Homework Çeviri Türkçe
5,537 parallel translation
Getting homework done?
Ödevlerini bitirdin mi?
Geez, Rick, in the time it took you to make this thing, couldn't you have just, you know, helped me with my homework?
Tanrım, Rick, buna harcadığın vakitle bana ödevlerimde yardımcı olamaz mıydın?
Homework is stupid.
Ödev aptalca bir şey.
I'm here for homework.
Ev ödevi için gelmiştim.
Let's do homework.
Ödevimizi yapalım.
We have to decide what we're each gonna make for our pastry school homework.
İkimiz de pasta okulu ödevimize karar vermeliyiz.
Okay, well, I told Deke I'd help him with his homework, so you can hang out with us.
Pekâlâ, Deke'e ödevine yardım edeceğimi söyledim sen de bizimle takılabilirsin.
Okay, so as far as my dessert homework goes...
- Pekâlâ tatlı ödevim konusunda...
I was going to, but then Deke asked me not to until he handed in his homework.
Söyleyecektim, ama Deke ödevini teslim etmeden söylemememi istedi.
Hey, dad. I have homework.
Ödevlerim var.
Nate gave me some homework.
Nate bana biraz iş vermişti.
- Homework.
- Ödev yapmaya.
What about your homework?
Ödevin ne olacak?
I just, uh, found this, this homework that Stevie did that day.
Ben bunu buldum da. Stevie'nin o gün yaptığı ev ödevi.
Go get your homework, man.
Git ödevini getir.
- Did you do your homework?
- Ödevinizi yaptınız mı? - Hayır.
So tomorrow, when they return, instead of swimming or other things they like to do, - They will finish their homework, okay? - Yes.
Yarın eve gelip yüzmek ve yapmak istedikleri şeyleri yapmak yerine ev işlerini yapacaklar değil mi?
Did you do your homework?
- Ödevini yaptın mı?
Whoa, whoa, whoa! Hey, honey, how's the math homework coming?
Tatlım, matematik ödevin ne durumda?
Dad, can you help me with my homework?
Baba, bana ödevimde yardım edebilir misin?
Smitty did all the homework and lined it up for us.
Smitty ödevini çalıştı ve bizi buraya getirdi.
CARL : Why do you do your homework and know what you're doing?
Neden ödevine çalışıp, ne yaptığını iyi bilirsin ki?
I'm just trying to get some homework done.
Birkaç ödevimi bitirmeye çalışıyorum.
Those assholes give you homework now?
O bok çuvalları şimdi sana ev ödevi mi veriyor?
Your life is about homework, dances, parties.
Senin hayatın ödevler, danslar ve partilerden ibaret.
I don't need you to tell me to do my homework.
- Yapacak ödevlerin var.
A bit old for homework, aren't you? It's never too late to perfect new ways of boring one's students. Well.
Ödev yapmak için biraz yaşlı değil misin?
I was the one who wiped your nose, and made you brush your teeth and do your homework, or washed your dirty underwear.
Burnunu silen, sana dişlerini fırçalattıran ödevlerini yaptırtan, kirli iç çamaşırlarını yıkayan bendim. Ben.
Many students have tried to convince me... they've done their homework.
Öğrencilerim beni ödevlerini yaptıklarına inandırmaya çalışır.
I got homework.
Ödevim var.
You see, I did my homework on this man.
Görüyorsunuz, bu adamla ilgili ödevimi yaptım.
- so do you have homework?
- Ödev verdiler mi?
Emilio, you never have homework.
Emilio, hiç ödev yapmıyorsun.
I see you did your homework.
Bakıyorum da ödevine iyi çalışmışsın.
So, listen, I'm done with homework and set with finals, so I was just gonna take a little drive with some friends if that was okay with you.
Ödevlerimi yaptım ve finallere çalıştım. Arkadaşlarla arabayla gezintiye çıkacağım. Senin için de uygunsa tabii?
Are we doing our homework, Elsa?
Ödevimizi yapıyor muyuz Elsa?
Doing our homework.
Tabiki yapıyorum.
I, uh, end up doing all my children's homework for them, and yet somehow they still get B's.
Ben çocuklarımın bütün ödevlerini onların yerine bitiriyorum ve hala nasıl oluyorsa B alıyorlar.
All right, I want you to come straight home and start your homework and
Direkt eve gel ve ödevlerine başla.
Well, it's not... it's not like he's a baby, I mean, he's just probably gonna sit quietly and do his homework, he's... he's really easy.
Bebek değil sonuçta. Sessizce oturup ödevini yapacaktır. Çok usludur.
You go where I go, you do what I say, get your homework done somewhere along the way, But most importantly, you DON'T annoy me, I'm not happy when I'm annoyed.
Nereye gidersem geleceksin, ne dersem yapacaksın ödevleri yolumuzun üstünde bir yerde halledeceksin ve en önemlisi beni rahatsız etmeyeceksin.
All right, let's go, I'm gonna make dinner, you can do homework.
Hadi gidelim. Ben yemeği hazırlarken sen de ödevini yaparsın.
He's fed, the homework's checked, I've done my job, I'm takin'a break.
Yemeğini yedi, ödevi kontrol edildi. İşimi yaptım, şimdi dinlenme zamanı.
- That's fine, kid's gotta do homework.
- Bir şey olmaz, çocuğun ödevi var.
- Hey, ya got a lot of homework?
- Çok ödevin var mı? - Resim ve matematik sadece.
I have homework.
Ödevlerim var.
Uh, why don't you let Grandma go get you a snack and go finish your homework?
Neden büyük annenden sana atıştırmalık bir şeyler hazırlamasını istemiyorsun sonra da ödevlerini bitirirsin.
I'll get him started on homework and get Kayla from piano.
Hayır, hayır, hayır. Ona ödevlerini ben yaptırırım Kayla'yı da piano dersinden alırım.
They're upstairs doing their homework.
Yukarıdalar, ödevlerini yapıyorlar.
I've done my homework.
Dersimi çalışıp geldim.
Come on, Bobby, let's start your homework.
Git ödevini yap.