Handled Çeviri Türkçe
3,518 parallel translation
I saw how you handled the lab accident.
Laboratuvar kazasıyla nasıl başa çıktığını gördüm.
I've studied the findings of the report and I've consulted with counsel and I've reached the conclusion that the news division handled Genoa as well as I'd want it handled.
Haberin bulgularını inceledim, hukuk danışmanlarıyla görüştüm ve haber bölümünün Ceneviz'i benim yapılmasını isteyeceğim gibi ele aldığına karar verdim.
Even considering that they handled this last Titan attack quite well...
Şu son Dev saldırısını da göz önüne aldığımızda...
I have handled our whole sanitation situation.
Temizlik sorunumuzu bir güzel hallettim.
jake, i have to say, the way you handled things with the vulture yesterday was very mature.
Jake, söylemezsem içimde kalır, dün akbaba olayında yaptıkların çok olgunca şeylerdi.
There was one little situation that came up... but I think I handled it pretty well.
Ufak bir durum oldu ama gayet iyi hallettiğimi sanıyorum.
Just as long as you know, I could've handled that myself.
Sadece bilmeni isterim ki kendi başıma da halledebilirdim.
I don't know how Hughes handled all this paperwork.
Hughes bu evrak işlerini nasıl idare ediyordu hiç bilmiyorum.
According to the D.A.'s office, you handled his post-trial appeals, and I'd like to know where he is.
Savcılığa göre dava sonrası başvurularıyla siz ilgilenmişsiniz ve ben onun nerede olduğunu öğrenmek istiyorum.
Because I thought I handled it.
Çünkü bununla başa çıkabileceğimi düşünüyordum.
You liked the way he handled himself last night.
Dün gece işleri nasıl idare ettiği hoşuna gitmişti.
You could've handled a couple of M.O.D.O.K.'s A.I.M. goons
M.O.D.O.K.'un birkaç tane A.I.M. kundakçısıyla bir gözün kapalı...
I came here to see if you were at all sorry about the way you handled my case.
Benim davamdayken kullandığın yol yüzünden üzgün müsün diye bakmaya geldim.
It's being handled, which means all of you can go back to work,
Hallediliyor, bunun anlamı hepiniz her zaman ki işinizin,
- It's being handled.
- Hallediliyor.
Angry at you, but I handled them.
Size kızgınlar, ama onları hallettim.
I just... I wanted to come and say that I'm... - I'm sorry about how I handled...
Bak, ben gelip sana...
OK, she handled the weapon.
Tamam, silahı eline aldı.
Handled.
Yalan.
The zoning is being handled by Alderman Arkovich.
İmarlama planı Alderman Arkovich tarafından yapıldı.
He handled my reassignment surgery.
Daha önce tür değişikliği ameliyatımın üstesinden gelmişti.
Everyone in this room has handled the various intrusions like the professionals I know you to be, and that is why 51 is still going strong.
Bu odadaki herkes birçok sorunla profesyoneller gibi başa çıktı ve istasyonumuz bu yüzden hâlâ ayakta.
I keep thinking that if I had just handled it differently, maybe she wouldn't have bailed on 51.
Orada farkı bir şekilde hareket etseydim 51'i terk etmeyebilirdi.
I think you guys got this handled.
Bence siz bu işi halledersiniz.
I don't think I handled it all that well.
Şu ana kadar olayı idare edebilmiş değilim.
I thought you handled it.
Bu işi hallettiğini sanıyordum.
You handled that beautifully.
Çok güzel idare ettin.
I don't think you understand how delicately the situation needs to be handled.
Bu durumun ne kadar dikkatli bir şekilde çözülmesi gerektiğini anlamadınız.
You handled that perfectly.
Gayet de iyi üstesinden geldin.
You've handled yourself well.
Kendini çok iyi eğitmişsin.
Consider it handled.
Olmuş bil.
Business handled?
İş halloldu mu?
He handled my reassignment surgery.
Tür değişiklik ameliyatımı da o halletmişti.
It's being handled, Eli.
Çaresine bakılıyor, Eli.
All right, perhaps I haven't handled this very well.
Tamam, belki de çok mantıklı hareket etmedim.
Haven't handled it well?
Mantıklı hareket etmedin mi?
- Seems like you handled it.
- Halletmiş gözüküyorsun.
- Yeah, I've handled worse.
- Tabii, daha kötüleriyle başa çıktım ben.
I handled it.
Hallettim.
Now, luckily, I handled it.
Neyse ki ben icabına baktım.
They handled the registration.
Başvuruları onlar aldı.
I have it all handled.
Ben her şeyi hallediyorum.
I'm sorry for the way I handled Jack.
Jack ile bu şekilde ilgilendiğim için özür dilerim.
Are you in trouble? Because all I know about him is that's what he handled for my parents.
Çünkü onun hakkında sadece bildiğim ailemin işlerini görmesi.
Consider it handled.
Halledildi olarak farzet. - Fitz...
I remember that Gideon handled it. It obviously it predates all of you.
Gideon'ın onu hallettiğini hatırlıyorum.
Alicia handled it.
Alicia ilgilenmişti.
Nick and I handled this one.
Nick ve ben bu bir ele.
Don't worry, I handled it.
Merak etmeyin, yardımcı oldum.
I thought I handled it.
Yardım ettim sanıyordum.
Now I think I've handled it.
Şimdi düşündüm de bunu halledebiliriz.