Helped Çeviri Türkçe
16,376 parallel translation
Hasn't helped you, though, has it?
Buna rağmen sana hiç faydası olmadı değil mi?
I believed that stories helped us to ennoble ourselves, to fix what was broken in us, and to help us become the people we dreamed of being.
İnanırım ki hikâyeler kendimizi yüceltmemize yardım edip içimizdeki yaraları sararak hayal ettiğimiz insanlar olmamıza katkı sağlar.
Your dad's crew helped build the visitor center there last year, and since you're in construction, you have access to plastic explosives, so... what am I missing?
Geçen yıl orada babanın ekibi ziyaretçi merkezini inşa etti ve inşaat işinde olduğunuzdan plastik patlayıcılara da erişiminiz var, öyleyse ben neyi kaçırıyorum?
Tommy helped Alice with her jammies which was very cute.
Tommy, Alice'in pijamalarını giymesine yardım etti, çok tatlıydılar.
I mean, he even helped me clean it up afterwards.
Hatta sonra temizlememe bile yardım etti.
I think both of us helped him, in a weird way.
Bana sorarsan garip bir şekilde ona yardım etmiş olduk.
And every time I've helped one of them... A little bit of their light has become a part of me.
Ve onlara her yardım ettiğimde onların ışıklarının bir kısmı bana geçiyor.
There was a time I used art to deepen my understanding of the human condition, so Francis Bacon revealed a depth of suffering that I couldn't comprehend, or a Dylan ballad helped me get inside what it meant to live as so many
İnsan olma halini daha iyi anlamak için sanattan istifade ettiğim bir zaman oldu. Francis Bacon'ın açığa vurduğu ıstırap, benim kavrayamayacağım derinlikteydi. Yahut bir Dylan balladı pek çok kişi gibi varoluşsal bir sürüklenme içinde yaşamanın ne anlama geldiğini idrak edebilmeme yardımcı oldu.
Meyerism helped me. It helped me take all of the anger and the sadness and put it behind me so that I can do good in the world.
Tüm öfke ve mutsuzluğa katlanıp onları ardımda bırakmamı sağladı ki dünyaya fayda sağlayabileyim.
You helped all those people in the tornado.
Kasırgadaki onca insana yardım etmişsiniz.
They're gonna tear this place apart looking for whoever helped me.
Bana yardım edenleri bulabilmek için buranın altını üstüne getirecekler.
Last night I helped a family assemble their IKEA table.
Dün akşam IKEA masalarını kurmaya çalışan bir aileye bile yardım ettim.
I even opened up myself up to my assistant, Ker-rah, who helped me have a relationship with my son again.
Hatta asistanım Ker-rah'a içimi bile döktüm o da oğlumla aramın düzelmesini sağladı.
But I found out that there is so much love in this world out there for the taking, and you, the people of National City, you helped me.
Ama sonra farkına vardım ki bu dünyada kucaklanmayı bekleyen bir sürü sevgi var ve siz, National City halkı, bana siz yardım ettiniz.
He just helped save this whole city.
Tüm şehri kurtarmaya yardım etti.
Getting back on the job, it... It helped.
İşe geri dönmek yardımcı oldu.
Helped me get sober.
Ayık kalmama yardımcı oldu.
I just helped apprehend a witness.
Sadece bir kez tanık yakalamaya yardımcı oldum.
♪ And just last week I helped a lady cross the street ♪
Ve daha geçen hafta bir kadının yolu karşıya geçmesine yardım ettim
Maybe someone helped him to do it.
Belki birisi yardım etmiştir.
But you helped me. You wanted to help me.
Ama bana yardım ettin, bana yardım etmek istedin.
Thinking like that helped us through some hard times... believing that there's something out there helping you out.
Böyle düşünmek, zor zamanlarda insana dayanma azmi veriyor, böyle anlarda bizi koruyup kollayan bir üstün güç var diye düşünüyorsun.
My father helped track down his birth parents.
Babam gerçek ailesini bulmasına yardım etmişti.
- Helped you with what?
- Ne için yardım etti?
But maybe if I was braver... I could've helped save the world.
