His wife left him Çeviri Türkçe
174 parallel translation
And his wife left him.
Sonra karısı onu terk etti.
Maybe his wife left him.
Belki de karısı terk etmiştir.
His wife left him.
Karısı terk etti.
I met him, we went to sign the papers, we had lunch, he told me his wife left him...
Onunla buluştuk, kâğıtları imzalamaya gittik. Öğle yemeği yedik, karısının onu terk ettiğini söyledi.
- His wife left him because of you. - What?
- Karısı senin yüzünden onu terk etmiş.
It's a month ago now that his wife left him.
Karısı vefat edeli bir ay oldu.
His wife left him and everyone said " Give him some time.
Karısı onu terk etti ve herkes " Ona biraz zaman verin.
His wife left him.
Karısı onu terk etti.
His wife left him.
Karısı terk etmiş.
composed when, one night, his wife left him to embrace death.
"Acıların Mezarlığı" eserini hatırlıyordu.
Lloyd, sweetheart, his wife left him this morning.
- Lloyd tatlım.. Bu sabah karısı onu terk etti..
His wife left him a year later.
Karısı da onu bir yıl sonra terk etmiş.
That's why his wife left him.
Bu yüzden karısı onu terk etti.
If his wife left him, it's not official.
Karısı onu bırakmışsa bile bu resmi olmamış.
His wife left him for a geologist.
Karısı onu terketti ve bir jeologa kaçtı.
But it's been a year since his wife left him.
Ama karısı onu terkedeli bir sene oldu.
His wife left him, too.
Üstelik karısı da terk etti.
his wife left him, but he doesn't care.
karısı O'nu terk etti, ama umurunda değil.
His wife left him. She did the runner.
Karısı onu terketti.
But it can't be put before the wimp who cries because his wife left him? Politicians will drop everything to defend their image.
Ama karısı kendisini terk ettiği için, bütün gün boyunca ağlayan, yılışık bir kılıbıktan daha önemli değil, öyle mi?
His wife left him a year ago.
Yaklaşık bir yıl önce karısı onu terk etti, gece çalışıyor.
- His wife left him a bitter loner.
- Evet. Karısı onu terk edince kadınlardan nefret eden, yalnız bir adam olmuş.
... since his wife left him, and he has headaches...
Karısı onu terkettiğinden beri sorunları var.
His wife left him so fast his head spun.
Karısı onu terk ettikten sonra kafayı yedi.
- His wife left him.
- Karısı terk etti.
Even his wife left him.
Tamamen vazifesini yapıyordu.
Now, if he called his wife long distance on the day she left, after she arrived in Merritsville, why did she write a card to him saying that she'd arrived in Merritsville?
Karısını evden ayrıldığı gün, Merritsville'e vardıktan sonra başka bir şehirden aradıysa, kadın neden oraya vardığını söyleyen bir kart yazdı?
He has his old energy back, he's quite popular socially, and his wife has left him.
Eski enerjisini geri kazandı, Herkes tarafından oldukça seviliyor, ve karısı onu terk etti.
Ask him the name of the funeral parlor where he left his wife.
Karısını bıraktığı cenaze töreni salonunun adını öğren.
His wife had run out on him, so this child, who was with a foster family, was left all alone.
Karısıda onun yanına kaçmıştı..... bu çocukta başka bir ailenin yanında kalıyordu.
I left the black man here but his wife buried him.
Zenciyi burada bırakmıştım ama karısı onu çoktan gömmüş.
His wife probably left him a long time ago.
Herhalde karısı onu uzun zaman önce terk etmiştir.
Dr. Lewin left a note asking his wife Carol to please forgive him.
Dr Lewin, karısından af dilediği bir not bıraktı.
His first wife left him, too. Ages ago.
Yıllar önce ilk karısı da öyle yapmış.
And then I remembered that Lord Edgware had told me himself in a tone of bitterness, that his wife had left him hoping to marry, and I quote, "Some actor."
Sonra birden anımsadım. Lord Edgware kendisi bana öfke dolu bir sesle karısının kendisini, onun kendi ifadesiyle, "bir aktör" le evlenmek umuduyla terk ettiğini söylemişti.
His second wife left him, and hides in youth hostel.
İkinci karısı onu bırakıp gitmiş, bitişikteki gençlik pansiyonunda kalıyor.
That's what his wife did, left him.
Karısı öyle yaptı, gitti.
He would have left his wife for me if I wanted him to.
İsteseydim karısını terk edecekti.
If Arthur ever left his wife and I actually met him, I am sure that you and I would drift apart.
Eğer Arthur karısını terk ederse ve ben onunla tanışırsam o zaman kesinlikle seninle ben ayrılırız.
He'd sewn him uр in what was left of his wife's corрse.
Karısından kalanın içine oğlunu koyup dikmiş.
They whisked him upstairs, but they left his wife there for the taking.
Onu yukarı aldılar ama karısı aşağıda kaldı.
And you went to the Plaza with him the day he left his wife.
Ve onunla Plaza'ya gittiniz karısından ayrıldığı gün.
he left this city. His wife always obeys him.
Karısı da hep onunla gider.
A patient of Helen's, an Israeli... who had come to her, depressed that his wife had left him... captured Helen's heart. "
Helen'in karısı tarafından terk edilmiş... İsrailli bir hastası onun kalbini... çaldı. "
They were such a close-knit family, but his wife and child left him.
Birbirlerine bağIı bir aileydiler, ama karısı ve çocuğu onu terk etti.
Give it time : his wife has left him, but don't rush in.
O'na zaman tanıyın : karısı terk etti, ama acele etmeyin.
- And his wife's left him.
- Karısı onu teretti.
I'm gonna tell his wife we left him.
Karısına onu bıraktığımızı söyleyelim.
His Japanese wife left him on Christmas Day.
Japon karısı onu Noel günü terk etmişti.
His wife even left him because he's lost it.
Karısı bile deli diye onu terk etti.
It was the distinguished gentlemen from Iowa. His wife had recently left him and we just talked.
lowa'dan bir beyefendiydi, eşi onu yeni terketmişti, ve biz sadece konuştuk.
his wife 438
his wife died 20
his watch 21
his words 65
his work 33
his what 76
his wallet 24
his whole life 20
his word 19
his wife died 20
his watch 21
his words 65
his work 33
his what 76
his wallet 24
his whole life 20
his word 19