Get it out of me Çeviri Türkçe
801 parallel translation
I know what they're after, but they won't get it out of me.
Neyin peşinde olduklarını biliyorum, ama asla benden alamayacaklar!
But... If you really want me out of your life, then I will get it the first time.
Ancak gerçekten hayatından çıkmamı istersen o zaman ilk seferde giderim.
If you give me a check for it, I'll get out of this joint.
Bana bir çek yazarsanız, bu evden giderim.
- No, marrying me ought to do it. It isn't very serious. We can get out of it easily.
Bir adam çıkageldi ; silahını oldukça sakin bir şekilde pencereden uzatarak Tony'i öldürdü.
You told me to get a story out of that West girl. Well, I got it.
Doğru şarap, müzik ve mum ışığı olursa...
I just thought of it as a way to get me out.
Bunu dışarı çıkmak için iyi bir bahane olarak düşündüm.
If you get me out of this jam, it'll never happen again.
Eğer beni kurtarırsan, bir daha asla yapmam.
Well, time counts in this war, and now with me out of the way, it'll take all that time and more with somebody else out here before Turkey can get any new guns.
Bu savaşta zamanın önemi büyüktü. Ben ortadan kalkarsam, yerime bir başkasının gelmesi ve Türkiye'nin yeni silahları alması çok daha uzun sürerdi.
- you don't know what it means to me. - Get out of here!
- Bunun benim için ne kadar önemli olduğunu bilmiyorsunuz.
You've got yourself in a jam it's not going to be easy to get out of... unless you're on the level with me.
Bana gerçeği söylemediğin sürece içinden çıkmanın kolay olmayacağı çok sıkışık bir durumun içindesin.
I forgot to lock the doors... and it would take me five minutes to get down out of this tree.
Kapıyı kitlemeyi unuttum ve bu ağaçtan inmek 5 dakikamı falan alırdı.
That message, sent to me on the boat it was a hoax to get me out of my stateroom.
Şu mesaj, gemide bana gönderilen. Kamaramden beni çıkarmak için düzenlenmiş bir dolapmış.
- Well - Well, it's all very fine, I said, expecting me to do this, that and that other... but what do I get out of it?
Pekala, sen benden şunu bunu yapmamı bekliyorsun ama benim çıkarım ne olacak?
It must have turned your stomach when you found out you couldn't get me... Without getting rid of Gert.
Gert'i bertaraf etmeden beni elde edemeyeceğini öğrenmek... seni deliye döndürmüş olmalıydı.
Now let me see you get yourself out of it.
Hadi bundan da çık da göreyim.
Last year I spent 500 lire out of my own pocket. It took me eight months to get a refund.
Geçen sene, kendi cebimden 500 liret harcamıştım paramın geri ödenmesi 8 ay aldı.
Let's break it, and let me get out of here.
Ve bırak defolup gideyim.
Get me out of here, Charlie! I cannot stand it!
Kurtar beni Charlie...
I can prove it if I can get you to help me dig it out of there.
Orayı kazmama yardım ederseniz ispatlarım.
That comes out of housekeeping. Let me get it, then.
- Ama evin masrafı sayılır.
I know you told me to try and get him out of my mind... but it's not that easy.
Onu kafamdan çıkarmamı söylediğini biliyorum... ama bu o kadar kolay değil.
I guess I'd never be able to get it out of my head that you loved someone before me.
Benden önce başka birini sevdiğini aklımdan çıkaramadım.
In the bathroom, it took me... more than one hour to get out of the tub without making noise.
Küvetten ses çıkarmadan çıkmak bir saatimi aldı.
Let me do it. I'll get the stuff out of the car for you.
Bana bırak, senin için eşyaları ben alırım.
It's gonna take a moving van to get me out of here.
Beni buradan çıkarmaları için nakliye kamyonu gerekecek.
If it weren't for his brother, you'd get me out of this right now.
Onun kardeşi olmasaydı beni buradan şimdi çıkarırdın!