Ama belki de daha cesur olsaydım dünyayı kurtarabilirdim.
Totally would have helped.
Tam yardım edecektik.
Guess it can't be helped.
Yapacak bir şey yok.
You helped him study, right?
Çalışmasına yardım ettin, değil mi?
Maybe Paige helped him.
- Paige yardım etmiştir belki.
When I was in Vice, I helped him out of a couple of jams.
Ahlak masasındayken birkaç kez başını beladan kurtarmıştım.
Couple of'em even helped me close a case.
İki tanesi dava kapatmama yardımcı oldu.
Here's why : My Far East sources- - the same ones that helped us with the Chinese satellite situation a couple years back- - tell me that there's classified Intel that in the summer of 1940 the Japanese government was secretly developing Fugo here on Oahu, with a planned launch coinciding with the bombing of Pearl Harbor.
İki sene önce Çin uydusu olayında yardım aldığım Uzakdoğulu kaynaklarıma göre 1940 Yaz'ında Japon hükümetinin Pearl Harbor'a misilleme olarak Fugo'yu Oahu'da uygulamasına dair gizli bilgiler varmış.
It's helped me through some dark times, and... What?
Zor zamanlarımı aşmamda bana yardım etti ve...
On my second time, you let everyone that helped out with your research paper pass.
İkinci denememde herkesin tezinize yardım etmesine izin verdiniz.
After all, she helped you do the research.
Ne de olsa, araştırmanıza yardım etmişti.
I helped write that handbook, ma'am, and I can tell you we did not have your interpretation in mind.
O kitabın yazılmasına yardım etmiştim hanımefendi ve size söyleyebilirim ki düşüncelerimizde sizin yorumlamanız yoktu.
He really helped Alex out. I know that.
Alex'e gerçekten çok yardım ettiğini biliyorum.
I fascinate ; this cannot be helped.
İnsanları etkiliyorum, elimde değil.
After all I've done for you, granting you access to my home, my resources, my protection. I even looked the other way while you helped rogue pilots steal my cure.
358 00 : 23 : 31,631 - - 00 : 23 : 33,631 Yozlaşmış pilotların, tedavimi çalmalarına yardım ederken bile kafamı çevirdim.
He helped save millions of lives.
Milyonlarca hayat kurtarmaya yardım etti.
Representing your regions, you helped bring people together, one nation under God.
Bölgelerinizi temsil ederek insanları bir araya getirmeye yardım ettiniz. Allah katında tek bir millet.
It's also helped me with my stubborn tummy fat.
Göbeğimi eritmemde de yardımcı oluyor.
And he shot Big Fish in defense of my boyfriend, who, by the way, helped bury Big Fish's body.
Erkeğimi korumak için Big Fish'i öldürdü ayrıca erkeğim cesedi gömmesine yardım etti.
So Destiny helped me get him into Pablo's car.
Ve Destiny onu Pablo'nun arabasına bindirmekte bana yardım etti.
You never could find anyone selling Lucky U, but you sure as hell helped me take down a lot of Utopium dealers, huh?
Lucky U satan kimseyi bulamadın ama bana Utopium satıcılarını yakalamak için olabildiğince yardım ettin, değil mi?
He helped me make a lot of Utopium busts.
Bir sürü Utopium satıcısı yakalamama yardım etmişti.
Agent Knox reported that Lobos anticipated the hit on the caravan and that the men that helped him to escape knew where to find the GPS tracker.
Ajan Knox, Lobos'un karavana saldırıyı beklediğini söylüyor. Ve kaçmasına yardım eden adamlar da GPS cihazının nerede olduğunu biliyorlarmış.
Whoever helped escape Lobos had a history with him.
Lobos'un kaçmasına yardım eden kişinin onunla önceden bir bağlantısı varmış.
You know he thinks you helped St. Patrick to escape Lobos.
St. Patrick'in Lobos'u kaçırması için yardım ettiğini düşünüyor.
My brother, he... - he helped me.
Kardeşim, o bana yardım etti.
I helped him exercise.
Ben çok şanslıyım çünkü spor yapmama gerek yok.