Good call Çeviri Türkçe
2,033 parallel translation
- Good call.
- Güzel karar.
Good call.
İyi dedin.
Good call, honey.
Seve seve.
Good call.
- Aynen öyle.
Good call.
İyi denemeydi.
Good call.
İyi karar.
Good call.
İyi fikir.
Good call!
İyi görüşmeler!
Good call, Kelly.
Güzel karar Kelly.
Plausible deniability was a good call.
Makul şekilde inkar etmen iyi bir karardı.
Good call, Cap.
Doğru düşünmüşsünüz komiserim!
Good call, man.
İyi konuşmaydı, kanka.
Good call.
- İyi dedin.
Good call.
Doğru karar.
Good or bad, you gotta call it.
İyi mi, kötü mü sen söyle.
When I need advice on how to be a good mother to Jamie, I call you.
Jamie'ye iyi bir anne olmak için tavsiye istediğimde seni arıyorum.
When I need advice on how to be a good wife, I call you.
İyi bir eş olmak için tavsiye istediğimde seni arıyorum.
- Oh. I just got a call from my good friend Luke Rayfield.
Yakın arkadaşım Luke Rayfield aradı.
And to call if it got good, so you could
Ve eğer ortam iyiyse onu aramamızı.
I've got good shoes. Call me!
... ayakkabı olsun, her ne olursa, beni arayın!
Yeah, well, it's a good thing Jackie doesn't call all the shots, right?
İyi ki tüm kararları Jackie veremiyor, değil mi?
It doesn't sound good to call you as brother when we're in the office.
Şimdi iş yerinde Onur Abi desem, bir türlü insan şaşırıyor.
Well, listen, Toby, good as it is to see you, this isn't just a social call.
Dinle Toby, seni görmek güzeldi ama bu öylesine bir ziyaret değil.
Well, how about I just look into it anyway, and, you can call yourself a good lawyer.
Neyse ben sadece bir şekilde içine baktım, ve kendinize iyi bir avukat arayabilirsiniz.
Besides, I'll... only be gone for a year. David... good luck. MAN Last call for Cornell.
Hem sadece bir yıl kalacağım.
I gotta tell you, I'm getting pretty good at "Call of Duty."
Call of Duty'de uzman oldum oğlum.
You know what? Call me crazy but I'm actually feeling very good about the future.
Deli olduğumu sanabilirsin... ama sanki harika bir geleceğimiz olacak.
He used to call it his "tearful good-bye."
Eskiden bunun kendisinin "acıklı elveda" sı olduğunu söylerdi.
It's good to have you back, Holly. It's good to be back. I'll call you later.
Dönmek de güzel.
The part about it being a good idea for you to call Sam. That was true.
Sam'i aramanın iyi bir fikir olduğu bu söylediğim doğruydu.
You should, uh... take all the time you need to call your family... to say good-bye.
Vedalaşmak üzere aile bireylerini çağırmak için lütfen acele etmeyin
The good doctor wants to call our victim's death a suicide.
İyi Doktor kurbanımızın intihar ettiğini açıklamak istiyor.
And call phil? He's good at that stuff.
- Bu tür işlerden iyi anlıyor.
No, I'm good, and I don't think workmen really call'em "outfits."
- Hayır, böyle iyiyim. Ayrıca amelelerin ona "kıyafet" dediğini sanmıyorum.
- No. I got in a few good licks, too, so we can just call it even.
Ben de birkaç tane iyi yumruk attım, ödeştik diyebiliriz.
I'm what you call a good guy here!
Burada iyi olan adam benim!
It's a good excuse to call her.
Onu aramak için harika bir bahane bu.
- Then let's call the judge. - Good.
- Peki, Yargıcı arayalım o zaman.
Good. I'll call you when we get close.
Vardığımızda ararım.
That's really good to hear, Eric, but we've been trying to call you.
Bunu duymak çok iyi Eric, ama biz de sana ulaşmaya çalışıyorduk.
I call that a good day's work.
Buna kısa günün kârı diyorum.
No, no, I'll call you. Good to meet you, man.
Hayır, hayır, seni ararım.
( lowered voice ) I gotta call the police And tell them what happened, okay? I'm-I'm good.
Polisi arayıp, onlara neler olduğunu söylemeliyim, tamam mı?
Is he good? He's done this plenty of times. Maybe we call over to the o.R., s-see if amelia can step out?
Belki ameliyathaneyi arayıp Amelia çıkabilir mi diye bakmalıyız.
Now I'd barely call it "Good."
Şimdi buna zar zor "iyi" derim.
Hey, since we're such good friends, how would you like to join us this weekend for a little adventure we call, "Bowling and Nachos".
Artık iyi arkadaş olduğumuza göre, "Bovling ve Nachos" adını verdiğimiz... haftasonu maceramıza katılmalısın. Bovlinge gidip nachos sipariş ediyoruz.
We call this in to ruiz, what's she gonna say? "Good job, guys"?
Ruiz'i arayınca ne diyecek? "Aferin beyler" mi?
And when we're gone, you slip out, you call for backup, you come help us make the bust. Sound good?
Ve biz gidince, sen sıvışıp destek çağıracaksın, gelip baskına yardım edeceksin.
Maybe now's a good time to call your therapist.
Belki de terapistini arama zamanın gelmiştir.
Deal's good, I call Gabe, and he lets Rick take the money.
Mallar yerindeyse, Gabe'i ararım, o da Rick'e parayı verir.
I paged her over and over again but she didn't call so I went back and found her on the beach with the boys... lt looked like she was having a good time.
Çağrı cihazına defalarca mesaj bıraktım ama beni aramadı. Ben de oraya geri gittim. Çocuklarla birlikte sahildeydi ama çok eğleniyormuş gibi görünüyordu.
call 1293
calls 127
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
call of duty 47
callahan 103
calliope 37
calls 127
calling 148
callie 834
called 487
callum 122
caller 117
call of duty 47
callahan 103
calliope 37
calloway 20
callaghan 34
callaway 17
callen 415
call me 1630
calleigh 63
call me when you land 16
call your mother 29
call me tomorrow 52
call your mom 17
callaghan 34
callaway 17
callen 415
call me 1630
calleigh 63
call me when you land 16
call your mother 29
call me tomorrow 52
call your mom 17