English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ H ] / He's still in there

He's still in there Çeviri Türkçe

266 parallel translation
- No, he's still in there.
- Hayır, hâlâ orada.
He's still there and everything's in place.
Hâlâ oradaydı. Her şey hazır.
That he'd examined the glass and found it to be clean, that it had been washed and dried, would you still hold to your statement that there were a few drops of burgundy remaining in the bottom of the glass?
Yani yıkanmış ve kurulanmıştı. Hâlâ kadehin dibinde birkaç damla olduğunu söylüyor musunuz?
- He's still in there.
- Hâlâ içeride. - Biliyorum.
Anyway, he's still in there.
Herneyse o hala orada ve hala dışarı çıkacak.
That's the mountain, and he's still in there.
Bu o dağ ve hala içeride.
As long as there's an Elephant Walk, he's still Tom Wiley's son.
Fil Yolu var oldukça, o hep Tom Wiley'in oğlu olacak.
And suppose he's still in there?
- Ya buradaysa?
He's dizzy, but he's still in there tryin'.
Biraz sersem ama denemekten bıkmıyor.
He's still just sitting in there.
Hala orada oturyor.
- He's still in there.
- Hala orada.
- He's still in there.
- Hâlâ orada.
I think he's still down there, in the coal hole.
Sanırım hala aşağıda duruyor, kazan dairesinde.
Benesch. He's still sitting in the bar over there.
Benesch hala barda olmalı, çünkü dışarı çıktığını görmedim.
If I can keep his eye on me he'll still think there's one of us in this house.
Eğer dikkatini çekebilirsem birimizin hala içeride olduğunu sanacak.
Is it me, Jim, or am I so sentimental that I just have to keep believing that he's still alive out there in that mass of protoplasm?
- Spock. O protoplazma kütlesinin içindeyken Hâlâ yaşadığına inanmaya... devam edecek kadar duygusal mıyım?
He's gotta be in there still.
Hala içeride olmalı.
You reckon he's still in there?
Sence hala orada mı?
- But he's still in there.
- Evet.
When he looked in at 5 : 00, the bodies were still there... and so was Miss Piggott.
Saat 5'te kontrol ettiğinde cesetler oradaymış. Bayan Piggott da oradaymış.
But I still don't see how he could've got any light in there.
Fakat hala anlamış değilim, orasını nasıl aydınlatabildi?
He's out there operating without any decent restraint, totally beyond the pale of any acceptable human conduct, and he's still in the field commanding troops.
O disarda uzerinde hicbir kontrol olmadan, tamamen anlasilamaz tavirlar sergiliyor, ve hala savas alaninda askerlere emir veriyor.
he's still in there.
O halen orada.
He's in there, he's still in there He never came out
Hâlâ orada, hâlâ içeride. Dışarıya çıkmadı.
Think he's still in there?
Hâlâ orada mı dersin?
You're saying there were 4 precincts on Batman's heels, and he still got away?
Batman'in dört bir yaninin tutulu oldugunu ama yine de kaçmayi basardigini mi söylüyorsunuz?
He's still laying in there.
- Hala orada yatıyor.
If he's still in there, he ain't happy.
- Eğer hala oradaysa bile, artık mutlu değildir.
And if he's still in there, he ain't happy!
Ve eğer hala oradaysa bile artık mutlu değil!
I've wondered many a time since that morning, did you wash Archie out of you, or is he still in there, growing into his father?
O sabahtan sonra sık sık düşündüm, Archie'yi içinden atabildin mi yoksa hâlâ karnında bir bebek olarak mı büyüyor?
He " d be in the command bunker, if there still is one.
- Kumandanlık Sığınağında olmalı... Eğer sığınak hala duruyorsa.
Something tells me Willie's still out there, and that he could come back... any time, in any form, and kill us in ways we can't even imagine!
İçimden bir ses Willie'nin herhangi bir zamanda tahmin bile edemeyeceğimiz bir şekilde geri gelip bizi öldüreceğini söylüyor.
Maybe he's still in there.
Ne var?
He's still there in the 24th century.
Hala kendisi 24. yüzyılda.
So he's still in there?
Yani hala içeride mi?
I am still the boy's father and if he's getting in fights, I should be there to congratulate him.
Ben onun hâlâ babasıyım ne de olsa. Kavgaya bulaşıyorsa yanında olmalı ve onu tebrik etmeliyim.
He was in space for half an hour and there's no way that he's still...
Yarım saattir uzaydaydı ve hala yaşadığını söylemenin...
- And I'm told he's still in there.
Neden sonra hâlâ burada olduğunu öğreniyorum.
Well, I called Uncle Terry where he said he'd be staying... and there was no answer So I don't know if he's still in town
Terry dayının kaldığı yeri aradım... açan olmadı, hala burada mı bilmiyorum.
We gotta get in there, get him stoned off these clovers... grab the flute, and run like hell while he's still trippin'.
Oraya girip, yonca yaprağıyla kafa olmasını sağlayıp... kafası iyiyken flütü aldığımız gibi kaçmalıyız.
He died of believing that There's still mystery in this world
O, bu dünya'da hala bilinmeyenler olduğunu düşünerek öldü.
He was right... there's still mystery in this world
O Haklıydı. Hala, Dünya'da şaşırtıcı şeyler var.
My boy's still in there, and he wants out.
Benim oğlum hâlâ içerilerde ve dışarı çıkmak istiyor.
He was too fast. He's still in there, though. I can see the back door from here.
Hala orada.
He " s still in there.
HaIa o işin içinde.
But there's still some of his father in him. He got the moron gene.
Moron genini almış.
Still, there's no point in fretting about it. Man plants his seed and then decides he doesn't want to own it, he should expect the worst.
Adam önce tohum atıyor, sonra da tohumunu istemiyor başına daha da kötüsü gelmeliydi.
He's still in there?
Hala içeride mi?
- Are you sure he's still in there?
- Hâlâ içende olduğundan emin misin?
Oh, well, then there's no way he can eat a tray full of brownies and still look good in his gay pants.
Bir tepsi keki yiyip eşcinsel pantolonlarının içinde güzel görünmesi imkânsız. Onun için ver.
- He's still up there in seattle.
- Hala Seattle'da.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]