English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ H ] / He's not wrong

He's not wrong Çeviri Türkçe

336 parallel translation
He's not wrong, Ole.
Yanılmıyor Ole.
If Hamlet from himself be ta'en away, and when he's not himself does wrong Laertes, then Hamlet does it not, Hamlet denies it.
Hamlet çıkar da Hamlet olmaktan, Laertes'i kırarsa kendinde değilken, Hamlet değildir bunu yapan, inkar ediyor bunu Hamlet.
He's not like those types who want to hear they were wrong, that their wives are angels above suspicion. Not him!
Bu adam, o ; yanıldıklarını, aslında karılarının lekesiz bir melek olduğunu duymak isteyen tiplerden değil!
OH, NO, I HAVEN'T. NOT AS WRONG AS HE'S GOT ME.
Onun beni yanlış tanıdığı kadar değil.
He's not doing anything wrong.
Kötü birşey yapmadı ki.
He's not wrong.
Yanılmıyor.
He's not bluffing. They can make your crew work the wrong controls or push a button to destroy your ship.
Mürettebatını yanlış bir şekilde yönlendirebilirler veya bir düğmeye bastırıp gemini imha ederler.
He doesn ´ t... lt ´ s not wrong to...
Babası kuzeyde bir yerde. Gelmiyor. Yanlış değil- -
You've killed the wrong person, he's not Shi Yong Shan He's Shek Que Shan
Yanlış kişiyi öldürdün O Shi Yong Shan değildi ismi Shek Que Shan idi!
He's a very clever writer, but in Russia one dare not say anything about the rich people doing wrong or what ought to be done for the poor.
O çok iyi bir yazarmış, fakat Çar döneminde kimse Rusya'daki zenginlerin kötü şeyler yaptığını veya fakirlerin daha iyi şeyler yaptığını söyleyemezmiş.
Well, Weiss or not, he's keeping the wrong kind of company.
Weiss ya da değil. Yanlış arkadaşla dolaşıyor.
I mean, he didn't do anything wrong, and it's not nice to lock somebody up in their own jail.
Yani o yanlış bir şey yapmadı ve birini kendi hapishanesine kilitlemek hoş bir şey değil.
That was before Olga found out Sonja's been sleeping with her boyfriend Lars, and not telling him he had the wrong sister.
Bu Olga'nın sevgilisinin Sonja'yla yattığını ve yanlış ikizle birlikte olduğunu ona söylemediğini öğrenmesinden önceydi.
He says I'm not the best for my own children and he's wrong.
O benim çocuklarım için en iyi anne olmadığımı söylüyor ama yanılıyor.
Don't get me wrong, he seems like a nice guy, but my father's nice and he's not funny either.
İyi bir adam ama babam da iyi ve o da komik değil.
It is not a matter of how wrong Data was, or why he did it.
Konu Data'nın ne kadar yanlış yaptığı, ya da neden yaptığı değil.
He got only two more Russian words right than wrong. That's like me saying, Touchdown is not very intelligent because I beat him three games out of five when we played chess.
Hayatta tek istediğim... bir Katolik rahibi olmaktı.
It's as wrong to say he's mad, as to say he's not
Deli olduğunu da olmadığını da söylemek yanlış.
What if he's the wrong guy, not the hero?
Ya kahraman o değilse?
It would never, not in a thousand years... enter that man's mind he'd done anything wrong.
Eminim, binlerce yıl geçse de bu adamın aklına hiç hata yaptığı gelmez.
He wanted to be wrong, link them to me it did not kill it!
Adam beni aldatmaya çalışıyordu ama onu kardeşim öldürmedi!
He's a foot doctor, pain is your body's way to tell you something's wrong Your toe's trying to tell you not to marry Dwayne
Parmağın sana Dwayne'le evlenmemeni söylüyor.
But he went on, and he not only became president but as an ex-president, he served his country always in the arena, tempestuous, strong, sometimes right, sometimes wrong.
Ama o devam etti, ve o sadece başkan olmadı, ama eski başkan olarak, ülkesine hizmet etti, hep arenada, şiddetli, güçlü, Bazen doğru, bazen yanlış.
Listen, honey, I'm not saying he hasn't done anything wrong.
Bak tatlım, onun sütten çıkmış ak kaşık olduğunu söylemiyorum.
We're not on friendly terms, but I have no reason to avoid him but one : he's done me great wrong.
Aramız iyi değildir. Ondan çekinmem için hiçbir sebep yok ancak bana büyük bir yanlış yaptı.
