He wants to meet you Çeviri Türkçe
215 parallel translation
He wants to meet you.
Seninle tanışmak istiyor.
- He wants to meet you.
- Sizinle tanışmak istiyor.
The samurai Moritou of the Endo-clan is here and he wants to meet you, because he wants to ask you something important.
Endo klanından samuray Moritou geldi ve seninle görüşmek istiyor, çünkü sana önemli bir şey soracakmış.
He wants to meet you and he hasn't even seen you once.
Seni daha önce görmemesine rağmen tanışmak istiyor.
He wants to meet you.
Almaya hazır gibi duruyor.
You're dying to meet him, and he wants to meet you.
Onunla tanışmak için can atıyorsun ve o da seninle tanışmak istiyor.
He wants to meet you.
Sizi görmek istiyor!
- He wants to meet you.
- Seninle tanışmak istiyor.
He wants to meet you, right?
Seninle buluşmak mı istiyor?
And he wants to meet you at the studio right now.
Hemen seninle stüdyoda buluşmak istiyor.
I believe he wants to meet you.
Sanırım seninle tanışmak istiyor.
He wants to meet you.
Seninle görüşmek istiyor.
He wants to meet you tonight, 11 : 00, some joint called... the New Yankee Grill over on Wilson Avenue.
Bu akşam saat 11'da sizinle buluşmak istiyor. Wilson Bulvarı'nda New Yankee diye bir yerde.
He wants to meet you face-to-face.
Sizinle yüz yüze görüşmek istiyor.
He wants to meet you for lunch tomorrow.
Seninle yarın öğle yemeğinde buluşmak istiyor.
- He wants to meet you.
- Evet, seninle tanışmak istiyor.
He wants to meet you?
Sizinle buluşmak mı istiyormuş?
He called me last night. He says he wants to meet you guys.
O da dün gece beni arayıp sizinle buluşmak istediğini söylemişti.
- He wants to meet you alone.
Tanrım. Seninle baş başa kakmak istiyor.
He does? He wants to meet you alone under the bleachers.
Sahi mi?
He wants to meet you for lunch or something.
Öyle yemeğinde seninle buluşmak istiyormuş ya da öyle birşey.
He wants to meet you tomorrow, 10 : 00.
Yarın saat 10 : 00'da seni görmek istiyor.
We're going back but he wants to meet you.
Onunla bir buçuk saatlik bir görüşme yaptık.
He wants to meet you someplace near his house.
Seninle evinin orada buluşmak istiyor.
He wants you to meet him at the restaurant.
Sizinle restoranda buluşmak istiyor.
Frank wanted us to tell you that if you feel strong enough he wants you to meet him.
Frank, eğer iyiysen, seni görmek istiyor.
He wants to meet with you and your family, personal.
Seninle ve ailenle görüsmek istiyor.
And he always wants to meet you at Hamburger Heaven.
Benimle sürekli hamburgercide buluşmak istiyor.
He's just arrived at the airport, and he wants to meet with you this afternoon.
Uçağı havaalanına yeni inmiş öğleyin seninle görüşmek istiyor.
Marilyn Cohen. Wherever you are, Marilyn Cohen Greg wants you to meet him at the information booth because he wants to marry you!
Marilyn Cohen, her neredeyseniz Greg sizi danışma kulübesinde bekliyor, çünkü sizinle evlenmek istiyor da!
Wenlie, Mr. Qiangren wants to see you I don't wish to meet him When he asks for you... you show up.
Wenlie, Bay Qiangren seni görmek istiyor ben onu görmek istemiyorum patron sen değilsin... patron o, emirlere uy
He wants to meet with you
Sizinle tanışmak istiyorduk.
He admires you and wants to meet you.
Sana hayran.
All I know he wants you to meet him... right away at the pavilion beside Tai lake
Tek bildiğim....... Tai gölünün orda sizinle buluşmak istemesi
Look, you tell Juju if he wants to play, come meet us after school.
Juju'ya söyle, oynamak istiyorsa okuldan sonra bizimle buluşsun.
Master, he wants you to go meet him... or else he'll leave
Efendim, sizin gelmenizi istiyor....... yoksa gidecek
He wants you to meet him.
Kendisiyle görüşmeni istiyor.
He wants to meet with you.
Seninle görüşmek istiyor.
He wants to meet With you. He can't catch you.
Vali seni görmek istiyor.
He wants you to meet him at the St. James Club at 10 : 00 on the patio.
Onu St. James Club'de 10 : 00'da karşılamanı istiyor.
He says he wants to meet with you.
Seninle tanışmak istiyor.
- Yeah, he really wants to meet you.
- Evet, sizinle tanışmayı gerçekten istiyor.
He really wants to meet you.
- Ona onunla tanışmak istediğimi söyle.
He wants to meet you.
O sizi görmek istiyor.
- He too wants to meet you.
- Patronum da seninle tanışmak istiyor, abi.
You see, my husband really wants to meet you and he's still at work.
Kocam sizinle gerçekten çok tanışmak istiyor ama hâlâ işte.
He wants something from her. Something she may have kept in this house. Unless you know another reason they would have chosen to meet here.
Annenden bir şey istiyor,... bu evde saklamış olabileceği bir şey belki de sen, buluşmak için burayı seçmelerinin başka bir nedeni olduğunu biliyorsundur.
I just want to meet a man who knows what he wants, not what you get him to want.
Senin istediğini isteyen değil ne istediğini bilen bir adam istiyorum.
I told him you're worthless, and yet, he still wants to meet you.
Ona senin beş para etmez biri olduğunu söyledim. Buna rağmen... hala seni tanımak istiyor.
- he still wants to meet you.
Seni tanımak istiyor. "
He wants you to meet him there.
Seninle orada buluşmak istiyor.