Give me one good reason Çeviri Türkçe
352 parallel translation
Well, give me one good reason
İyi bir neden söyle.
Go ahead. Give me one good reason.
Devam et iyi bir neden söyle.
- Give me one good reason.
- Bana iyi bir neden göster.
Can you give me one good reason why you shouldn't call on Mary?
Mary'yi aramamak için tek bir neden söyler misin? Tabii.
Give me one good reason to include me.
Neden beni de kapsaması gerektiği hakkında bana tek bir iyi neden gösterebilir misiniz?
Give me one good reason why we should spend our last two hours in Florida looking at the sisters of Freckle-Faced Haynes, the dog-face boy.
Bana iyi bir neden göster... neden Florida'daki son iki saatimizi benekli surat, köpek suratlı Heynes'in kız kardeşleri ile geçirelim ki?
Give me one good reason?
Bana iyi bir neden göster?
Would you give me one good reason why I should?
Bunu yapmam için bana tek bir neden gösterin.
Give me one good reason why?
Bir tane neden gösterebilir misin?
Can you give me one good reason why you don't marry that woman?
Bu kadınla evlenmemen ile ilgili iyi bir nedenin var mı?
- Give me one good reason.
Eve gitmek istiyorum. Tek bir neden söyle.
Give me one good reason to stay sober.
- Sağlam durmam için bana tek bir sebep söyler misin?
Give me one good reason for not dragging you down to the station house, you punk!
Bana, seni karakola götürmemem için bir tek sebep söyle, serseri.
Could you give me one good reason why I should?
Bana bir sebep gösterin, Niye geleyim.
Give me one good reason why I should memorize this.
Bunu ezberlememi gerektiren bir tane iyi sebep göster.
So can you give me one good reason why I should send my family, that took me a lifetime to raise, down that road like a bunch of damn fools to do somebody else's fighting?
Çocuklarımı büyütmek benim tüm hayatıma maloldu, yolun aşağısında bir araya toplanmış lanet aptalların savaşına göndermek için, bana iyi bir neden gösterebilirmisin?
Now can you give me one good reason why I shouldn't drop you to the pavement?
Peki seni aşağı atmamam için iyi bir neden gösterebilir misin?
If you could give me one good reason for bringing me down... to this ridiculous desert, I...
Beni bu gülünç çöle getirdiğin için bir tane... iyi sebep verebilseydin, Ben...
Give me one good reason why. Laura. Get outta here.
Laura.Çık dışarı şimdi.
Now, give me one good reason why we should learn to speak.
Neden konuşmayı öğrenmemiz gerek? İyi bir sebep verir misiniz?
- Give me one good reason why not?
- Evlenmemek için bana iyi bir sebep göster.
just give me one good reason why i should.
Sadece iyi bir neden söyle bunu yapmam için.
Give me one good reason why I should take you back.
Seni geri alabilmem için bana bir tek iyi neden ver.
- Give me one good reason.
- Tek bir sebep göster.
Give me one good reason.
Çek elini.
- Give me one good reason.
- Bana iyi bir neden gösterin.
Give me one good reason.
Uyanmam için iyi bir neden söyle.
Give me one good reason.
Bana bunun için iyi bir sebep ver.
Give me one good reason why we're up here.
Bana burada olmamız için bir sebep söyle.
Give me one good reason why I should believe any of this?
Bu anlattıklarına inanmam için bir tek iyi sebep göster.
Oh! You just give me one good reason why.
Bana bir tek neden söyle, yapmayayım.
You give me one good reason!
İyi bir sebep söyleyin bakalım!
- No, he didn't. Will you give me one good reason for leaving the house?
Bana evden çıkmak için tek bir sebep söylesene.
Give me one good reason why I shouldn't rip you apart.
Seni parçalamamam için bana bir tek neden söyle.
You give me one good reason why I shouldn't kill you right now.
Seni şuracıkta öldürmemem için bana esaslı bir gerekçe bul.
Give me one good reason why I should believe your bullshit. "
...... Senin saçmalalıklarına inanmam için bana bir neden ver. "
Give me one good reason!
Yapmam için bir tane iyi neden göster!
Give me one good reason.
Yapmam için iyi bir neden söyle.
Give me one good reason why we should help the Juggernaut!
Juggernaut'a yardim etmek için tek bir geçerli neden söylesenize!
Give me one good reason why we're sitting here, and I'll sit down right now and never say a word.
Bana burada oturmam için tek bir iyi neden söyle. O zaman oturup, tek kelime etmeyeceğim.
Give me one good reason.'Cause I don't want to!
Bana tek bir iyi neden ver. Çünkü istemiyorum!
Give me one good reason.
- Bana iyi bir neden söyle.
Give me one good reason why I shouldn't blow you out of the sky.
Seni havaya uçurmamam için bir tek sebep söyle.
Give me one good reason.
- Bunu neden yapayım?
Just give me one good reason why my entire childhood was a lie... one good reason.
Çocukluğumun niye koca bir yalan olduğuna dair tek bir iyi neden göster. - Tek bir iyi neden.
Give me one good reason I'd attend a wedding reception at some fascist country club... run by a bunch of morally bankrupt fat-cat Republicans... who care more about capital gains than starving children?
Faşist şehir kulübündeki evlilik törenine katılmam için. sebep gösterebilirmisin bir demet ahlaken çökmüş Cumhuriyetçi şişman kedidilerce işletilen... kapital kazancı aç cocuklardan cok önemseyen kişilerin olduğu?
I said, "All right, Mom, give me one good reason for me to ever let myself fall in love again."
"Tekrar birine âşık olmam için bana güzel bir neden söyle" dedim.
Give me one good reason why I should go through with this.
Bunu neden yapayım bana adam gibi bir sebep söyle.
- Still... Give me one good reason why I shouldn't call him now.
- Hala... onu şimdi çağırmamam için bana sadece bir iyi neden ver.
Give me just one good reason why.
Bana iyi bir neden göster.
but give me one reason, give mejust one good reason why I should ever see her again?
Onu tekrar görmemi gerektirecek tek bir sebep.