He wants to talk to you Çeviri Türkçe
530 parallel translation
Yes, he wants to talk to you.
Evet, sizinle konuşmak istiyor.
He Wants To Talk To You.
Kocanızın yanındayım.
- He wants to talk to you.
- Seninle konuşmak istiyor işte.
I'm sure he wants to talk to you.
Eminim seninle konuşmaya ihtiyacı vardır.
I imagine he wants to talk to you.
Sanırım seninle konuşmak istiyor.
He wants to talk to you, Gracie.
Seninle konuşmak istiyor, Gracie.
He wants to talk to you, he's got problems.
Sizinle konuşmak istiyor, bazı sorunları varmış.
He wants to talk to you.
Seninle konuşmak istiyor.
He wants to talk to you. - Yes, thank you, Sara.
- Teşekkür ederim, Sara.
Says he wants to talk to you.
Sizinle konuşmak istiyormuş.
Mr Kirk Edwards is looking for somebody... like you to play in his first production and he wants to talk to you about it
Bay Kirk Edwards ilk yapımında oynatmak için sizin gibi birini arıyor, ve sizinle bu konuda görüşmek istiyor.
- He wants to talk to you.
- Seninle konuşmak istiyor.
He wants to talk to you!
Seninle konuşmak istiyor.
He wants to talk to you. What does he want?
Ne istiyor?
General Desalius. He wants to talk to you.
Seninle konuşmak istiyormuş.
He wants to talk to you.
Sizinle konuşmak istiyor.
He wants to talk to you about a picture.
Seninle bir film hakkında konuşmak istiyor.
Got your chief on the phone. He wants to talk to you.
Patronun telefonda, seninle konuşmak istiyor.
Boss, he says he wants to talk to you at once.
Patron, hemen senle konuşmak istiyormuş.
He wants to talk to you.
Konuşmak istiyormuş.
I'm with Gerard, he wants to talk to you.
Gérard yanımda, sizinle konuşmak istiyor. Çok endişeli.
Kobotoke's Yojimbo says he wants to talk to you, sir!
Kobotoke'nin koruması, sizinle konuşmak istediğini söylüyor, efendim!
He wants to talk to you.
Senle konuşmak istiyor.
He wants to talk to you about something so I wanted to make sure you'd be home and wait up for him, will you?
Ne zaman geleceğini bilmiyorum ama yatmadan onu beklemeni istiyordum. Önemli bir karar verdi bu akşam.
My friend's name is Curt and he wants to talk to you, baby.
Arkadaşım Curt seninle konuşmak istiyor, bebek.
Mr. Antwan is here, he wants to talk to you.
Bay Antwan burada, sizinle konuşmak istiyor.
He wants to talk to you.
- Seninle konuşmak istiyor.
In The Hague. He wants to talk to you
Seninle konuşmak istiyor.
Laurie, dear, he wants to talk to you.
Laurie, tatlım, seninle konuşmak istiyor.
He wants to talk to you.
Seninle konuşacak.
He wants to talk to you.
Seninle görüşmek istiyor.
Phil, he wants to talk to you.
Phil, seninle konuşmak istiyor.
The head cop's on the box and he wants to talk to you.
Polisleri başı bağlantıda ve sizinle konuşmak istiyor! Pekala!
Sergeant Taggart is here, he wants to talk to you.
Çavuş Taggart burada, seninle konuşmak istiyor.
He wants to talk to you.
- Benimle mi? Ben istemiyorum.
He wants to talk to you. I'll see you on Arrakis.
Sizinle konuşmak istiyor.
Travis is your real dad and... He wants to talk to you.
Travis senin gerçek baban ve seninle konuşmak istiyor.
Ian, it's Eton-Hogg. He wants to talk to you.
Ian, Eton-Hogg telefonda, seninle konuşmak istiyor
Mr. Helpmann is here, and he wants to talk to you.
Bay Helpmann burada ve seninle konuşmak istiyor.
I'm here with your husband, and he wants to talk to you.
Kocan yanımda, seninle konuşmak istiyor.
He wants to talk with you privately.
Sizinle özel olarak konuşmak istiyor.
He wants to talk some bank business to you before...
Sizinle bankayla ilgili bazı işleri konuşmak istiyor...
He'll talk if he wants to tell you anything.
- Söyleyeceği bir şey olduğu zaman söyler.
He wants to talk with you about the fine
Para cezası hakkında seninle konuşmak istiyor.
I told Tuck you were here. He wants to talk to ya.
Tuck'a burada olduğunu söyledim, seninle konuşmak istiyor.
Now, let's go back upstairs. You've got to talk to him because he wants to leave.
Şimdi, haydi yukarıya geri dönelim. onunla konuşmalısın çünkü gitmek istiyor.
You know, Grossman's coming over, and he wants to talk about some things.
Biliyorsun Grossman gelecek. Konuşacağı bir şeyler varmış.
Your husband wants you to talk to him, don't he?
Kocan onunla konuşmanı istiyor değil mi?
I'll talk to him. By the way, he wants to see you.
Bu arada, seni görmek istiyor.
Now you tell the Senator, if he wants to talk to me, he can just give me a call, all right?
Şimdi git... senatöre söyle, benimle konuşmak istiyorsa... beni arayabilir, tamam mı?
Dr Ludlow has something he wants to talk to you about.
Dr. Ludlow'un seninle konuşmak istediği bir şey var Carla.