English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ G ] / Guess not

Guess not Çeviri Türkçe

5,532 parallel translation
Guess not.
Sanırım öyle.
You wanna see the horrors we might have to endure just to get on a boat? - Guess not.
Tekneye binmek için katlanmamız gereken olayları gerçekten görmek istiyor musun?
Yeah, I guess not so much.
Evet, sanırım öyle.
I guess not.
Sanırım yanılmışım.
No, I guess not.
Sanırım olmaz.
I guess not.
Sanırım.
Guess not.
Sanırım kurtulamamışım.
I guess not.
- Galiba hayir.
I guess not everybody exist on rats.
Sanırım herkesin sıçanı yok.
I guess not.
Sanırım hayır.
I guess not.
Sanırım yok.
- I guess not.
- Yoktur muhtemelen.
I guess not.
Sanırım diyemiyorum.
I guess he really regretted not taking that money.
Sanırım parayı almadığı için gerçekten pişman olmuştu.
I guess you're not as bad as you thought.
Sanırım düşündüğün kadar kötü değilsin.
I guess the accomplice is not stupid.
Sanırım suç ortağı aptal değilmiş.
Guess it's a good thing I'm not claustrophobic anymore.
Sanırım artık klostrofobik olmamam iyi olmuş.
He's not out there killing people, which I guess is a plus for mankind.
Gidip birilerini öldürmüyor. Ki zannedersem bu insanlık için iyi bir şey.
Well, I guess my mom's not here yet.
Sanırım annem daha gelmemiş.
I guess he's not on board with Widener's little horror show.
Sanırım Jonas, Widener'in oynadığı oyununun içinde değil.
Guess my dad's not coming.
Sanırım babam gelmiyor.
I guess it's not happening.
Galiba taşınmayacak.
Guess I'm not gonna be famous.
Sanırım meşhur olamayacağım.
I guess it's not such a good idea, me showing up here.
Buraya gelmem iyi bir fikir değil galiba.
Yeah, and I guess I'm hoping that it's not false hope that I gave.
Evet ve umuyorum ki verdiğim o boş ümit boşa çıkmaz.
Let me guess... You went to the hospital, after I told you not to.
Dur tahmin edeyim, dün sana gitme dedikten sonra hastaneye gittin.
And it's not our fault that Stan never took care of the asbestos upstairs. But guess who has to pay for it?
Tabii, Stan'in üst kattaki asbestle ilgilenmemesi de bizim suçumuz değil ama bil bakalım kim ödeyecek?
Well, I guess I'm not paying for dinner.
Sanırım akşam yemeğini ben ödemeyeceğim.
Okay, I guess that means you're not coming to Pax River.
Sanırım bu Pax River'a gelmeyeceksin demek oluyor.
Certainly not, but I would venture to guess that she had very expensive tastes.
Kesinlikle suç değil ama kadının pahalı zevkleri olduğunu söylemek zorundayım.
Guess I'm not as tough as you thought.
Görünüşe göre düşündüğün kadar sert biri değilmişim.
I guess I'm not the most popular guy in prison.
Görünüşe göre bu hapishanede en popüler kişi ben değilmişim.
I guess you're not as clumsy as you used to be.
Sanırım eskisi kadar beceriksiz değilsin artık.
I guess I'm not as tough as I look.
Sanırım göründüğüm kadar çetin ceviz değilim.
I just... I guess I feel like I'm not good enough.
Sanki yeterli bir insan değilmişim gibi hissediyorum.
Hey, I'm not doing anything. I guess I could take her.
Benim işim yok, onu çıkarabilirim.
Well, I guess that explains why she's not at the hospital.
Sanırım bu neden hastanede olmadığını açıklıyor.
I guess I'm just not used to baggage.
Kişisel eşya olarak kullanılmaya alışkın değilim sanırım. Tabii.
I guess we should... Heed the universe's warning and just not do this again.
Bence evrenin uyarısına kulak asıp bunu bir daha yapmamalıyız.
Not that any of us really had any choice, I guess.
Sanırım gelmeme gibi bir şansımız yoktu ama.
I guess I'm not.
- Galiba ben değilim.
But since you're not here, I guess I'm going to have to indulge in a little self-congratulation.
Ama sen burada olmadığına göre kendimi kutlamanın keyfini süreceğim.
I guess not!
- Doğrudur.
No, not who stole it, like, guess who stole it.
Hayir, tahmin etmeniz için sormadim.
I guess this is not working out, Dr. "Russellstein."
Sanırım uyum sağlayamayacağız Dr. Russellstein.
Hmm. Guess I'm not a field agent anymore though.
Gerçi artık saha ajanı değilim.
I'm not asking you to guess.
- Tahmininizi sormuyorum.
I, uh, saw a story on television about a plane that landed, I-I guess I'm not quite sure, Your Honor.
Televizyonda bir uçak hakkında bir haber izledim sanırım pek emin değilim, sayın hakim.
I guess murder is not his type of accessory. Yeah.
Sanırım cinayet onun tarzı bir aksesuar değil.
I guess I'll never really know what it was like for you that night, and I understand you not wanting to talk about it.
Sanırım o gece olanların sana nasıl hissettirdiğini asla anlayamayacağım bu konuda konuşmak istemeyişini de çok iyi anlıyorum.
Well, it's not gonna work with one creepy old dude, so guess what. We're bringing the whole clan.
Sadece garip bir ihtiyar olursa, tabii ki işe yaramaz o yüzden bütün takıma ihtiyacımız var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]