English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ G ] / Goosey

Goosey Çeviri Türkçe

85 parallel translation
The unstructured, the loosey-goosey, Monterey pop, Woodstock kind of thing? I like it.
Enine boyuna planlanmamış... dağınık yapıda, Monterey pop müziğiyle Woodstock tarzı bir şey.
Goosey.
Yavaş yürü.
Be loosey-goosey.
Bırak kendini.
Come on, get a little goosey-goosey goin'here.
Hadi, ufacık bir ahmaklık yap da görelim!
I get it. You're taking me back in time to show me my mother and father, and I'm supposed to get all goosey and blubbery.
Anne ve babamı göstermek için geçmişe döndürdün beni, ve ben ise sözde ağlamaklı olacağım.
Now, I know you're used to loosey-goosey.
Biliyorum, benden önce çok daha rahat davranıyordunuz.
Keep those muscles loosey-goosey.
Kasları gerçekten çok gevşetir.
It's still kind of goosey but, yeah, I think I'm getting it.
Hala biraz yavaş, ama alışıyorum, evet.
There you go, Lucy-goosey.
Al bakalım, Lucy-goosey *
Nor shall you, Goosey, if you don't want to.
Gitmeyeceksin de, eğer istemiyorsan.
Off you go, Goosey, back to your scales.
Gidebilirsin, ölçeğinin başına.
- Why, don't you want to go, Goosey?
- Neden, gitmek istemiyor musun?
- You're a witch, Goosey.
- Tam bir cadısın.
That must be all your fancy, Goosey.
Hepsi hayal ürünün olmalı, canım.
She's a very suitable age for me and she has very agreeable and polished manners, so you and I will have to watch our Ps and Qs, Goosey.
Yaşı benimkine çok uygun ve tavırları da çok nazik, yani artık davranışlarımıza dikkat etmek zorunda kalacağız, canım.
- There, there, Goosey, that'll do.
- Tamam, tamam, canım.
- It's all forgotten, Goosey.
- Unuttum bile, tatlım.
All right, Goosey, you get some rest.
Tamam, tatlım, dinlen biraz.
- What about, Goosey?
- Ne hakkında, tatlım?
- I know that, Goosey.
- Biliyorum, tatlım.
Just keep it kind of loosey-goosey.
TakıI işte.
Just like you, Louby-Lou, Turkey-Lurkey Goosey-Loosey, Henny-Penny.
Hindi-mindi. Kaz-maz. Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Oh, God, I'm getting all goosey.
Oh, Tanrım. Çok berbat hissediyorum.
Let's grease up the hinges, and listen, loosey-goosey, baby, loosey-goosey.
Menteşeleri biraz yağla, bir de, biraz dalgalan, yavrum, biraz sallan.
A turkey lurkey Christmas to you lt's Loosey Goosey time
# Hindili Noeller # # Loosey zamanı #
She was a gadabout, but she's back again lt's Loosey Goosey time
# Çekip gitmişti, ama şimdi geri döndü # # Loosey zamanı #
A Loosey Goosey Christmas to you
# Loosey'li Noeller #
Turkey lurkey, Loosey Goosey
# Hindi mindi, Loosey Goosey #
Feeling a little goosey.
Kendimi biraz ahmakça hissediyorum.
Goosey Station.
Goosey İstasyonu.
Goosey Loosey.
Goosey Loosey?
I'll have the marzipan cake. No, the Goosey Whipped Cream.
Ben bademli pastayı yiyeceğim, yok yok krem şantiliyle başlayım..
# And she who is juicy must be loosey-goosey # # And he who is groovy will be in my movie so come on! #
# # Güzeller aptal olsa gerek # # # # hoppa olanlar ise benim filmimde olmalı hadi bakalım # #
Oh, look at Nils Goosey-boy. "
Nils denen şu kaz kafalı çocuğa bakın. "
He's a little loosey-goosey upstairs.
Biraz kafayı sıyırmış durumda.
But maybe a little later in the evening, you've had a few drinks, you're kind of loosey-goosey, you're safe with your girls, then some kind of cute, kind of hot, kind of sexy, hysterically funny, but not-funny-looking guy comes up and says it... then maybe you did it earlier, maybe you didn't.
Belki gecenin ilerleyen saatinde birkaç içki içtikten sonra kendinden geçmiş vaziyette kızlarla güvendeyken şirin, ateşli, seksi öldüresiye komik ama hoş gözükmeyen biri gelip derse ister yaparsın ister yaptım dersin.
But maybe, a little later in the evening, you've had a few drinks, you're kind of loosey-goosey, you're safe with your girls, then some kind of cute, kind of hot, kind of sexy, hysterically funny, but not funny-looking guy comes up and says it.
Belki gecenin ilerleyen saatlerinde birkaç içki içtikten ve rahatladıktan sonra tatlı, çekici, seksi çok komik ama komik görünmeyen biri yanına gelir.
Get a little loosey goosey.
Rahatlatıcı bir şeyler alalım.
Lucy Goosey!
- Merhaba, Lucy.
Don't get up, Goosey.
Kalkma, tatlım.
You're gonna be okay, Goosey.
İyileşceksin, tatlım.
Give the kid to Loosey-Goosey.
Çocuğu bu Loosey-Goosey'e ver.
I want her nice and loosey-goosey.
Bolca içsin ki kucağıma düşsün.
Little loosey-goosey with the liquor and the ladies, but all in all, a good fella.
Küçük kaçamak-maçamak, likör ve kızlarla, ama tüm bunlara rağmen, iyi bir ahbap.
Cape Kennedy is a little more loosey-goosey.
Cape Kennedy ofisi bu konularda biraz daha rahattır.
A little loosey-goosey with the facts.
Bu işi istiyorsan gerçekler konusunda biraz rahat olmalısın.
The last chicken in the shop, the juicy golden goosey and I am cooked.
Dükkandaki son et, benim sulu altın bir kazım ve pişiriliyorum.
On one side, he's this kind of... loosey-goosey liberal of his time, where sexuality is free-spirited and all that sort of thing.
O zamanlar liberal bir tipti, cinsellik onun için özgür bir ruhtu ve bütün buna benzer şeyler.
MAN : Goosey Station.
Goosey İstasyonu.
- Goosey steps on home...
Goosey Loosey hemen arkasında.
Look at me, Goosey.
Bana bak, ufaklık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]