Dear Lord, if he cannot share a life with me... is it wrong to ask that he not share it with anyone?
Sevgili Tanrım, eğer o hayatını benimki ile birleştirmezse başka kimseyle birleştirmemesini istemek yanlış olur mu?
If Hamlet from himself be ta'en away, and when he's not himself does wrong Laertes then Hamlet does it not, Hamlet denies it.
Meğer ki Hamlet kendisinden çekilip alınmış olsun. Kendinde değilken haksızlık etmiş olsun Laertes'e. Hamlet olamaz bunu yapan, inkar ediyor bunu Hamlet.
If something goes wrong up there, the other 16 people on board... can't be wondering if he's going to do his job or not.
Bir şeyler ters gittiğinde, gemideki diğer 16 kişi, sen ya görevini başaramazsan diye endişelenmemeli!
It's not like he ever did anything wrong, it's just... As a Maquis, he did what he had to do a little too well.
Asla yanlış bir şey yapmadı, sadece... bir Maquis olarak yapması gereken şeyi, çok iyi yapardı.
But not Mum and Dad. He got caught up with the wrong crowd.
Yanlış zamanda yanlış yerde olmuştur.
Something's wrong with Hercules. He's not getting any petrol.
Herkül'de de bir sorun var Benzin gitmiyor
He may not realise something is wrong. Get me to a transmitter.
Birşeylerin yanlış gittiğinin farkında olmayacak Beni bir haberleşme cihazına götür.
Well, I'm not quite sure what he said at the end there, but as far as the other stuff is concerned, Dad, he's not really wrong.
Şey, son söylediklerinden pek bir şey anlamadım ama diğer söylediklerine gelirsem Baba o kadar da haksız sayılmaz.
- You know he's not wrong
- Haksız sayılmaz.
Well if he's not touching you, well then there's something wrong.
Eğer sana dokunmuyorsa, ters bir şeyler var demektir.
He's not entirely wrong.
Tamamen hatalı değil, biliyor musun?
We are not to indulge the whims of lower beings. This one is willing to sacrifice every drop of human happiness and love he's ever known for another. You are wrong.
Bizler, aşağı varlıkların geçici heveslerini yerine getirmeyiz.
- He's not wrong about that. - Now hold on.
O konuda pek yanıImıyor.
And I'm not so sure he's wrong.
Ve ben haksız olduğunu düşünmüyorum.
Not for anything, God bless your uncle... ... but he's living in the wrong century.
Kastım yok, Tanrı amcanı korusun, ama yanlış yüzyılda yaşıyor.
He says there's not a thing wrong with his back.
Belinde hiç bir şey yok dedi.
Well, he's not wrong.
- Şey, o haklı! - Ama Babaa!
He may not know his right from his left... but apparently he does know right from wrong.
Bıraktığı şeylerdeki haklarını bilmiyor olabilir, ama anlaşılan doğruyla yanlışı birbirinden ayırabiliyor.
No, he's not going the wrong way.
- O zaman neden hâlâ oraya varamadık?
( sing ) He's done no wrong No, not the slightest thing ( sing )
- Tek kralımız Sezar... Yanlışı yok...
Ethan's not exactly a reliable source, but... I'm not sure that he's wrong about them.
Ethan pek güvenilir bir kaynak değil ama ben Ethan'ın onlar hakkında yanıIdığını düşünmüyorum.
He's old enough to know the difference between right and wrong. But not to understand the consequences of his actions.
- Ama yaptıklarının sonucunu anlayacak yaşta değil.
But in my assessment, the minor... he knows it was wrong, but at the time he pulled that trigger, he did not.
Ama benim fikrime göre yanlış olduğunu biliyor ama tetiği çektiği anda bilmiyordu.
# Now if you think he doesn't care # # Or maybe that he isn't there # # It's not too late to see how wrong you are #
Onun umursamadığını ya da hiç olmadığını düşünüyorsanız ne kadar yanıldığınızı görmek için hiç de geç değil.
Emil has been found incompetent to stand trial... and in times of extreme stress... as a result of his delusional thinking... he could not appreciate the wrong fulness of his acts... and therefore he's not liable for his acts.
Emil yargılanmak için yetersiz bulundu ve yoğun stres yaşadığı zamanlarda sanrılarına bağlı olarak düşünmesinin sonucunda hareketlerinin yanlışlığını anlayamıyordu ve bu yüzden hareketlerinden sorumlu değildi.
Not saying he's bad, just rubbed me the wrong way.
Kötü olduğunu söylemiyorum ama canımı sıkıyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]