He's a liar Çeviri Türkçe
612 parallel translation
Why, he's a good enough liar to write books.
Kitap yazarı olacak kadar iyi bir yalancı.
He's a maniac and a liar!
Manyağın teki, yalancı!
- You're a liar. He promised...
- Sen bir yalancısın.
- He's a liar, O'Hea.
- O bir yalancı, O'Hea.
He's a thief, a devil, a liar and all that's bad from this night on.
Bir hırsız, bir yalancı, şeytanın ta kendisi. Bu kadarı yetmez mi?
Either you're a bad liar or he's a man of good sense.
Ya çok kötü bir yalancısın ya da adamın hisleri oldukça kuvvetli.
He's a liar.
Adam yalancı.
He's a stupid fellow and an awful liar. Pay no attention to him.
aptal bir adam ve korkunç derecede yalancıdır. ona kulak asmayın.
- He's a liar. You scared him into lying.
Onu yalan söylemesi için korkuttunuz.
Anybody who says he's bucking for another stripe is a dirty liar!
Rütbe için yağ çektiğini söyleyen yalancıdır.
He's a-sayin'... "A liar is an abomination before Mine eyes."
"Bir yalancı, benim gözümde iğrenç bir yaratıktır," diyor.
You can believe him,'cause George may be a fool, but he's not a liar.
Ona inanabilirsin, çünkü George aptal olabilir ama yalancı değildir.
- And if he says he is, he's a liar.
- Diyen de yalancıdır.
He's a liar and a con man.
Yalancı o. Üç kağıtçı!
- He's a liar and a con man...
- Yalancı ve üç kağıtçı biri...
"Deception is so generally common that he who tells the truth" "as a rule is classed as the greatest liar."
" Aldatma en genel kabulü, erkek doğruyu söylediğini iddia ediyorsa kural gereği en büyük yalancı olarak sınıflandırılmasıdır.
- He's a liar.
- O bir yalancı.
He's a liar, but he wouldn't lie to me.
Yalancının biridir ama bana yalan söylemez.
Well, he's a liar.
Ben böyle bir şey yapmadım.
He's a liar.
O bir yalancı.
He's a liar!
- Bir yalancı!
- He's a liar! - Like you!
- Nefes alır gibi yalan söylüyor!
He's a liar.
Yalancının biri o.
- lf he claims that, he's a liar.
- Bunu iddia ediyorsa, yalancıdır.
He's either a bad professor or a poor liar.
- Ya kötü bir profesör ya da yalancı.
Or else he's a bloody liar.
Ya da, lanet olası bir yalancı.
- No, he's a liar!
- Hayır, o bir yalancı!
He's such a liar that the villagers, fed up, say :
O kadar yalancı ki köylüler ona :
I said, "Alex, any man who takes your money and tells you he's got 138 pages in front of him and doesn't is nothing but a liar and a thief!"
"Alex," dedim, "bir insan paranı alır sonra da elimde 138 sayfa var derse, ve sayfalar yoksa, o adam yalancı ve hırsızdır!"
He's a liar and a thief.
Bir yalancı ve hırsız.
He could explain that now that he's met Gabby he's retiring from the liar-and-a-thief business, and then the Inspector might...
Gabby ile tanıştıktan sonra hırsızlıktan emekli olduğunu söyleyebilir, bunun üstüne komiser de...
He's a cheat and a liar.
O bir yalancı ve hilekar.
But he's a liar.
Ama bir yalancı.
He's a murderer and a liar.
Katil ve yalanci.
Not only is he a liar and a cheat and a scoundrel and a crook who has taken money from little old ladies but he's also talked people into doing things especially me that they would never in a thousand years have dreamed of doing.
O sadece yaşlı kadınların parasını alan yalancı, dolandırıcı, alçak ve sahtekar biri olmakla kalmayıp benim gibi bin yıl düşünse böyle şeyler yapmak aklına gelmeyecek insanları bu işe ikna etmiştir.
From tonight he's a liar and a thief, and all that's bad.
Bugünden itibaren bir yalancı, bir hırsız ve kötü biri olacak.
As I thought, he's a liar.
Düşündüğüm gibi o bir yalancı.
He has nothing at all. He's a liar...
Size başka zaman anlatırım.
Your friend has no nose, or he's a liar.
Ya arkadaşının burnu yok, ya da yalancı.
- He's a liar.
- Yalan söylüyor.
He's a liar.
Yalancıdır.
He's a fuckin'liar.
Boktan bir yalancı o.
He's a liar and a cheat!
Yalancı ve hırsızın tekidir!
He's shoddy, he doesn't care, he's a liar, he's incompetent, he's lazy. He's nothing but a half-witted, thick Irish joke!
Adi, hiçbir şeyi umursamayan... yalancı, yeteneksiz, tembel... yarım akıllı, ahmak İrlandalının teki!
When a man is a killer, arsonist, a cheat and a coward, it's hardly surprising if he turns out to be a liar as well.
Eğer bir adam katilse, kundakçıysa, Hileci ve korkaksa verdiği sözden her zaman dönebilir.
He's a liar.
Bir yalancıdır.
Well, he's a liar.
Eh, o bir yalancıdır.
He's a liar.
Gördüm! O bir yalancı.
Now I know he's a consummate liar.
Artık katıksız bir yalancı olduğunu da öğrenmiş bulunuyorum.
He's a liar!
O bir yalancı!
He's a pathological liar.
- Bu adam patolojik bir yalancı.
he's an idiot 170
he's a doctor 159
he's an architect 23
he's a good boy 135
he's awake 133
he's a 342
he's all 26
he's an animal 43
he's alive 845
he's a good man 366
he's a doctor 159
he's an architect 23
he's a good boy 135
he's awake 133
he's a 342
he's all 26
he's an animal 43
he's alive 845
he's a good man 366
he's an asshole 70
he's an engineer 17
he's an alien 17
he's an actor 55
he's an angel 27
he's all yours 283
he's an ass 27
he's an artist 66
he's an old man 43
he's angry 68
he's an engineer 17
he's an alien 17
he's an actor 55
he's an angel 27
he's all yours 283
he's an ass 27
he's an artist 66
he's an old man 43
he's angry 68
he's an 20
he's adorable 75
he's all right 417
he's an adult 32
he's a hero 86
he's an expert 18
he's an assassin 16
he's a good guy 247
he's an ex 66
he's a cop 152
he's adorable 75
he's all right 417
he's an adult 32
he's a hero 86
he's an expert 18
he's an assassin 16
he's a good guy 247
he's an ex 66
he's a cop 152