Handicap Çeviri Türkçe
589 parallel translation
Two hundred yards running is considerable of a handicap.
200 m. mesafede koşan bir hedefin büyük yanılma payı olabilir.
It's going to handicap you, young man.
Sana engel teşkil edecek delikanlı.
And here's a letter which certainly won't handicap you in seeking employment.
Ve bu mektup da iş bulmanda sana yardımcı olacaktır.
'May the Lord have mercy on your handicap.
Tanrı yaptığın tüm hataları affetsin!
Not bad, am I, for a beginner? George Parratt, handicap 18!
Bir acemi için fena sayılmam değil mi?
In a handicap, Chestnut King looks like an odds-on favourite.
Yarışın favorisi, Chestnut King gibi görünüyor.
We'll have to give you a handicap, Michael.
Biz sana göre avantajlı durumdayız Michael.
It's simple. I'm giving this fellow three strokes a hole handicap... and he's making me putt one-inch putts.
Ben bu adama üç vuruş avans veriyorum, o ise bana... üç santim ötedeki deliğe vuruş yaptırıyor.
We don't give a rap And we're off to the handicap
Hiç dert etmeyiz Handikaplı yarışacağız
Although his 11 mission churches are spread out over a 4,000 square miles area, the Padre can overcome the handicap of distance by flying from his main parish, Saint Josef's in Mosquero, to wherever his duties take him.
4000 mil-kare alana yayılan 11 misyoner kilisesi olmakla birlikte, peder, görevli bulunduğu kendi ruhani bölgesi olan Mosquero'daki Saint Josef's'ten gelmenin uzaklık dezavantajının üstesinden, uçakla uçarak gelebiliyor.
No newspaper can function under this handicap.
Böyle bir zorlukta hiçbir gazete işleyişine devam edemez.
- What's your handicap?
- Handikapın ne?
- Beer Barrel, what's your handicap?
- Bira fıçısı, sorunun ne?
Next Saturday, the $ 100,000 handicap is bein'run.
Sadece seni ilgilendiren kısım. Gelecek cumartesi 100.000 dolarlık bir yarış koşulacak.
- Did my handicap book arrive?
- Kitapçığım geldim mi acaba?
And you're beginning under a handicap.
Ve sen daha baştan dezavantajla başlıyorsun.
And what's more important, you got real good manners, seein'how you suffer the handicap of having never been in Tennessee.
Ve daha da önemlisi, siz iyi adamlarsınız. Ve ben, Tennessee'li olmanın sorumluluğunu taşıyorum.
However, Santa Anna does not suffer under the same handicap.
Ancak, Santa Anna aynı sorunu yaşamıyor.
- You don't know what a handicap it is to be born rich.
- Bana acı biraz! Zenginlik kötü bir kader.
Some handicap.
- Kötü bir kader ha.
See. Told you it's a handicap to be rich.
Hep derim ya, zenginlik taşınması zor bir yük.
I'll have you know that I won the Ladies Open Handicap in 1921,
1921'de Bayanlar Açık Engelli turnuvasını kazandığımı bilmelisin.
A handicap is what you make of it.
Özürünüz nasıl kullandığınıza bağlı.
And she thinks you're handsome, Papa, despite your handicap.
Ve çolak olmana rağmen senin yakışıklı olduğunu düşünüyor, baba.
Mrs Keller, I don't think Helen's worst handicap is deafness or blindness.
Bayan Keller, Helen için en büyük engel kör ya da sağır olması değil.
Who can handicap women?
Kadınların riskini kim alır ki?
Being able to see is almost a handicap after a display like that.
Böyle bir gösteriden sonra, görebildiğim neredeyse bir handikap oldu.
I am also a superb tennis player and I have a two handicap at golf.
Aynı zamanda şahane tenis oynarım golf oyununda da 2 handikap derecem vardır.
Same handicap as yours.
Sizin seviyenizde.
Isn't it a handicap making him drive with his brakes on?
Böyle frenli sürmesi handikap değil mi?
Plays a great handicap.
- Çok zor bir oyun oynuyor.
It's been the handicap of my life.
Hayatım boyunca bana engel oldu.
My girl Elsie's running in the Baltimore Handicap next Friday.
Kızım Elsie, Cuma günü Baltimore Engelli'de koşacak.
Elsie lost the Baltimore Handicap.
Elsie Baltimore Engelli'yi kaybetti.
The horses are on the track... ladies and gentlemen, for the final race of the day... the Gulf Stream Park Handicap.
Günün son yarışı için atlar yerlerini aldılar. Golfstrim Parkı Yarışı.
Pete would have been a bit of a handicap... in the marriage stakes, wouldn't he?
Pete biraz engelli oldu.. ... Evlilik kazasına uğradı.
Nine handicap.
Dört başı mamur.
I am trying to control myself, but I am operating under a most difficult handicap.
Kendimi kontrol etmeye çalışıyorum fakat çok zor engeller altında çalışıyorum.
And for a stud in New York, that`s a handicap.
... kokarsan New York'da hiç şansın olmaz...
I know you gave me a handicap.
Biliyorum bana bir engel verdin.
No, your being a cripple may seem a handicap to you but now you're possibly even more desirable for many people
Alay etmiyorum, özürlü olman dezavantaj gibi görülebilir ama muhtemelen şimdi pek çok kişi için daha arzu edilir biri oldun.
And he was born blind, like me but that's no handicap for Little Donnie Dark.
Benim gibi doğuştan kör. Ama bu Küçük Donny Dark'a hiç engel olmuyor.
I've got every man on it, but without FBI or locals, we're carrying a handicap.
Bütün adamlarım onu peşinde ama FBI ya da polis olmadan yakalamamız çok zor.
The leader has a terrific handicap.
Lider zayıf durumda.
The mile and one-sixteenth handicap at Narragansett Park, Rhode Island.
Narragansett Park, Rhode Island'daki bir çeyrek mil yarışı.
Well, they're under starter's orders For this very valuable queen victoria handicap.
Çok değerli Kraliçe Viktorya Handikapı için start bekliyorlar.
I care about my kids future, this newspaper, my golf handicap.
Çocuklarımın geleceği, bu gazete ve golf sakatlığım da umrumda.
Seabiscuit has done it again, won the $ 25,000 Butler Handicap at Empire City yesterday by little more than a leg.
Seabiscuit yine başardı ve tek bacaktan daha fazlası olduğunu göstererek, dün Empire Şehrinde yapılan Butler Handikabında 25,000 Dolar kazandı.
Despite an attack of the sniffles and the handicap of a mane of unruly air composed a laudatory epic : Hanbury Dapplenag!
Ortalıkta dolaşan nezle salgınına ve kötü hava koşullarına rağmen övgü dolu bir destan kaleme alan Hanbury Dapplenag!
Me, I play golf at the country club. Twelve handicap.
Ben, kulüpte golf oynarım.
The queen victoria handicap.
Kraliçe Viktorya Handikapı.