English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ H ] / He's just jealous

He's just jealous Çeviri Türkçe

119 parallel translation
- Well, when the husband got jealous his wife knew that he was in love with her just because he was jealous.
- Kocası karısını kıskanmış karısı da, o kıskandı diye kocasının kendisini sevdiğini anlamış.
He's just a jealous monster.
Kıskanç yaratığın teki.
He's just jealous of your success, that's all.
Sadece senin başarılı olmanı kıskanıyor, hepsi bu.
He's just a jealous, suspicious guy.
Sadece kıskanç, kuşkulu bir herif.
He's just a little bit jealous, that's all.
Sadece biraz kıskanıyor, hepsi bu.
He's just a little bit jealous, huh?
Sadece biraz kıskanıyor ha?
You're just jealous because he's a real man!
O gerçek bir erkek olduğu için onu kıskanıyorsun!
I'm just jealous because I know when that thing's over, man... He's gonna come back to you.
Seni kıskandım çünkü onun sana döneceğini ve bunun biteceğini biliyorum.
He's just jealous.
O çok kıskanç.
He's just jealous.
Kıskanmıştır.
You're just jealous of him'cause he's still sweet on me.
Sen Santos'u beni halen beğendiği için kıskanıyorsun.
You're just jealous because he's my best friend now instead of yours.
Senin değilde benim en iyi arkadaşım olduğu için sen kıskanıyorsun.
He's just jealous'cause he can't tan.
Bronzlaşamadığı için kıskanıyor.
He's just jealous I can do something he can't.
Yapamadığı bir şeyi yapabiliyorum diye kıskanıyor.
Oh, he's just jealous because he came in second.
İkinci olduğu için kıskanıyorda ondan.
He's just jealous.
Sadece kıskanıyor.
He's just jealous.
Sadece kıskanç.
I think he's just jealous because I've done so much better than he has.
Sanırım ben ondan daha fazlasını yaptığım için biraz kıskanç.
You're just jealous because he's tall.
Uzun boylu olduğu için kıskanıyorsun.
Maybe, is it possible that we're just jealous, because Chef is our friend, and now he's paying attention to somebody new.
Belkide Şef dostumuz oldupu ve başka birine ilgi göstediği için biz kıskançlık....... yapıyoruzdur. - Eee ne olmuş?
Yeah, yeah, he's just jealous of our success.
Başarımızı kıskanıyor, o kadar. Ondan nefret etmiyoruz.
He's just jealous.
Yalnızca kıskanıyor.
You can tell him I'm having a great time. And that just'cause he's jealous, doesn't mean he can come down here and try and make everything ok.
Ona çok iyi vakit geçirdigimi ve sırf o kıskanıyor diye buraya gelmesinin her şeyi yoluna sokmayacağını söyle.
- He's just jealous.
- Kıskanıyor sadece.
You're just jealous of him because he's cute.
Onu kıskanıyorsun çünkü çok tatlı.
She's just jealous of him because we love him and he cares for us.
Onu sevdiğimiz ve bizimle ilgilendiği için Marlow'u kıskanıyor.
You're just jealous he's a better psychic than you.
Sadece senden daha iyi bir medyum olduğu için onu kıskanıyorsun.
He's just jealous'cause you're my chickie? Come here, my little Talia.
Sadece benimle olmanı kıskanıyor.
He's just jealous'cause you're cuter than him, and you smell better.
Ondan daha yakışıklı olduğun için kıskanıyor, ve daha iyi koktuğun için.
He's just jealous he didn't get into your pants first.
O sadece seni ilk tanıyan olmadığı için biraz kıskanç.
He's just jealous.
- Kıskanıyor işte.
He's just jealous that I have a man back in my life.
Hayatıma bir erkeğin dönmüş olmasını kıskanıyor.
Sokka's just jealous'cause he doesn't have an arrow.
Sokka sırf oku yok diye kıskanıyor.
Don't worry about him, baby. He's just jealous.
Onu dert etme bebeğim sadece kıskanç.
But then, when it was over, he went to mirabella just a few hours later. Maybe you got jealous.
Ama sonra bittiğinde,... bir kaç saat sonra Mirabella'ya gittiğinde, kıskanmış olabilirsin.
He's just jealous.
Kıskanıyor işte.
He's just jealous.
Sadece kıskanıyorsun.
He's Just Always Been A Little Jealous Of Me.
Beni her zaman biraz kıskanmıştır
We were just talking, okay? Oh, he's okay. You trying to make me jealous?
Sadece konuşuyorduk.
He's just jealous because he has to clean plaque all day long while I'm making the world a better place.
Beni kıskanıyor çünkü bütün gün diş kiri temizliyor o ben dünyayı güzel bir yer yaparken.
Your father's just jealous'cause he can't get his butt in that thing.
Baban kendi kıçı oraya girmiyor diye seni kıskanıyor.
He's just jealous.
O sadece kıskancın teki.
It's just that I, I get a little jealous because he's my boyfriend.
Sadece ben, biraz kıskandım çünkü o benim erkek arkadaşım.
Ludo's just jealous. He's not good at handcrafts.
Ludo kıskanıyor, çünkü onun hiç el becerisi yok.
He's just jealous. Oh, Yourhness is going out for her morningconstitutional.
"And the world was young and gay"
He's just jealous of our burning love.
Bizim tutuşan aşkımızı kıskanıyor sadece.
He's just a little jealous.
O sadece biraz fazla kıskanç
He's just jealous cos his family haven't discovered fire yet.
Ailesi daha ateşi bulamadığı için kıskanıyor.
Well, you know, he's- - he's probably just jealous.
Peki, bilirsin, belki de sadece kıskanıyordur.
He's jealous, and he's ovbious just wanna to break you guys up.
Seni kıskanıyor ve açıkça görülüyor ki seni diğer erkeklerden uzak tutmaya çalışıyor.
The first four are all about just worshipping God and basically that he's a jealous God, and he doesn't want you to have any other gods.
İlk dördü, tanrıya tapınmayla ilgili ve temelde kıskanç bir tanrı, ve sizin başka bir tanrınızın olmasını istemiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]