Grâce Çeviri Türkçe
53 parallel translation
- The coup de grâce?
- Ölüm acısına son veren darbeyi mi?
Javert, you'll be at the Val-de-Grâce station.
Javert, siz Val-de-Grâce karakolundasınız.
And now, I'm afraid, the coup de grâce.
Şimdi de ne yazık ki son darbe.
Since you're acting as if you had no mother, I'll withdraw to the convent in Val-de-Grâce.
Annen yokmuş gibi davranacaksan eğer Val-de-Grâce'deki manastıra gideceğim.
Val-de-Grâce, you understand?
Val-de-Grâce dedim, duyuyor musun?
If you're in trouble, go to val de Gráce military hospital.
Bir şeye ihtiyacın olursa, Val-de-Grâce'i ara dahili 18.
Interned in Val de Grâce Military Neuro-psychiatric Hospital.
Val de Grâce'deki Askeri Nöro-psikiyatri Hastanesine yatırıldı.
If a coup de grâce is necessary, as your referee, I will administer it myself.
Öldürmek için bir atış daha gerekirse, hakeminiz olarak, bunu ben belirleyeceğim.
Flat on his coup de grâce.
Şeref alanında yatıyor.
Bomber Command is growing by leaps and bounds, and we shall one day bomb them until the rubble jumps, and invasion administers the coup de grâce.
Bombardıman Komutamız hızla gelişiyor, bir gün onları taş taş üstünde kalmayana kadar bombalayacağız, bizi istila etmek isteyenlerin başına yıkacağız.
Here one can see Hitler kneeling before the young soldier chosen to deliver the coup de grâce.
Hitler, onu vurmak için seçilen genç ask erin önünde diz çök erk en görülüyor.
And now the coup de grâce :
Ve şimdi de en son detayı :
12, minus one for the coup de grâce.
12, bir tanesi de öldürücü darbe için.
A coup de grâce.
Bir öldürücü darbe.
A coup de grâce?
Öldürücü darbe?
He was wobbling, mind you, but you supplied the coup de grâce.
Açıkçası sallanıyordu ama sen öldürücü darbeyi vurdun.
And the coup de grâce :
Ve Öldürücü darbe :
My cloak acting as shield and decoy... for the coup de grâce.
Pelerinim hem kalkan hem de ölümcül vuruş için bir yem görevi görüyor.
The final coup de grâce. I told Jimmy.
Öldürücü son darbe Jimmy'ye söyledim.
She's so gentle right now, I could perform her coup de grâce with a rock.
Şu anda o kadar uslu ki, bir kaya parçasıyla bile acısına son verebilirim.
You know, five years ago, if I had to make a list of impossible things that could never happen, you performing a coup de grâce on me by bustin'a cap in my crown would've been right at the top of the list.
Biliyor musun, beş yıl önce asla gerçekleşemeyecek, imkânsız şeylerin bir listesini yapmam gerekseydi kafamda bir delik açarak acıma son veren vuruşu yapışın listenin en başında yer alırdı.
And the coup de grâce... mypool filled with cherryJell-O.
Ve son olarak vişneli jöleden havuz.
- It's the coup de grâce.
- Öldürücü darbe bu.
And the coup de grâce...
Ve en bombası...
It's that random act of unkindness from some stranger that's the coup de grâce, and then all of a sudden, boom - you're bleeding to death on the bathroom floor.
Tamamen yabancı birinden gelen ani bir acımasızlık, tetikleyici olabilir. Sonra birdenbire işte : Banyo zemininde kanamadan ölürsün.
The coup de grâce : Molten lava cake with a two-carat diamond ring filling.
- Çikolatalı kekin içinden çıkan iki karatlık elmas yüzükle de nihai darbeyi vuracağım.
The blow to the head was the coup de grâce.
Başına aldığı darbe öldürücü olmuş.
Coup de grâce.
Öldürücü darbe!
You know, in ancient times, a coup de grâce was considered an act of mercy ¡ ª a quick blow to end the suffering of a comrade wounded in battle.
Bildiğiniz gibi, eski devirlerde öldürücü darbe, bir merhamet göstergesiydi. İnsanlar, savaşta yaralanan silah arkadaşlarını bir darbe ile acıdan kurtarırlardı.
Would Finn have delivered that coup de grâce, if that guy hadn't been Johnson?
Ateş ettiği kişi Johnson olmasaydı, Finn yine ölümcül atışını yapar mıydı?
So the bullet we thought was the coup de grâce was fired from the cartridge case on the patrol car?
Yani, öldürücü darbeyi vurduğunu düşündüğümüz mermi devriye arabasından mı atılmış?
That's not a coup de grâce.
Öldürücü darbe o değil.
Well, good news is, CSIs proved you didn't commit a coup de grâce.
Güzel haber şu : CSI, öldürücü atışı senin yapmadığını ispatladı.
We've already proved there was no coup de grâce.
Ölümcül atışın olmadığını zaten kanıtlamıştık.
All of this is followed by the coup de grâce- - a knife thrust beneath the chin.
Bütün bunların ardından'coup de grâce'gelmiş çene altından bıçaklama.
Two gunshot wounds to the chest, and a coup de grâce.
Göğsüne iki el ateş edilmiş, ve bir de öldürücü darbe.
We called you because the coup de grâce was he ignited himself with an accelerant.
Seni çağırmamızın sebebi, son darbenin kendini kimyasal bir maddeyle ateşe vermesi.
Yeah, like you're landing le coup de grâce, Whatever that means.
Evet, sanki öldürücü darbe indireceksin de, ne demekse artık.
Yeah, the coup de grâce to finish him off.
Evet, alnından tek kurşun işini bitirmiş.
What about the coup de grâce?
Öldürücü darbe nasıl oldu?
the coup de grâce to Edie's head.
öldürücü atış Edie'nin başına.
And the coup de grâce : you've got a photo of your kids on your desk.
Ve en önemlisi masanda oğullarının fotoğrafı var.
Coup de grâce.
Altın vuruş.
He's looking for a coup de grâce.
- Son darbesini savuracak.
And then the coup de grâce betwixt his eyes.
En sonunda kafasına öldürücü darbe inmiş.
You take up position in the grounds nearby in case the Chancellor needs the coup de grâce.
Aşağıda yakın bir yere konuşlan. Şansölyeye son bir darbe daha vurulması gerekirse diye.
Now for the coup de grâce.
Şimdi de bitirici darbe.
And then... the coup de grâce, one final blow.
Son olarak da final darbesi.
A coup de grâce for Captain Alden.
Kaptan Alden için öldürücü bir darbe vur.
All I do is deliver the final'coup de grâce
Yaptığım tek şey son darbayi teslim etmek.
Or is it, "Coup De Grâce"
Ya da "son bomba".