He can't do this Çeviri Türkçe
253 parallel translation
But he can't come right over here and fetch it so what they do is this...
Ama buraya gelip alacak durumu yok, bu yüzden o işi de biz yapacağız.
He can't do a thing like this to a daughter of mine.
Benim kızıma böyle bir şey yapamaz.
He may think I've a mouthful of clover and can't preach... but even the Bishop wouldn't do a thing like this to me.
Ağzımda bir dolu yonca olduğunu ve vaaz veremeyeceğimi düşünebilir, ama Piskopos bile böyle bir şeyi yapmazdı bana.
He can't do this to me.
bunu bnim için yapamaz.
You can't do this! He's...
Hayır, bunu yapamazsın!
HE--HE CAN'T DO A THING LIKE THIS. REMEMBER...
Unutmayın.
He can't do this.
Bunu yapamaz.
I said " He can't do this to me.
Dedim ki " Bana bunu yapamaz.
Tell me, Sergeant, in your professional opinion, do you really believe you can catch this man if he doesn't want you to?
Söyle bana, Çavuş, mesleki görüşüne göre, bu adamı, yakalanmak istemiyorsa yakalayabileceğinize gerçekten inanıyor musun?
Don't you pay any attention to him, he can't do this.
Dediklerine kulak asma sakın. Bir şey yapamaz.
If anyone feels he can't do this, let him step forward!
Bunu yapamam diyen var mı aranızda?
But he can't do this.
Ama bunu yapamaz. Bu olanaksız.
there ain't a thing we can do to keep Charlie Gant from going where he wants to in this territory.
Bak, Charlie Gant'in bu bölgede istediği yere gitmesini engellemek için yapabileceğimiz hiçbir şey yok.
But he can't do this alone.
Ama bunu yalnız yapıyor olamaz.
He's what he is because he can't do anything like anybody else, and because he hates this town as much as you do.
Böyle olmasının tek nedeni başkaları gibi olamaması ve bu kasabadan en az senin kadar nefret etmesi.
- He can't do this to me.
- Bunu bana yapamaz.
He didn't do this, But he may be the only man who can save us from what did.
Bunu o yapmadı ama bizi olanlardan kurtarabilecek tek kişi o.
He can't do this work anymore.
Bu işi artık yapamıyor.
He can't do this!
Bunu yapamaz!
Later I knew that he was the one who wanted to do so I don't want to let this rascal get away with it so easily I can only promise you that we will settle our grudges after we have eliminated Cao Feng
Sonradan anladım ki asıl güç delisi oymuş aslında Yaptıkları cezasız kalmamalı! ona ödetmek gerek!
He can't do this to me.
Bunu bana yapamaz.
You can't do this. You know what he's like.
Yapamazsın, onun nasıl olduğunu biliyorsun.
But, to this day, whenever I ask Al to do something for me, that he doesn't want to do, he lifts up that leg and says he can't and that it's my fault.
Fakat bu güne kadar, yapmak istemediği bir şeyi ne zaman yapmasını istesem, bacağını kaldırıp yapamayacağını ve benim suçum olduğunu söylüyor.
I need to go back, I can't let Theresa do this by herself before he got here
- Birlikte bir çözüm yolu bulabiliriz. Theresa'nın bunu tek başına yapmasına izin veremem.
He can't do this.
Bunu yapamaz mesela.
I can't believe he would do this to me.
Bana bunu yaptığına inanamıyorum!
- He can't do this without prior notice. - He can.
- Önceden haber vermeden yapamaz.
- HE CAN'T DO THIS! HE CANNOT DO THIS TO ME- - - SHUT UP.
Sen..
So he says, as my doctor, he can't allow me do this so he's not letting me leave.
Doktorum olarak terketmeme izin veremeyeceğini söylüyor..
- l can't believe he'd do this.
- Buna inanamıyorum.
GG, he can't do this.
GG, bunu... yapamazlar.
Could run this country into the toilet. If he can't stand up to the damn communists, let us do our jobs.
