Happened Çeviri Türkçe
156,431 parallel translation
What happened?
Ne oldu?
Well, it just happened it was smack in the middle of Comanche territory.
Komançi bölgesinin tam ortasında olduğundan.
Well, that all happened a long time ago.
O mesele kapanalı çok oldu.
What happened with Sally?
Sally meselesi ne oldu?
So, what happened with your husband?
Kocana ne oldu?
And what happened to your wedding ring?
Ya evlilik yüzüğün?
Okay, but tell us, you gotta tell me what happened.
Neler olduğunu söylemelisin.
Then what happened?
Sonra ne oldu?
Clara and I will pay Mary Gau a visit, see what happened on her date.
Clara ile Mary Gau'yu ziyaret edip buluşmada olanları öğreneceğiz.
So each of these murders looks just like Natalie's suicide, but what happened to her brother?
Demek ki tüm cinayetler Natalie'nin intiharına benziyor, peki ağabeyine ne olmuş?
And what happened when you confronted him about it?
Bu konuda onunla yüzleşince ne oldu?
Nothing happened!
Hiçbir şey olmamıştı!
I mean, he knows what happened to Major since he took the cure.
Major tedaviyi uygulayınca ne olacağını biliyordu.
What happened to, "It didn't matter how we got here"?
Buraya nasıl geldiğimiz önemli sözüne ne oldu?
" It's really messed up, what happened, but he's still alive.
" Yaşanan şey gerçekten berbat ama hâlâ yaşıyor.
Well, I'm sure the girl will be only too happy to tell you every little detail of what happened.
Kızın neler olduğuyla ilgili en küçük ayrıntıyı bile anlatacağından şüphem yok.
I was beginning to be afraid that you weren't coming and I was imagining all the things that might have happened to prevent you.
Gelmeyeceğinizden ve başınıza gelmiş olabileceklerden endişe ediyordum.
It happened when I was an infant.
Ben henüz bebekken olmuş.
What happened to her?
Ona ne oldu?
I needed to tell her what happened so she wouldn't be stuck wondering.
Başına gelenleri merak etmemesi için ne olduğunu ona anlatmam lazımdı.
Whatever happened up there, it doesn't...
Dışarıda her ne olduysa, Önemli değil.
Bram, I need to know what happened.
Bram, ne olduğunu bilmem lazım.
What happened to your arm?
Koluna ne oldu?
We have a few questions about the murders that happened next door.
Komşularınızın cinayeti hakkında birkaç soru soracaktım.
And that's what happened at Max rager.
Max Rager'da olanlar böyle.
It's the most normal thing that happened to me in weeks.
Bu hafta başıma gelen en normal şey bu.
What happened?
- Ne oldu peki?
What happened right before this?
Bundan önce ne oldu tam olarak?
Show me what happened next.
Bundan sonra olanları göster.
What just happened?
Ne oldu demin?
- What happened?
- Ne oldu? - Evet.
The only reason it hasn't happened before now is that Lexa commanded it.
Önceden bunların yaşanmamasının tek nedeni Lexa'nın öncülük etmesidir.
But you can't... you can't expect me to stay down here not knowing what happened to my sister.
Ama benden burada kalıp kızkardeşime ne olduğunu bilmeden durmamı bekleme.
You want to tell me what the hell happened?
Ne halt olduğunu bana söylemek ister misin?
And now look what's happened.
Ve bak şimdi ne oldu.
What happened with Elise was kind of soul crushing.
Elise ile yaşadığım olay kalbimi kırdı.
What happened?
Sonra?
Now a goddamn miracle has happened.
Mucize gerçekleşti.
It... it's just that, he's had a bit of trouble accepting what's happened, as I'm sure you can understand.
Biliyor ama olanları kabullenmekte zorlanıyor.
You want to talk about it, what happened with your dad?
Babanla aranızda neler geçtiğini anlatmak ister misin?
Even with everything that's happened between us...
Aramızda yaşanan onca şeyden sonra bile bizi yüzüstü bırakmadın.
See what the hell happened to Enger.
Enger'a ne olduğuna bir bak.
What the hell happened to me?
Neler oldu bana?
If you had just stayed at the office, none of this would've happened.
Ofiste kalsaydın bunların hiçbiri olmayacaktı.
- But nothing happened!
- Fakat hiçbir şey olmadı!
Okay, Scott, Scott, nothing happened, I swear.
Tamam, Scott, Scott, hiçbir şey olmadı, yemin ederim.
That's what happened.
Olan bu.
I'm the best thing that ever happened to them. Uh, some may need more convincing than others.
Bazılarının daha fazla ikna edilmesi gerek.
It's what happened to me.
- Çünkü başıma gelen bu.
Oh, good gracious, child, what's happened here?
Tanrı aşkına çocuk! Ne oldu koluna?
It happened.
Gerçekten oldu.