Growth Çeviri Türkçe
2,194 parallel translation
The brains of baby chimps have an early growth spurt.
Peki ilk atalarımızın çocukluğu hakkında ne biliyoruz?
And if we look at his skeleton, we can see that the growth plates on his limbs that would fuse when he's fully adult are all unfused, so even though he's very tall, we know that he's still growing.
Hayatını tekrar oluşturmak için kaç yaşında olduğunu tespit etmemiz lazım. İskeletine baktığımızda, yetişkin olması halinde tamamen kaynamış olması gereken eklem yerlerindeki epifiz plaklarının kaynamadığını görüyoruz.
Enamel has a regular growth pattern, like the rings of a tree.
Diş minesinin içinde görebileceğiniz bu çizgiler mine ile dentinin birleştiği yerden dişin yüzeyine kadar gidiyor.
Each of the little beads along these prisms represent one day's growth, because the cells which produce enamel are actually under the influence of a circadian, or daily, clock.
Elektron mikroskobu altında bu çizgiler minik boncuklardan oluşuyor gibi gözüküyor. Bu boncukların her biri bir günlük büyümeyi gösteriyor çünkü diş menisini üreten hücreler günlük bir takvime göre çalışır.
What that implies is that the growth of the Turkana Boy resembled more closely that of chimpanzees today.
Turkana Çocuğu 14 yaşında değildi. 8 yaşındaydı.
It's kind of a growth industry over there.
Bu orada gelişen bir çeşit endüstri.
I'm afraid we were just on the PM's attitude to economic growth.
Duramıyorum.
Toys promoting violent behavior, stunting their cerebral growth.
Oyuncak öfkeli davranışı teşvik eder beyinsel gelişimlerini tehlikeye atar.
But I've been working on some new procedures to inhibit tumor growth.
Ama tümör büyümesini yavaşlatan yeni işlemler üzerinde çalışıyorum.
This can prevent bone growth... And reduce bone density.
Bu da kemik gelişimini ve yoğunluğunu olumsuz etkiliyordu.
She had a growth removed from her shoulder.
Omzundan, bir kitle aldırmış.
And the other drug that people are doing is human growth hormone.
insanların kullandığı bir başka ilaç ise insan gelişim hormonu.
I first heard about human growth hormone from Nick Nolte who was telling me the advances of human growth hormone.
insan gelişim hormonunu ilk Nick Nolte'den duydum bana insan gelişim hormonu'nun ilerleyişinden bahsetti.
He was like, Robin, human growth hormone is amazing.
" Robin, insan gelişim hormonu müthiş.
After decades of growth, different species of corals dominate particular areas of the wreck.
Onlarca yıl süren büyümenin sonucunda farklı mercan türleri enkazın farklı bölgelerinde yoğunlaşmış.
With every metre it climbs, the light gets a little stronger, fuelling more growth.
Tırmandığı her metre de ışık daha da güçleniyor ve daha fazla büyümesini sağlıyor.
But all the growth of each individual plant is absolutely accurate, it's exactly what they would do, we've just seen it in a shorter space of time.
Ama her bitkinin büyümesi hatasız bir şekilde olmuş,... normalde nasılsa öyle, biz sadece daha kısa bir sürede görüyoruz.
And it seemed, in principle, extremely unlikely that processes of coming into being and passing away, of growth and of decay, of qualitative change, could be captured with the beauties of geometry and mathematics.
Ve ; var oluş ve yok oluşun, büyüme ve çürümenin, niteliksel değişimin süreçlerinin ; geometri ve matematiğin güzellikleri ile yakalanması prensip olarak, son derece olasılık dışı görünüyordu.
The definition of an Organism, is any living thing capable of response to stimuli, reproduction, growth and development, and maintenance of homeostasis as a stable whole.
Oysa "organizma" tabiri, uyarıcıya yanıt veren her türlü canlıyı ifade eder. çoğalma, büyüme, gelişim özellikleri vardır, bütünlüğün dengeleşimi ve idamesini yürütür.
So, survival involves a balance between growth and protection.
Yani hayatta kalmak, gelişebilme ve kendini koruyabilme arasındaki dengedir.
Through the history of human civilization and human evolution we recognize that our nature is to be in a state of growth. And that our protection is only supposed to be used help us out of that threatening moment.
ınsan uygarlığının ve insan evriminin tarihinden doğamızın, "gelişme durumda" bulunmak olduğunu ve korunmanın da bize tehlike anında yardım eden birşey olduğunu öğrendik.
You can't be in growth and in protection at the same time.
Aynı anda hem gelişme hem korunma durumunda bulunamazsınız
So the significance is... when we see a need of protection the stress hormones in the body shut off the blood vessels in our viscera or gut which is the part of the body for growth.
Asıl olay şu ki ; korunmaya ihtiyaç duyduğumuz anda salgılanan stres hormonları mide ve iç organlarımıza giden damarlardaki kanı keser
Well the issue is, if you took the blood from the viscera and moved it out to the arms, then you left no blood in the viscera, that means, no growth. But you're ready to fight.
Burası vücudun gelişimini sürdüren kısımdır şöyle ki ; iç organlarınıza giden kanı alıp kollarınıza taşıdığınızda, iç organlarda kan kalmaz yani gelişim durur, ama dövüşmeye hazırsınızdır
And then I changed the growth medium, the constituents of the environment in each of the three dishes. In one dish the cells formed bone, the second dish they formed muscle, and the third dish they formed fat cells.
