He won't talk to me Çeviri Türkçe
160 parallel translation
He won't even talk to me.
Benimle bile konuşmuyor.
He won't talk to me, either.
Benimle konuşmayı de reddediyor.
He won't even talk to me.
Benimle dahi konuşmuyor.
If I could talk to Belden, but he won't see me.
Belden'le bir konuşabilsem ama görüşmek istemiyor.
Uh, my brother is a lawyer, but he won't talk to me.
Abim avukat ama benimle konuşmaz.
Do you know the name of a good hypnotist I can go and talk to and see if he could help me lay off these cigarettes before tomorrow night, or else Warren won't get that job, see?
Yarın akşamdan önce sigarayı bırakmama yardım edebilecek iyi bir hipnozcu adı biliyor musunuz? Yoksa Warren o işi alamayacak.
He won't let me talk to people.
İnsanlarla konuşmama izin vermez.
What do you mean he won't talk to me?
Ne demek benimle konuşmuyor?
He won't talk to me.
Benimle konuşmak istemiyor.
- He won't see me. - I'll talk to him.
- Beni görmeyecek bile.
No, it's just that when I talk to him, I cross my fingers he won't hit me. Come on.
Hayır, parmaklarımı böyle yaptığım zaman bana vurmaz!
And I won't to talk to him unless he calls me. Tell your clever friend that
Ve o beni aramadığı sürece onunla konuşmayacağım.
- He won't even talk to me.
- Benimle konuşmuyor bile.
He won't talk to me.
Benimle konuşmuyor.
This is very strange, he won't talk to me.
Bu çok garip, benimle konuşmak istemiyor.
He overreacted this clean at school, he won't talk to me, I'm a girl.
Okulda bunu temizlemeye aşırı tepki vermiş, Benimle konuşmuyor, ben kızım.
He's been like that for three days, I don't know what's wrong, he won't talk to me,
Üç gündür böyle. Ne olduğunu bilmiyorum. Benimle konuşmuyor.
He ´ s just so unhappy, and he won ´ t talk to me... and I don ´ t know how to help him.
Son derece mutsuz, benimle konuşmuyor ve ona nasıl yardım edeceğimi bilmiyorum.
The guy who's replacing me, he won't want to come and talk to you like I do. Because... he's scared to death of your dog...
Benim yerime geçecek olan adam, Sutton, buraya benim gibi gelip....... seni ziyaret etmeyecek.
Now he won't even talk to me.
Şimdi benimle konuşmayacak bile.
I'm afraid if I call, he won't talk to me.
Aradağımda benimle konuşmamasından korkuyorum.
- What if he won't talk to me?
- Ya benimle konuşmazsa?
You know, this professor, he won't even talk to me. He won't even talk to me.
Şu profesörü biliyorsunuz, benimle tek kelime bile konuşmuyor.
Because he won't talk to me.
- Çünkü benimle konuşmuyor.
He won't talk to me?
Benimle konuşmuyor mu?
He thinks the reason you won't talk to him is because of me.
Onunla konuşmama sebebinin benden kaynaklandığını sanıyor.
I walk in the room, and he won't talk to me.
Odaya girdim ama o benimle konuşmadı bile.
But he won`t talk to me if you`re around.
Sen buralardayken benimle konuşmayacak.
He won't talk to me. I am Chief Inspector Wong of the Organized Crime Bureau... Let's go!
beni istemiyor ben organize suçtan şef müfettiş Wong hadi!
How am I gonna apologize to him if he won't even talk to me?
Benimle konuşmazsa nasıl özür dileyeceğim?
But the boy he won't hardly talk to me. He thinks i'm a liar and a loser.
Ama benimle konuşmuyor yalancı ve ezik olduğumu düşünüyor.
He won't talk to Maria or me.
Maria ya da benimle konuşmuyor.
Then talk to Woodman, because he won't listen to me.
O zaman Woodman'la konuş, çünkü beni dinlemeyecektir.
I was in the delivery room, he asked me to cut the umbilical cord... and I don't know, I kind of botched it somehow... and mangled the whole bellybutton... and now the kid won't even talk to me, it's....
Doğumhanedeydim, göbek kordonunu kesmemi söyledi ve ne bileyim, ben de birden her şeyi mahvettim ve bütün göbek deliğini parçaladım şimdi çocuk benle konuşmuyor, bu...
He won't even talk to me...
Benimle konuşmuyor bile...
He won't talk to me. I already tried.
Benimle konuşmayacak.Zaten denemiştim.
And I won't to talk to him unless he calls me.
Ve o beni aramadığı sürece onunla konuşmayacağım.
You see, I know my dad won't talk because he's afraid of what will happen to me if he does.
Babamın konuşmayacağını biliyorum çünkü konuşursa başıma kötü bir şey gelmesinden korkuyor.
I know my dad won't talk, because he's afraid that something bad will happen to me if he does.
Babamın konuşmayacağını biliyorum çünkü konuşursa başıma kötü bir şey gelmesinden korkuyor.
He won't talk to me!
Benimle konuşmayacakmış.
He won't talk to me anymore, his trainer's thrown us out of the gym.
Artık benimle konuşmuyor. Antrenörü ikimizi de salondan dışarı attı.
It's been 8 years, and he still won't talk to me.
Sekiz yıl geçti, ve hala benimle konuşmuyor.
- He won't talk to me.
Benimle de konuşmuyor.
He won't talk to me.
Benimle konuşmayacak.
- and now that he is back he won't talk to me thanks to D.J.
- Ve şimdi geri döndü ama bana konuşmuyor D.J. sağolsun
- He won't talk to me.
Benimle konuşmayacaktır.
He won't talk to me at all about her.
Benimle onun hakkında hiç konuşmuyor.
I try to talk to him, he won't listen to me.
Onunla konuşmayı denedim.
He won't talk to me.
Benimle konuşmayacaktır.
- Wow! He won't talk to me since his daughter jumped off the chair lift.
Kızı teleferikten atladığından beri benimle konuşmuyor.
He won't talk to me. He won't talk to me.
Benimle konuşmayacak.