He was a good friend Çeviri Türkçe
140 parallel translation
And he was a good friend. I never thought anything else. This key of yours, do you have it now?
Oh, bazı günler eşofmanlı bir erkek ile bir kadının sahile doğru gittiğini görürsünüz.
He was a good friend of mine, and I would like to ask you, to find out everything that you can about what happened to him.
Çok yakın bir arkadaşımdı, sizden ricam başına ne geldiğini öğrenmek için elinizden geleni ardınıza koymayınız.
I thought he was a good friend of yours.
O senin iyi bir dostun olduğunu sanmıştım.
And he was a good friend.
Çok da iyi bir dosttu.
He was a good friend of mine.
İyi arkadaşımdı. Onunla İspanyolca konuşurduk.
The fact that he was a good friend of yours, was not of undue influence upon you?
Sizin yakın bir arkadaşınız oluşu, sizde uygunsuz bir etki yapmış olamaz değil mi?
He was a good friend.
Çok iyi dostumdu.
Mr. Bauli, who used to be clerk before you... he was a good friend of mine. So I have heard.
Sende önceki memur Bay Bauli iyi arkadaşımdı.
He was a good friend of the Attorney General's.
Aynı zamanda başsavcının da yakın bir arkadaşıydı.
He was a good friend.
O iyi bir arkadaştı.
HE WAS A GOOD FRIEND.
İyi bir arkadaştı.
He was a good friend, and I'll miss him.
O iyi bir arkadaştı, onu özleyeceğim.
My very own father, who says that he was a good friend of yours... until you lost your mind in the war.
Sen savaşa gidip aklını kaçırmadan önce... iyi arkadaşın olduğunu söyleyen öz babam.
He was a good friend of mine.
İyi arkadaşımdı.
He was a good friend, but I caught him in bed with my wife.
İyi arkadaşımdı, ama onu karımla yatakta yakaladım.
He was a good friend of mine. A good guy.
... İyi bir arkadaşımdı.
He was a good friend of my parents.
O en iyi arkadaşım ve ailem gibidir.
He was a good friend to me.
Kimse yok.
He was such a good friend.
Çok iyi bir arkadaştı.
When you were at the desk checking in with the night manager Mr. George Swine, who I happen to know as a personal friend I was wondering if he fixed you up with a good accommodation here.
Siz kaydınızı yaptırırken... gece müdürü Bay George Swine, ki kendisi arkadaşım olur... size iyi bir oda ayarladı mı diye merak ettim.
Eprin was a good friend of his. He wouldn't conceal anything.
Hiçbir detayı gizlemeyecektir.
He was a customer and good friend.
Bir müşteri ve iyi bir dosttu.
Why was he a good friend?
Neden iyi bir dosttu?
I'll say that he was a good son and brother, a loyal friend and a good citizen.
İyi bir oğul, iyi bir kardeş sadık bir dost ve iyi bir vatandaş olduğunu söyleyeceğim.
He was my good friend since I first came to New York.
New York'a geldiğimden beri iyi bir arkadaşımdı.
Was he a good friend? Pretty good.
Yakın arkadaşın mıydı?
He's also a clairvoyant and was a good friend of poor Helga.
O da bir kahindir... Ve zavallı Helga'nın yakın dostu.
As for our friend Caius he was allowed to choose his won reward... for his good and faithful service.
"Dostumuz Caius'a gelince, sadık hizmeti karşılığında ödülünü..." "kendi seçmesine izin verildi."
He was a brave man and a good friend.
Cesur bir insan ve iyi bir dosttu.
Because I was worried and he was a very good friend to me.
Çünki çok meraklanmıştım ve o bana arkadaş oldu... ve benimle beraber oturdu.
He was too good a friend.
Çok iyi bir dosttu.
Was a good friend of mine Never understood a single word he said
Söylediği tek sözü anlamazdım
He was a good student, and a good friend?
İyi bir öğrenci, ve iyi bir arkadaş mıydı?
Mr. Evans, was he a good friend of yours?
Bay Evans, sizin iyi bir arkadaşınız mıydı?
The only thing I can say is he was a very good lawyer and a great fighter... for the civil rights all over the world and a marvelous friend.
Söyleyebileceğim tek şey, çok iyi bir avukattı ve dünya çapındaki büyük bir insan haklarını mücadelecisiydi ve harika bir dosttu.
- Yes, he was talking to... a very good friend of Estes Kefauver.
- Evet hatta, en iyi arkadaşı,... Estes Kefauver'den bahsetmişti.
He was a very good friend of mine.
O benim çok yakın bir arkadaşımdı.
I want him to know he was the best of all of us, and most of all, a very good friend.
Ama ama bilmenizi isterimki aramızda en iyi oydu ayrıca örnek bir dosttu.
He was a good man, a good friend of our system.
Kalbinde, düzenimizin dostuydu.
He was also a good friend.
Ayrıca çok iyi bir arkadaştı.
He was a good man... a friend of mine...
İyi bir insandı. Yakın dostumdu.
He was just a good friend.
O sadece iyi bir arkadaştı.
- He was a good friend.
- Sevilir miydi?
He was just being a good friend.
Dostluğunu gösteriyordu sadece.
- He was a good friend to me.
- Haydi!
He was a fine friend and a good husband.
İyi bir dost ve iyi bir eşti.
He was a very good friend of mine.
Benim çok iyi bir arkadaşımdı.
I didn't know Charlie Holladay for very long but I do know he was a good pilot and a good friend.
Charlie Holladay'yi tanıyalı fazla zaman olmadı. Ama iyi bir pilot ve vefalı bir dost olduğunu bilecek kadar tanıyordum.
And he was such a good friend to Mike and Frank.
Mike ve Frank'in de iyi arkadasiydi.
He was always a good friend, and a great supporter.
Her zaman iyi bir arkadaş ve harika bir destekçiydi.
A few days after Mitch died... I was walking through the yard and I saw our neighbor... who was a very good friend of Mitch's, Bob... and he saw me coming through the gate... and he said, "I am so sorry for your loss."
Mitch öldükten birkaç gün sonra bahçede yürüyordum ve Mitch'in çok iyi arkadaşı olan komşumuz Bob'u gördüm kapıya doğru yaklaştığımı gördü ve bana "kaybınız için çok üzgünüm" dedi.