Has it been that long Çeviri Türkçe
177 parallel translation
Has it been that long?
- O kadar oldu mu? Afedersiniz.
Has it been that long?
O kadar oldu mu be?
- Has it been that long?
- O kadar oldu mu?
My God, has it been that long?
Tanrım, amma da uzun sürmüş.
Gee, has it been that long?
O kadar oldu mu?
Has it been that long?
O kadar oldu mu?
- Has it been that long?
- bu kadar uzun?
Has it been that long?
Bu kadar uzun mu?
Has it been that long?
O kadar uzun oldu mu?
It has been with me for so long that... whether I like it or not, without it I would be a lost man.
Uzun zamandır bu duyguyla yaşıyorum. Hoşuma gidip gitmediğini bilmiyorum. Bu duygu olmasaydı ben de olmazdım.
That is my job, and it has been for a long time.
Bu benim işim ve hep böyle oldu.
How long has it been since you've earned that much?
En son ne zaman bu kadar kazandın?
Has it already been that long?
O kadar oldu mu?
Has it been all that long?
O kadar çok oldu mu?
How long has it been since that picture was taken?
Fotoğraf çekileli ne kadar oldu?
Has it really been that long?
Gerçekten okadar oldu mu?
It has been foretold long ago that you would come to her again from out of the darkness of the past.
Çok önceden belirtilmişti, geçmişin karanlığından.. ona tekrar geleceğin.
I feel, nevertheless, that it should have gone to someone... whose work and long life in this village has been an example to us all -
Ne hissettiğim bir yana, bu ödül bence başka birine verilmeliydi... bu köyde çalışıp uzun bir hayat süren ve bu süre zarfında... hepimize örnek olmuş olan -
Although there has been a rumour that the notorious Phantom is back at work, and although it has long been suspected that Sir Charles and the Phantom are one and the same, it has never been proved.
O adı çıkmış Hayalet'in yeniden işbaşı yaptığı söylentileri dolaşıyor olsa da ve Sör Charles ile Hayalet'in aynı kişi olduğundan uzun zamandır şüpheleniliyor olsa da bu, asla ispatlanamadı.
Be it resolved therefore that Mrs. Eunice Long has been declared the blue ribbon winner of the annual Topeka canning festival, and that throughout the Year of Our Lord one-aught-three, all preserved peaches, be they canned and / or jarred,
Karar verilmiştir. Bayan Eunice Long'un Topeka yıllık konserve yapma yarışmasında mavi rozeti takmaya hak kazandığını ve Tanrı'nın takviminin 103. yılı boyunca üretilecek tüm şeftali konserve ve / veya reçellerinde resim ve isminin "Topeka Kraliçesi" olarak yer alacağını ilan ediyorum. "
And I can tell you that Nate Salsbury has never been as proud in his long career as he is tonight to present our very first after dark, request performance and to dedicate it to you our finest American and your fine, new wife.
Ve size şunu söyleyebilirim ki Nate Salsbury, kariyeri boyunca... ... hiç bu geceki kadar gurur duymamıştı çünkü... ... bugün özel istek üzerine ilk gece şovumuzu sunuyoruz ve...
When you've been in marketing as long as I have, you know that before any new product can be developed it has to be properly researched.
Benim kadar pazarlama yapmış olsaydınız, herhangi bir ürünün geliştirilmeden önce araştırılması gerektiğini bilirdiniz.
It has been surmised that perhaps my lord was like a wild animal that had been kept too long.
Belki efendimin çok uzun zamandır hapsedilmiş vahşi bir hayvan olduğu sanılıyordu.
Since I know both sides, to bring the proof of maidenhead after nuptial her mother was staying at groom's house in a room downstairs Prosecuter demanded that it's asked how she knows the suspect, whether he has disturbing behaviour and it's been asked she knows him well, that he's quite, hardworking person, one evening he shouted on his mother because she didn't cook lentil soup and long while ago while his mother, was praying in the afternoon he approached from back and fired a cork gun right next to her ear thus distruptep her praying Witness Hasan Balcõ invited to court.
