Get creative Çeviri Türkçe
278 parallel translation
Get creative!
Yaratıcı olun!
But no, you've got to get creative.
Ama yok, illa yaratıcı olacaksın.
If you want to get creative, get a hard-boiled egg, a couple of pieces of olive, a little radish for the mouth, and a carrot curl.
Biraz yaratıcı olmak isterseniz, iyi pişmiş yumurtayı alın, iki adet zeytin, ağzı için turp ve biraz havuç rendesi.
Let's get creative.
Yaratıcı olalım.
Well, you know, if nobody tells me anything, I have to get creative.
Şey, bilirsin, eğer kimse bana bir şey anlatmazsa, yaratıcı olmak zorunda kalırım.
Look, you've been married for a while. These things happen. You get creative.
Sen uzun zamandır evlisin, böyle şeyler olabilir.
you'll have to get creative.
biraz yaratıcı olmalısın.
So get creative.
Biraz yaratıcı ol o zaman.
You had a dead body so you decided to get creative.
Elinizde ölü bir adam vardı bu yüzden yaratıcı olmaya çalıştınız.
Now, get creative with this.
Şimdi, biraz da şunda yaratıcılığını göster.
So I want you to feel free to get creative.
Bu yüzden yaratıcılık konusunda kendini özgür hissetmeni isterim.
If you wanna hold on to this place, get creative.
Burayı kaybetmek istemiyorsan, yaratıcı ol.
You've got 24 hours to get creative.
Yaratıcı bir çözüm için 24 saatin var.
Looks like someone decided to get creative while I was inside.
Galiba ben içerdeyken birisi yaratıcı olmak istemiş.
[laughs] Nothing like a little poverty to teach you how to get creative with your life.
Hiçbir şey, yolsulluk kadar sana yaşamında yaratıcı olmayı öğretemez.
Don't get fancy, don't get creative.
Hayal görme, yaratıcı olma.
Due to cutbacks, facilities like ours have had to get creative.
Düşük bütçeler, bizim gibi kuruluşları daha yaratıcı yapıyor.
Since no one argues with the lord and master, you gotta get creative.
Kimse patronla tartışmadığı için, senin yaratıcı olman gerekir.
Get creative.
Yaratıcı ol.
Well, what do you say we get creative and see if we can find her?
Yaratıcı davranıp, onu bizim bulmaya çalışmamıza ne dersin?
So she decided it was time to get creative.
Bu yüzden o da artık yaratıcı olmanın zamanı geldiğine karar verdi.
Curson pharmaceuticals legal team is coming after us, and i think it's time to get creative.
Curson Eczacılık'ın hukuk müşavirleri peşimizde. Yaratıcı olmanın vakti geldi.
Sometimes you have to get creative.
Bazen daha yaratıcı olman lazım.
See? Now he's blind, and you have the time to really get creative.
Şimdi kör oldu ve senin yaratıcı olmak için vaktin var.
I trouble to tell you this because you have a fine record. You will be a creative soldier, once you get all this...
Seni bunları söylemek için rahatsız ettim çünkü iyi bir sicilin var.
If you get a little creative, 200 should be damn easy, even 300 or 400...
Biraz yaratıcı olursan, 200, hatta, lanet olsun, 300 veya 400...
Creative, incisive, get the job done.
Yaratıcı, zeki, işini yapan.
- Get creative.
- Yaratıcı ol.
If you don't let go, and if you don't get some balance in your life, something creative, some sex, I don't care with whom, then you're going to have to go back to the bughouse where you don't belong.
Eğer boş vermezsen ve hayatında bir denge kuramazsan bir şeyler yaratmak ve kiminle olursa olsun seks yapmak gibi ait olmadığın o akıl hastanesine geri dönmek zorunda kalacaksın.
Look. Why don't we get a little creative?
- Baksana, neden biraz yaratıcı olmuyoruz?
A few days in Paris might be just the thing... to get the creative juices flowing again.
Paris'de birkaç gün kalmak yaratıcı enerjini geri getirebilir.
Wait until you see what we're doing... with the marina development. We're gonna clear five big ones on the first phase alone. I think I finessed Miller down at City Hall... so all we have to do to get past go... is be a little creative on our teamster deal.
marina developmentla ne yaptığımızı görene kadar bekle... yanlızca ilk aşamada beş tane büyüğü temizleyeceğiz sanıyorum ben City Hall'da ki Miller i halledeceğim onlarla anlaşabilmek için biraz yaratıcı olmabilı ve hepmizin harekete geçmeliyiz.
Get a little creative, you'll have me out of here in no time at all.
Yaratıcı olursan beni çabuk gönderebilirsin.
I'm just tryin'to throw out ideas, get the creative juices flowing.
Ben sadece fikir üretiyorum, hani yaratıcılık damarlarımız çalışsın.
Get those creative juices flowing.
Şu yaratıcı akışkan içkilerden.
The last creative thing Rip ever did, was to get himself a breast implant.
Son yaptığı şey çok adiydi kendine sadece meme nakletmek oldu.
Get a creative angle.
Yaratıcı ol.
Yeah, you know all the creative stuff to the job... you can manage, and I've seen you try to add numbers... so I'd get an accountant, first thing.
Evet, işinin gerektirdiği ve yaratıcılık isteyen her şeyi biliyorsun. Oteli işletebilirsin. Gerçi seni hesap yapmaya çalışırken görmüştüm.
I'm gonna have to get a little creative on this "past job experience" section.
"Geçmiş iş deneyimi" kısmında biraz yaratıcı olmam gerekecek.
Though I might need a few glasses of wine to get that creative.
Ama o kadar yaratıcı olmak için birkaç kadeh şarap içmem lazım.
When I get back, I want to talk to you about that position in Creative.
Geri döndüğümde, seninle tasarım bölümündeki pozisyon için konuşmak istiyorum.
If we could get a shape to them, that's my basic creative issues.
Eğer biraz şekil verebilirsek, Bu benim basit yaratıcılık tarafım.
$ 35 million- - uou can't get more creative than that, man?
35 milyon dolar... bundan daha yaratıcı olamıyor musunuz?
I hope our kids get your creative genes. I- - Mitch! I do.
Umarım çocuklarımız yaratıcı genlere sahip olur.
- But you get to be creative every day.
- En azından her gün yaratıcı bir şeyler yapıyorsun!
Be a little creative. We'll get on it, David.
Hemen başlıyoruz, David.
We want you guys to get a little creative.
Biraz yaratıcı olmanızı istiyoruz.
I mean, accounting doesn't get that creative.
Muhasebe bu kadar yaratıcı olamazdı.
Do you mind if I get a little creative with the format?
Formatta biraz daha yaratıcı olmamda bir sorun yoktur umarım.
Creative justice. You could get them both.
Yaratıcı bir adalet anlayışı. her ikisine de cezasını verecektiniz.
You are going out with some specky comic-book geek, when... a beautiful, friendly, funny, sensitive, creative guy... like me doesn't even get a look in?
Sen şimdi dışarıya şu acayip çilli çizgi romancı ile mi çıkacaksın? Üstelik yanında güzel, yakışıklı, arkadaş canlısı , komik, yaratıcı, zeki birisi varken?
creative 70
get crazy 16
get cracking 24
get changed 65
get closer 81
get comfy 23
get comfortable 59
get cleaned up 16
get clear 19
get crazy 16
get cracking 24
get changed 65
get closer 81
get comfy 23
get comfortable 59
get cleaned up 16
get clear 19