Homies Çeviri Türkçe
272 parallel translation
The homies can't see me haul them around.
Millet beni kitap taşırken görsün istemiyorum.
Homies, I'll be back in a sec.
Kankiler, bir saniye içerisinde buradayım.
Homies?
Kankiler mi?
Way to go, homies.
Aferin, çocuklar.
I'm calling some of my homies.
Hemen, birkaç dostumu arıyorum.
I get that kinda cash, I'm splitting it up with my homies and my homette.
Elime böyle bir para geçtiğinde erkek ve kız kardeşlerimle bölüşeceğim.
I will give my life right then I will spend all my time with them day and night my homies.
O an canimi verecegim gündüz ve gece arkadaslarimla tüm zamanimi harcayacak
I will give my life right then I will spend all my time with them day and night my homies.
o an canimi verecegim gündüz ve gece arkadaslarimla tüm zamanimi harcayacak
Check it out, homies.
Şuna bakın adamım.
Check out the new view, homies!
Yeni manzaramıza bakın beyler!
- Cale, homies.
- Gelin beyler.
So if I was you, I'd take my homies out, say 9pm, for some chocolate Moolies or whatever it is you drink, till about 11, bet?
Yerinde olsaydım dokuzda dışarı çıkar ve onbire kadar biraz Moos'lu süt içerdim. Anladın mı?
What do you think your homies will tell him?
Sence dostlarına ne diyecekler?
You know, the Rolling with the Homies?
Hani, "Rollin'with the Homies".
- What? Man, I thought we was homies, man. I'm just askin'.
Dostum, kanka olduğumuzu sanıyordum.
I'm staying with some homies now.
Birkaç kardeşle kalıyorum.
You didn't bring no homies?
Arkadaşlarını getirmedin mi?
- I will not let my homies down.
- Kankalarımı hayal kırıklığına uğratmak istemem.
- Your homies are going to love that.
- Kankaların bunu sevecekler.
Hey, this one to all my dead homies, you know what I'm sayin'?
Hey, bunların hepsi benim ev yapımı şeylerim? Ne söylediğimin farkındamısın?
- You been hangin'with the homies in the hood for a while now.
- Mahalledeki adamlarla bayağıdır takılıyorsun.
By standing'my ground and havin'my homies watch my back.
Ayaklarımın üzerinde kalarak ve arkadaşlarımın desteği ile.
That's more than I can say for half the homies in the hood.
Bu mahale'de öyle cok insan bulamasın.
I grew up here. The Giants are my homies.
Giants taraftarları benim hemşerilerim.
My homies call me Smooth.
Dostlarım bana Çapkın der.
Your homies call you Smooth.
Dostların sana Çapkın der demek.
I'd rather be with my homies.
- Çetemle takılmak istiyordum.
The homies are just killing each other.
Çetesi birbirini öldürüyor.
Now, I done buried a lot of homies but my boy, D, was like a brother to me.
Bir sürü dostumu kaybetmiştim ama dostum D benim kardeşim gibiydi.
There's a posse of eight homies just sitting in front of their crib, they're just... chilling on the porch playing some fresh jams.
Sekiz gıcık herif evlerinin önünde oturmuş. Kapının önünde takılıyorlar, müzik dinliyorlar.
Who wants to hang with his homies when he can be with a honey?
Bir bayanla vakit geçirmek varken kim erkeklerle takılmak ister?
I thought we was homies.
Kardeşiz sanıyordum.
Yo, yo, yo. What's up, homies?
Ben kötüyüm, kötü Mormonum.
The homies, the Muslims, the Aryans.
Arkadaşları-Müslümanlar, Aryanlar.
One for me... and one for my homies.
Bir tane benim için... ve bir tane de.
'Don't you mess with my homies,'and all that gangsta rap crap, thinking they can get away with anything because they're so bad.
"Arkadaşıma bulaşma" gibi gangster zırvaları işte. Çok kötü oldukları için yaptıkları her şey yanlarına kalacak sanıyorlar.
You know, a lot of my homies didn't make it to the party.
Pek çok dostum partiye gelemedi.
I like to be close to my homies at Zabar's.
Zabar süpermarketindeki dostlarıma yakın olmak istiyorum.
Come on, it ain't no fun if the homies can't see nothin'.
Haydi, eğer evdekiler göremezse, eğlenceli olmaz.
- Good afternoon, homies.
- İyi akşamlar dostlar.
We're both homies. All of us here.
Biz ahbap sayılırız.
Homies!
Beyler!
Keep it real, homies.
Sıkı basın, moruklar.
Now, I know we're all gonna be homies... but I do believe in the golden rule... and that is, he who has the gold card makes the rules.
Şimdi, hepimizin arkadaş olacağına inanıyorum fakat herkese iyilik etme kuralına inanıyorum ve diğer bir deyişle, altın kart kimdeyse, kuralları da o koyar.
I got some tens from my Mexican homies.
MeksikaIı ahbapIardan jant aIdım.
- Y'all watch my bike, homies.
- BisikIetime göz kuIak oIun.
Nobody's got sympathy for you or your homies.
Kimse sana ve arkadaŞIarına acımaz.
But if we whip his ass he'll come back with his homies and shoot me, my girl and my baby.
Eğer onu döversem... arkadaŞIarıyIa geri geIip beni, kadınımı ve oğIumu öIdürür.
What up, homies?
N'aber çocuklar?
This right here's going out to my homies at The Wash,'cause I know they're getting their wash on!
Bu parça Oto Yıkama'daki bütün dostlarıma geliyor çünkü biliyorum araba yıkamaya koyuluyorlar, adamım!
Rolling with the homies
Tai.