Great story Çeviri Türkçe
989 parallel translation
They're just children's books, but it's still a great story. The illustrations are great, too. Those books are very special to me.
Çocuk kitabı ama hikayesi iyi resimleri de güzel.
"This will make a great story, and with a happy ending."
Nefis bir hikaye olacak, sonu mutlu.
You'll have a great story, won't you?
Senin de iyi bir hikayen olacak.
How we happen to come to America is a great story, but I no tell that.
Amerika'ya gelişimiz müthiş bir hikaye, ama ben onu anlatmayacağım.
But it's a great story.
Harika bir hikaye.
- I've a great story, have I got a job?
- Mükemmel bir hikâyem var, hâlâ bir işim var mı?
I know it would be a great story.
Bunun on numara bir haber olacağını biliyorum.
This should make a great story for the press.
Basın için harika bir hikaye olacak.
It would make a great story for a French novel.
Bir Fransız romanına uygun harika bir hikaye olurdu.
I don't know. It's a great story.
Bilmiyorum Harika bir hikaye.
It's a great story.
Büyük hikayedir.
That'd make a great story for your next issue.
Bu sizin için müthiş bir hikâye olurdu.
You know, it would have made a really great story.
Malum, gerçekten müthiş bir hikaye olacaktı.
It's a great story, though.
Çok iyi bir öykü.
You're right. " The last cannibals! What a great story!
Haklısın. "SON YAMYAMLAR!" Harika bir hikâye!
It's no great story. My sister was married to a Swede.
Aslında basit bir öykü, kardeşim bir İsveçliyle evliydi.
And how, through the awesomely powerful method of science we have been able to reconstruct the sweep of cosmic evolution and defined our own part in its great story.
Teknolojinin son imkanlari kullanilarak kozmik evrimde su an bulundugumuz yerin güzel bir hikâyesini sizlere sunuyoruz. Kendimizi... Ve hikayesini...
- Jesus! - I got a great story to tell you, OK?
Anlatacak harika bir hikayem var.
It's a great story.
Bu mükemmel bir hikaye.
- You'll write a great story.
- Harika bir hikâye yazacaksın.
Listen, Face... you should pick me up at the nearest airport... so I can get a great story.
Dinle Face... Beni en yakın havalimanından almalısın... böylece harika bir hikaya yazabilirm.
Why, this is a great human interest story -
Baksanıza, müthiş duygusal bir hikâye.
It's a thrilling story and I listened to every word with great suspense.
Çok heyecanlı bir hikaye ve her kelimesini büyük bir heyecanla dinledim.
- A great bunch of reporters you are. Too lazy to go after the biggest story in years.
Bu büyük haberin peşine koşmayacak kadar tembelsiniz.
- A great human-interest story.
- Çok güzel. - Büyük bir insanlık dersi hikayesi.
I'm a great cop, and a pushover for a love story.
Ben iyi bir polisim ve bu aşkın da canlı tanığıyım.
Ladies and gentlemen, you have just heard the story... of three very great and very brave men.
Bayanlar ve baylar, az önce üç adet son derece müthiş ve son derece cesur adamın hikayesini dinledik.
And that " s the end of our true story about the little episode at the close of the great war.
Ve bu, Büyük Savaşın sonundaki küçük bölümde.. bizim gerçek hikayemizin sonu.
Dedicating our film to the man's departure into space, we start with a story about this great and humble scientist.
Filmimiz uzaya ilk insanın çıkmasına adanmıştır. Ve bu büyük ve alçakgönüllü bilim adamının hikayesi ile başlar.
- It'll make a great story.
- Büyük bir hikaye olacak.
Fella, you have been chosen to rectify all the great wrongs brought about by the original Cinderella story.
Fella, orijinal Sindirella hikayesinin neden olduğu bütün yanlışları düzeltmek için seçildin.
If you're looking for a story to write there's a great one in that diary for you, Mr. Spilett.
Yazacak hikaye arıyorsanız... o güncede sizi harika bir öykü bekliyor Bay Spilett.
You could be a great big reporter, and we could give you a great big story. Yeah, but we better go someplace where we won't be disturbed.
Çok daha büyük bir muhabir olabilirsin ve biz sana çok iyi bir hikâye verebiliriz.
But judging from your story, he must be a great man who doesn't care if you think he's a fool.