Madem sen kızıllarla başedemiyorsun, bırak o işi biz halledelim.
Father, I can't let you do this. Not when you know he's innocent.
Baba, onun suçsuz olduğunu biliyorsun, bunu yapmana izin veremem.
I don't know how he can do all this and not believe what it represents.
Nasıl böyle şeyler yapıyor, hiç anlamıyorum. Betimlediği şeye inanmıyor.
Has the great god Hades become so powerless that he can't do this one small thing to save his kingdom?
Harika Tanrı Hades, krallığını kurtarmak için bu küçük bir şeyi yapamayacak kadar güçsüz mü oldu?
And she says, "Well, how do you explain this?" and shows him some undergarments she found in the couch and some other things he can't explain, and he denies it.
Ve kız "Peki bunu nasıl açıklıyorsun?" diyor... ve ona divanda bulduğu bir iç çamaşırını ve... adamın açıklayamadığı başka şeyleri gösteriyor ve adam inkar ediyor.
You know, maybe this, uh... this doctor... if he... if he... If he can do even half of what he says he can do, maybe it'll work, I don't know.
Biliyorsun, belkide bu doktor- - eğer- - söylediklerinin yarısını bile yapabiliyorsa, belki işe yarayabilir, bilemiyorum.
He can't do this.
Kesinlikle gelemez.
He says I'm in great shape. I can't believe people do this for fun.
Çok formda olduğumu söylüyor. İnsanların bunu sırf zevk için yaptığına inanmıyorum.
He can't do this.
- Peki o yalan mı söylüyor?
And as long as Angel's fighting me,..... then he can't do this end-of-the-world ritual thingie.
Angel benimle savaştıkça, yapması gereken töreni yapamaz.
Even if we did, he can't do dick in this country.
Eğer olasydı bile, bu ülkede bir bok yapamaz o.
Then he's going to do a kind of traditional western song, one that Gene Autry used to sing when I was a little boy, It's Midnight in Montana and I Can't Get My Dick Out of this Cow.
Sonra da geleneksel batı müziğinin bir çeşidi Gene Autry'nin bir zamanlar söylediği ben küçük bir çocukken, Montana'da Gece Yarısı ve Ben Sikimi İnekten Çekemiyorum.
He said, " Rachel, I can't do this.
" Rachel, bunu yapamam.
That's where faith comes in, because you've got to say... even though I'm afraid this person is gonna hurt me, is going to reject me... I'm going to make a leap of faith and love this person, but he couldn't do that.
Burada inanç devreye girer ve karşındakinin canını yakacağını, reddedeceğini bile bile şansımı deneyip aşık olacağım dersin ya, o bunu yapamamış.
That's good. He should stay there, because, Andie, I can't do this.
Bence orada kalsa iyi olur çünkü bunu yapamayacağım Andie.
Doctor doesn't often say this... there's nothing he can do.
Doktor bunu pek sık söylemez ama, elinden gelen hiçbir şey yok.
I don't know what the hell has happened... but I do know that he can get us out of this place!
Ne olduğu umurumda değil. Bildiğim tek şey bizi bu şehirden çıkarabileceği!
How you think I feel, you laid up with this thug-ass nigga you don't know, who wants to kick me out so he can do whatever.
İstediğini yapabiImek için beni kapı dıŞarı etmek isteyen... bu tanımadığın zenciyIe yaŞarken ben ne hissediyorum, biIiyor musun?
I can't believe he'd do this to me.
Bana bunu yaptığına inanamıyorum.
He can't do this to me!
Bana bunu yapamaz!
he can't swim 20
he can't 392
he can't walk 19
he can't speak 18
he can't hurt you 21
he can't hear me 22
he can't help himself 22
he can't help you 16
he can't come 19
he can't talk 39
he can't 392
he can't walk 19
he can't speak 18
he can't hurt you 21
he can't hear me 22
he can't help himself 22
he can't help you 16
he can't come 19
he can't talk 39