of here!
Çıkarın bunları!
Let's get'em out of here.
- Onları cıkartalım.
Go on, get out of here with the rest of'em.
Hadi, hepiniz çıkın dışarıya.
Oh, thank God! Alright, get'em out of here.
Peki, çıkar onları.
- And then they get out of here, and everybody's not just giving'em something all the time.
- Ve sonra buraya geliyorlar ve kimse onlarla ilgilenmiyor.
Get'em out of here, guys!
Alın şunları buradan!
Guys, get'em the hell out of here!
Alın şunları buradan!
- Lying bitch! - Get'em out of here.
- Götürün onları.
You get'em out of here.
Götür bu herifleri.
You get'em out of here by Sunday or they're going in the garbage.
Ya onları burdan pazar gününe kadar alırsın ya da çöpü boylarlar.
- We need to get'em out of here.
- Onları buradan çıkarmamız gerek.
Let's get'em out of here. You know what? That's not that far from the Staples Center.
- Evleri Staples Center'a yakın.
Get'em out of here now.
Onları buradan çıkar.
- Get'em out of here!
Onları çıkartmalıyız. - Kahretsin.
- Get'em out of here. - Go!
Onları buradan çıkart.
- Would you get'em out of here, please?
- Onları buradan çıkarır mısınız, lütfen?
Johnson, take Cox and Carter with you. Go get those damn prisoners out of the cage and bring'em here! I know how to put an end to this.
Johnson, yanına Cox ve Carter'ı al lanet esirleri çıkar ve buraya getir bu işe nasıl son vereceğimi biliyorum.
Take my hand, and leave'em and let's get out of here.
- Boşver sen. Elimi tut çıkalım dışarı.
I can still see the media. I thought I told you to get'em out of here.
Uzaklaştırılmalarını söylemiştim.