İki yanı da tanıdığımdan, gerdek ertesi gelinin kızlık nişanını anası evine götürmek için o gece oğlan evinde alt katta bir odada yattığını söyledi Savcı sanığı nasıl tanıdığını, dengesiz davranışları olup olmadığının sorulmasını istedi, soruldu İyi tanıdığını, az konuşan, çalışkan biri olduğunu, bir akşam tarla dönüşü, niye mercimek çorbası pişirmedi diye anasına bağırdığını, eskiden bir gün de, ikindi namazı kılarken arkasından yaklaşıp, kulağının dibine mantar tabancası patlatarak namazı bozdurduğunu söyledi Tanıklardan Hasan Balcı duruşmaya alındı.
Has it really been that long? Mm-hmm.
Gerçekten o kadar oldu mu?
Has it been that long?
Bu kadar mıydı?
It has been closed for so long that the pages are stuck.
O kadar uzun süre kapalı kalmış ki... sayfalar birbirine yapışmışlar.
You know, the point is, that when a man has been gone this long any man, it's just good to have him back.
Bilirsiniz, bir adam uzun bir süre için bir yere gittiğinde her adam, geri dönüşü muhteşem olur.
How long has it been since you've seen that many customers waiting to get in here?
İçeri girmek için bekleyen bu kadar müşteriyi en son ne zaman gördün?
It has been that long, hasn't it?
- O kadar uzun oldu, değil mi?
The money that she has inherited from the murder of the first husband, has long ago been spent, but she now sees that her knowledge, it can bring her a new fortune.
ev çok pahalı olduğu halde ilk kocasından kalan mirasla bunu halleder, Şimdi adamın serveti hakkında bunu kanıtlayacak kadar bilgi sahibidir.
- Seems like almost a year. - Oh, it has not been that long.
Bir yıl oldu gibi.
It has not been that long.
- O kadar olmadı.
- How long has it been like that?
Uzun zamandır.
That reminds me, how long has it been since we've taken any vacation?
Aklıma geldi de, tatil yapmayalı ne kadar oldu?
How long has it been since you regenerated? 58 hours. Well, that explains it.
En başında, bizi Delta Çeyreğine çeken şeyin teknoloji olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, teknolojinin bizi, geri götürebilme konusunda, tahmin yapmayı mantıklı buluyorum.
- When I wrote that poem, it clicked something inside of me that has been quiet for so long
- O şiiri yazarken, içimde uzun zamandır sessiz olan bir şey kıpırdadı.
Gosh. My God, it has been that long.
Tanrım, ne kadar uzun gerçekten.
As Lord Mayor of the town of Keighley, I am proud to announce that from a long list of competitors, our home-town has been chosen to host- - wait for it- -
Keighley kasabasının valisi olarak, memnuniyetle açıklamak istiyorum ki, birçok aday arasından kasabamız bu önemli organizasyon için seçildi söylüyorum...
- How long has it been like that?
- Ne zamandır bu halde?
The ah, clone's personality has been in there so long, that it's conciousness has, like,'merged'with Crichton's.
Klonun kişiliği o kadar uzun süredir orada ki bilinci bir şekilde Crichton'unkiyle birleşmiş.
This thing has been here for so long that people have forgotten about it.
Bu şey herkesin onun varlığını unutacağı kadar uzun zamandır burada.
It has been long that..
Uzun zamandır..
It has long been their belief... that a whistle pitched at the precise resonant frequency of a metal lock... will vibrate the levers in such a way that the door will simply swing open.
Çok uzun zamandır... doğru frekansta çalınan bir ışlığın çınlamasıyla metal kilitlerin... sürgülerinin titreşeceğine ve kapının açılacağına inanıyorlar.
Okay, guys, come on, it has not been that long.
Haydi ama beyler, o kadar da uzun zaman olmadı.
It hasn't been that long, has it?
O kadar uzun zaman geçmedi, değil mi?
That dress has been in that box so long, it deserves a night out.
Bu kıyafet kutuda çok durdu ve bir gece dışarı çıkmayı hak ediyor.
It has been long that..
Uzun zamandır...
Has it really been that long?
Gerçekten o kadar olmuş mu?
It has long been foretold that two Sons ofAdam and two Daughters of Eve will defeat the White Witch and restore peace to Narnia.
İki Adem oğlunun ve iki Havva kızının, Beyaz Cadı'yı yeneceği ve Narnia'ya barış getireceği kehaneti çok eskidir.
How long has it been like that?
Ne zamandır böyle?