It's just another trick to get more money out of me, and you're not going to get it.
Benden para sızdırmak için oynadığın bir başka oyun, ve sen o parayı alamayacaksın.
I knew if anyone was gonna get me out of this mess, Mark, it was you.
Bu beladan beni kurtaracak biri varsa, Mark, o da sendin.
But, if you shoot me down, let's have it clear, in front of all these men. You're not here to get Julie Maragon out.
Ama beni vurursan, tüm bu adamların önünde şunu açıklığa kavuşturalım, siz Julie Maragon'u almak için burada değilsiniz.
You heard me, get it out of here!
Beni duydun. Çıkar onu buradan!
It'll get me hospital leave and get me out of sight of your ugly old face.
Bana hastane izni verip o çirkin suratını görmememi sağlayacak.
Ricky, Cookie and me, we're opening it up as soon as we get out of the service.
Ricky, Cookie ve ben. Geri döndüğümüzde açacağız.
Why didn't you tell me you didn't get all the bugs out of that thing... before you let me take it up?
Neden ben o şeyle çekip gitmeden önce o şeyin arızalı olduğunu söylemedin?
He was going to Hollywood to write one of those spectaculars and he promised to get me a studio contract but it never turned out that way.
Hollywood'a gidip... bir senaryo yazacaktı. Benim için de bir anlaşma ayarlayacaktı. Ama hiç de öyle olmadı.
It would get me out of this dump.
Bu çöplükten kurtulurdum o zaman.
- He's a saint of patience with her. - Get out, now. She owed it to me.
Defol, hemen!
And it's telling me right now loud and clear to get the hell out of here.
Ve şu anda bana buradan çekip gitmemi söylüyor.
I want you to fix it for me to get posted out of this cell, sir.
Sizden bu hücreden gönderilmemi sağlamanızı istiyorum, efendim.
Forgive me for talking about it before dinner, about that awful autopsy, but I can't get it out of my head.
Yemekten önce o berbat otopsiden bahsettiğim için kusura bakma, ama aklımdan bir türlü çıkmıyor.
It won't take me ten minutes to get what I want out of her.
Ondan istediğimi öğrenmem on dakika sürmez.
You get it out of town and don't bother me about it anymore.
Sen onu kasabanın dışına çıkar ve bana daha fazla sorun çıkarma.
I'll split it with you if you'll get me out of here and back to Tokyo.
Buradan çıkıp Tokyo'ya dönmeme izin verirsen onu paylaşırız.
They get plenty out of me for it.
Bunun için kendilerine bir sürü para ödüyorum.
Now, you come at me any way you want, and I'll try and get out of it.
Sen istediğin şekilde üzerime geleceksin ve ben kurtulmaya çalışacağım.
Do you know who came to get me out of it?
İmdadıma kim koştu biliyor musun?
I've had this thing on for 35 years and you're not gonna get me out of it now!
Ben bu şeyi 35 yıI sürdürdüm... ve sen beni şimi bundan caydıramayacaksın!
If they will not take it, jump the wall, then get me out of here.
Almazlarsa duvardan atlarsın, sonra beni de geçirirsin.
I'm not dreaming ; every word of it's true. No, you won't get me out there, mate.
Bana gaz vermeye kalkma dostum.
You see, when I saw the type of woman that she was, it suddenly occurred to me... why you were in such a hurry to rush out of that house and get to an outside phone.
Ancak nasıl biri olduğunu görünce, neden evden koşarak çıkıp dışarıdan ona telefon etmeye çalıştığınızı anladım.
When you say that, when you get me out there all by myself... on what you say, you better be right there in back of me... because when you say it happens, it's gonna fuckin'happen.
Böyle konuşup, beni söylediklerine inandırarak adamların önüne sürdüğünde arkamda olsan iyi edersin. Çünkü yaparım diyorsan yapacaksın.
It only costs me $ 200 a day to get out of bed.
Sabah yataktan kalkmak bana 200 dolara mal oluyor.