Gp Çeviri Türkçe
191 parallel translation
And I've requested Reg's medical records from his GP.
Ve aile hekiminden Reg'in tıbbi kayıtlarını istedim.
The laundry mark is GP.
Çamaşırhane fişinde GP işareti var.
If nobody goes any faster this afternoon, the Ferrari will be in pole position for tomorrow's French Grand Prix.
Eğer öğleden sonra daha hızlı olan çıkmazsa Ferrari yarınki Fransa GP'sine pol pozisyonundan başlayacak.
Milburn needs another good GP.
Milburn'ün iyi bir pratisyene daha ihtiyacı var.
GP
GP
I'm working for a GP.
Bir pratisyen yanında çalışıyorum.
Now if you have any doubts about your ability to perform this exercise, do please consult your GP.
Bu egzersizi yapabileceğinizden emin değilseniz lütfen pratisyen hekiminize danışın.
But make sure he's a gentle GP.
Ama nazik bir hekim olmasına özen gösterin.
One cup of punch with the handsome new GP and the good people of Canaima will see the light and abandon old Doc Metcalf.
Pratisyen hekimle bir bardak meyveli kokteyl içince Canaima'lılar Doktor Metcalf'a yüz çevirecek.
I've got the comparative serology results, the EMs the gels for the different proteins, GP... 120, 41, 24...
Seroloji sonuçlarının, elektron mikroskopilerinin karşılaştırmasını aldım farklı proteinler için jelleri, GP... 120, 41, 24...
He's a GP, you see?
Bilirsin... o bir genel cerrah.
You wanted to be a surgeon... but you weren't sure you could, and you ended up a GP.
Cerrah olmak istiyordun... ama emin değildin, ve mezun oldun.
Look, I'm a GP.
Bak ben pratisyenim.
But I'm just an ordinary GP.
Ama ben sadece sıradan bir pratisyen hekimim.
My pants are over there, and there's a note from my GP in the pocket.
Pantolonum şurada. Cebinde doktorumun verdiği bir not var.
- And HE.
- ve GP.
I've had a word with the dead man's GP.
Ölü adamla ilgili bazı şeyler öğrendim.
He was a GP from Oxford.
Oxfordlu bir pratisyen hekimdi.
- So, what's the GP, RA?
- OP Nedir, RA?
- GP.
- DN
So, with all of my savings, I bought the practice of a retiring GP who was headed back to Boston.
Tüm birikimimle emekli olup, Boston'a dönecek olan bir doktorun muayenehanesini devraldım.
GP-100.
GP-100.
If you're feeling overly emotional you'd really should told your GP.
Aşırı duygusal davranıyorsanız, aile hekiminizle görüşmeniz gerekiyor.
Gp or specialist?
Operatör mü uzman mı?
Why do I have to trust, you know, the GP, Why do I have to trust The Royal Society?
GP'ye neden güvenmek zorundayım, Royal Society'e neden güvenmek zorundayım?
Look, why do I have to trust, you know, the GP, Why do I have to trust The Royal Society?
bak, GP'ye neden güvenmek zorundayım, Royal Society'e neden güvenmek zorundayım?
Which GP is it?
Hangi GP?
I'm 1st Lieutenant YOO in charge of GP 506.
Ben GP 506 sorumluluğunda teğmen YOO.
That's North Korean GP.
Burası Kuzey Kore GP.
It's aimed at their GP.
Hedef alırsın.
He visits our GP too often.
Bizim GP'yi çok sık ziyaret ediyor.
This is 1st Lieutenant YOO, Head of GP 506.
Ben teğmen YOO, GP 506'nın lideri.
- Head of the GP?
GP komutanı mı?
And it was that GP Head that killed our men.
Ve GP lideri adamlarımızı öldürdü.
This is GP.
Burası GP.
I'm Specialist KANG of GP 506.
Ben GP 506'dan Uzman KANG.
Yes, but first the GP will see you.
Evet, önce genel pratisyen bakacak size.
A GP will see you... and refer you to a cardiologist if necessary.
İlk önce genel pratisyen bakacak gerekirse de sizi kardiyolojiye gönderecek.
- A GP, right?
- Genel pratisyen dimi?
After next week, I'll be entering the GP and won't be able to come out again for three months.
Gelecek haftadan sonra, usta birliğine katılacağım. Üç ay dışarı çıkma imkanım olmayacak.
Not a GP- - I want a pediatrician.
Genel amaçlı değil, tam olarak bir çocuk doktoru.
But I thought you said you'd taken care of it with that woman GP.
Şu pratisyen kadınla icabına baktığını söylediğini sanıyordum.
I'm warning you, GP, my mom's tough.
Seni uyarıyorum, GP, annem serttir.
I gotta get my girl back, GP.
Sevdiğim kızın kalbini yeniden kazanmalıyım GP.
I'll write a report for your GP and give you some rehab exercises for the swimming pool.
Doktoruna bir not yazacağım ve sana biraz havuz terapisi veriyorum.
GP... what?
GP ne?
She's a glorified GP, Boyd, and BTW, she is the reason you were at that hospital.
Orada 20 tane insan var, güvende olurum. - Olmaz. - Gitmek zorundasın.
I'm a GP.
Pratisyen doktorum.
- Can't see a GP wrapped up in this.
Bir pratisyen hekimi her zaman çingenelerin içinde göremezsin.
You don't know who you're fucking with! I'm one of the coldest niggas in the city!
Kime bulaştığpının farkında değilsin!
When Clinton came in, and I worked for Clinton, we were definitely quite interested in trying to come up with alternatives and improve the fuel economy of the fleet.
Clinton gelip de onunla çalışmaya başladığpımızda, alternatifler üreterek benzin tasarrufunu yeniden hayata döndürmek konusunda istekliydik.