Ardından her bir kaptaki gelişim besinlerini ve ortamdaki bileşenleri değiştirdim ılk kaptaki hücreler kemik oluşturdu ikinci kaptakiler kas oluşturdu ve üçüncü kaptakiler yağ hücrelerine dönüştü
Trent has expressed interest in mending the relationship and getting on like adults. I think she's happy and looks forward to growth in this rich intellectual environment.
Trent ilişkisini düzeltme ve yetişkinler gibi anlaşma niyetini belirtti.
Obviously, it's first growth, indigenous, original dirt floor.
İlk yetişenlerden, bölgeye özgü, orijinal toprak taban.
But I think it's gonna be awesome for you for personal growth just to hit this one solo.
Ama bunu yanlız halletmenin, kişiliğine çok büyük katkısı olacağını düşünüyorum.
'Cause slow, predictable growth is so boring.
Çünkü yavaş, öngörülebilir büyüme sıkıcıdır.
The cavity was probably full in over 60 million years ago. and had trapped a huge mass of compressed organic matter tormented to early form of Psylocybin growth.
Boşluğun 60 milyon yıl önce oluştuğu tahmin ediliyor ve içerisinde çok fazla sıkıştırılmış organik madde barındırıyor.
I suppose, stunted our growth from being the responsible people others expected us to be.
Sanırım bu da başkalarının bizden beklediği sorumluluk sahibi insanlar olmamıza mani oluyordu.
I think she may have some kind of growth in there, something pressing on her brain.
Bence kafasının içinde büyüyen bir şey olabilir, beynine baskı yapan bir şey.
We believe that within the next few years we can approach the 20 % level making it a perfect match for the explosion of growth and energy needs, which, as you know, is growing at 40 %.
% 40 büyüme hızına sahip ekonomik büyüme ve enerji ihtiyaçları patlamasına karşılık önümüzdeki birkaç yıl içinde yakalanacak % 20 lik bir karşılama oranının mükemmel bir sonuç olacağına inanıyoruz.
I'll send him some bamboo flowers symbolizing continued growth and prosperity.
Ona bambu çiçekleri göndereceğim gelişim ve başarıyı simgeler.
Selecting 37 as promising strategic growth programs... and setting aside the rest for future consideration.
37 tanesini gelecek vaadeden stratejik büyüme programı olarak seçip kalanları gelecekte değerlendireceğiz
Are you suggesting that you aren't expect - ing any growth in your division next year?
Yani önümüzdeki yıl departmanında bir büyüme beklemediğini mi söylüyorsun?
So... no growth in 2011?
Yani... 2011'de büyüme olmayacak?
I am confident that while shipbuilding will remain challenged the rest of the transportation systems group will continue to make significant contributions to growth of GTX in the coming quarters.
Gemi inşası işinin rekabetçi bir şekilde kalacağından eminim. Ulaştırma sistemleri grubunun geri kalanı önümüzdeki çeyreklerde GTX'in büyümesine önemli katkılarda bulunmaya devam edecek
What'd you do. You told a room full of analysts you weren't going to generate any growth next year.
Bir oda dolusu analiste önümüzdeki yıl hiç büyüme olmayacağını söyledin.
- Gene, come on, health care is the only division exhibiting any growth.
- Hadi Gene! Sağlık departmanı herhangi bir büyüme gösterebilen tek bölüm.
.. and growth of the school and all that.
Okulun, gelişimi, büyümesi bunların olması için.
You got kids like me who haven't hit their growth spurt yet mixed in with gorillas who have to shave twice a day.
Henüz büyüme çağındaki benim gibi çocuklarla günde iki kez tıraş olan goriller aynı yere tıkılır.
Half the room talking softly with their glass houses... the other half, no... and we will compare... their growth rates.
Ev bitkisi ödevi, çocuklara bitkilere nasıI davranması gerektiğini öğretecek. Diğer yandan da bitkilerin büyüme oranlarını karşılaştıracağız. Neden sordunuz?
It's a formula for a Growth Bacteria Hybrid.
Melez bir bakterinin formülü.
A couple of years ago financial growth and good times were predicted.
Bir kaç yıl önce finansal büyüme ve güzel günler öngörüldü.
But the expectations accelerated faster than the growth.
Ancak beklentiler büyümenin üzerinde bir ivme kazandı.
Today is day one of the Human Growth Project.
Bugün ilk gün, "Üstün İnsan Gelişimi" projesi için.
the growth of open grasslands forced our ancestors out of the trees. They became bipeds, and in short order, brain size increased.
Buna benzer keşifler insan evrimini değerlendirme şeklimizi değiştirir.
In humans that growth spurt is slower, and it takes nearly two decades for our brains to fully mature.
Şempanze bebeklerinin beyinleri erken bir gelişim yaşar.
They're so big that most of our brain growth has to happen outside the womb or our heads would never get through the birth canal.
Beynimiz o kadar büyüktür ki büyümesinin büyük kısmı rahim dışında gerçekleşmelidir.
So population growth is a really important part of the human adaptation.
Bu sebeple nüfus artisinin insanlarin adaptasyonunda önemli bir yeri vardir.