Guacamole Çeviri Türkçe
320 parallel translation
Shut up or I'll bring this rock down on your head so hard that a substance resembling guacamole will come out of your ears.
Çeneni kapamazsan bu taşı kafana öyle bir vuracağım ki kulaklarından salata sosuna benzer bir sıvı çıkacak.
They're protected against pilferage under the provisions of the Guacamole Act of 1917.
1917 Avokado Kanunu'yla koruma altındalar.
I sit there listening to stories about the Guacamole Act of 1917 and tsetse flies carrying off children, and I'm being irrational?
1917 Avokado Kanunu ve çocuk kaçıran sinek hikayeleri benim mi?
It turns the brains into guacamole.
Beyni, avokado ezmesine çeviriyor.
We're gonna have guacamole and margaritas and chili rellenos- -
Guacamole yeyip margarita içeceğiz kırmızı biberli fasulye...
" I came out of the supermarket, I had the frozen banana guacamole in my hands.
Marketten çıktığımda muzlu cips sosu elimdeydi.
I drove home, got out of the car with the banana guacamole in my hand, I had my keys in this hand, I put the banana guacamole in the freezer,
Eve geldim, elimde muzlu cips sosuyla arabadan çıktım anahtar bu elimdeydi sosu buzluğa koydum anahtarı da herhalde oraya düşürdüm, gidip bir bakayım.
And hey, who stole the banana guacamole? "
Muzlu cips sosumu kim aldı? En tuhaf yerlere bakarsınız.
Well, then we're in deep guacamole.
O zaman başımız dertte.
It's the invasion of the guacamole snatchers!
Bu Guacamole hırsızlarının istilası!
holy guacamole!
Yüce Tanrım!
So I developed a guacamole radio.
Ben de guakamol radyosu geliştirdim.
I think I just put my hand in the guacamole.
Sanırım elimi sosun içine soktum.
One of them's ripe, and ready to be squashed into guacamole.
Bir tanesi olgunlaşmış ve ezilerek sos yapılmaya hazır.
It just looks like guacamole.
Zeravent gibi bir şey.
Pork and guacamole.
Domuz eti ve ezilmiş avokado sosu.
Music, food, guacamole.
Müzik, yemek, soslar.
Does anybody want some guacamole?
Sos isteyen?
Stop with the guacamole, we have to get started.
Bırak şimdi sosu, başlamalıyız.
This is serious guacamole.
Bu çok ciddi bir şey.
Nope, but I can clean your colon out quicker than one of them burritos with extra guacamole sauce. Ooh.
Hayır ama seninkilerden birisi tetiğini yağlayamadan senin bağırsaklarından kokoreç yapmış olurum.
Damn guacamole.
Lanet guacamole ( Meksika mezesi ).
Holy guacamole!
Yüce Tanrım, inanamıyorum!
First I'll rip your dick off, then I'm gonna grind your balls into guacamole.
Önce çükünü koparacağım sonra da taşaklarını kıyma gibi öğüteceğim.
All you need now is The Killing Fields and guacamole, and you got a party!
Oraya "Ölüm Tarlası" nı da ekleyip guakamole hazırlarsan parti başlayabilir.
Right after I'm done nuking the Earth into guacamole.
Tabi önce Dünya'yı patlatıp yok edeceğim.
Guacamole and a ghetto blaster in the middle of a desert?
Çölün ortasında Guacamole ve gecekondular kültür müdür?
Holly guacamole.
Avokadolu soslar aşkına.
Why don't you throw yourself on it and we'll have guacamole.
Neden kendini üzerine atmıyorsun, Meksika mezesi yerdik hiç değilse.
Smells like fish and chips and guacamole.
Bana temizlik malzemesi getirsene. Igrenc kokuyor.
- There's guacamole.
- Orada biraz'guacamole'var.
Guacamole?
Guacamole mi?
I could put, I could put strychnine in the guacamole.
Guacamole'un içine strychnine koyabilirim.
I had some guacamole last night, and it's still speaking to me.
Dün yediğim avokado ezmesi de hala midemde gurulduyor.
# Want you back for good
Guacamole. ( Meksika Mezesi )
- Guacamole.
- Meksika mezesi.
- Guacamole with... With lots of lemon and loaded with salt.
- Meksika mezesi ama bol limonlu ve tuzlu olacak.
Guacamole, erm, Window.
Guacamole. ( Meksika Mezesi )
If it wasn't for this. you'd be flying back to Cucaracha on "Air Guacamole" with live chickens runnin'up and down the aisle!
Bu olmasaydı koridorda uçuşan tavuklarla Avokado Hava yollarıyla Cucaracha'ya geri dönüyor olurdun.
That's where I want to be, on a boat, in the middle of the ocean, surrounded by a 1000 lonely seasick queens weeping into their guacamole.
Evet, istediğim bu işte. Okyanusun ortasında ve etrafta tabaklarına ağlayan 1000 yalnız gay.
Frankie : You move, and they're guacamole.
Kımıldarsan toplarını havaya uçururum.
No, I wanted to tell you you have guacamole on your shirt.
Hayır, gömleğine sos dökülmüş demeye geldim.
And it's guacamole!
Ayrıca ona haydari denir!
- Guacamole?
- Avokado?
I will have the enchilada platter with two tacos, no guacamole.
Bir porsiyon ençilada alayım. İki takolu, avakadosuz.
Tomatoes stuffed with guacamole. Little tomatitos, stuffed with guacamole.
"Guacamole" li küçük domatesler.
Holy guacamole!
Hay bin kunduz!
Everybody always thinks it's guacamole, and then it's just a letdown.
herkes onları önce avokado sanar, sonra büyük bir hayalkırıklığı.
I'll make my famous guacamole.
Meşhur guacamole sosumu yaparım.
♪ Spicy guacamole and a brie quesadilla ♪
Baharatlı guakomole ve kuesediya.
- Did you bring the guacamole?
Özür dilerim.