Ama dinleyin... öykünüze göre, güçlü biri o. Size aptal yerine koymasından korkmayın. Bravo!
There is always some story of great misfortune behind illness.
Hastalığın arka planında her zaman büyük bir talihsizlik yatar.
Caroline, why did you want to ruin this great love story?
Caroline, niye bu güzel aşk hikâyesini mahvettin?
- You don't believe the story of the Great Pumpkin?
Büyük Balkabağı hikayesine inanmıyor musun?
Russia's pride that's great in story,
Rusya'nın onuru ve gururusun,
Today I'm going to read, with a great deal of pleasure a remarkably good story from a surprising new source.
Bugün, büyük bir zevkle, bir öykü okuyacağım. Beklenmedik birinden gelen, oldukça iyi bir öykü.
But the story soon became clear, the mummy was that of the rogue son of a great priest.
Ama sonra hikaye netleşti, mumya büyük bir rahibin haydut oğluna aitti.
Hemingway wrote a great short story... about an old bullfighter called "The Undefeated."
Hemingway, bir zamanlar "yenilmez" adında bir.. boğa güreşçisini anlattığı kısa bir hikaye yazmıştı.
Incidentally, that's a great parallel story if you're going to do that piece on detente.
Aklıma gelmişken, bu ateşkes olayıyla paralel müthiş bir hikaye.
But you went through a lot of trouble to make it a great human interest story.
Sen de herkesin ilgisini buna çekmek için büyük çaba harcadın değil mi Curly?
She says that when she was a little baby the story of Snow White and the Seven Dwarfs made a great impression on her like a premonition of what her future would be
Diyor ki, küçük bir kızken... Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler'in masalı... onu çok etkilemiş ve bunu geleceği için... bir yaşam şekli olarak görmüş.
Like all great works, it has a story.
Tüm büyük eserler gibi, onun da bir öyküsü var.
'This is the story'of the Hitchhiker's Guide To The Galaxy...'perhaps the most remarkable,'certainly the most successful book'ever to come out of the great publishers of Ursa Minor.
Bu Her Otostopçunun Galaksi Rehberi'nin hikayesidir... Belki, en dikkate değer, kesinlikle, Ursa Minor'un büyük yayıncılarının çıkarmış olduğu en başarılı kitap.
Two towers, one main building, one story and a pavilion, with a great view.
Harika bir manzarayla, iki kule, bir ana bina, bir kat ve köşk.
This would make a great bar story.
Bu harika bir bar hikayesi oldu.
This story's bullshit, and when I file... I'm gonna piss on it from a great height, mate.
Bu hikaye bir saçmalık, ve onu dosyaladığımda... yüksek bir yerden onun üzerine işeyeceğim, dostum.
One thing I don't understand the point of the story Lois wrote is how Ross got this great honor and you bring me one picture of him and 15 pictures of her.
Anlamadığım şey şu : Lois'in haberinin ana fikri Ross'un bu ödülü nasıl aldığı. Sense bana onun bir, bunun 15 resmini getiriyorsun.
When I think about it, it seems to me his story... reflected a lot of the Jewish experience in America... the great urge to push in and to find one's place... and then to assimilate into the culture.
Tekrar düşündüğümde, bana öyle geliyor ki Zelig'in öyküsü... Amerika'daki pek çok Yahudi deneyimini yansıtıyordu. zorla içine itilmiş ve bir yer edinmeye zorlanmışlardı.
story 195
storybrooke 19
story of my life 85
story time 18
story building 30
story window 25
great 25235
great job 528
great minds think alike 42
great stuff 65
storybrooke 19
story of my life 85
story time 18
story building 30
story window 25
great 25235
great job 528
great minds think alike 42
great stuff 65
great to see you again 26
great to meet you 111
great to see you 248
great scott 63
great shot 34
great work 234
great song 31
great guy 76
great minds 35
great idea 483
great to meet you 111
great to see you 248
great scott 63
great shot 34
great work 234
great song 31
great guy 76
great minds 35
great idea 483
great party 136
great day 31
great news 351
great place 25
great man 24
great meeting you 24
great game 51
great job today 19
great show 88
great seeing you 38
great day 31
great news 351
great place 25
great man 24
great meeting you 24
great game 51
great job today 19
great show 88
great seeing you 38