Honeypot Çeviri Türkçe
59 parallel translation
My frozen honeypot.
Donmuş bal kavanozum.
I think we hit the honeypot.
12'den vurduk.
- Clean as a virgin's honeypot, huh?
- Bozulmamış bir bal çömleği kadar temiz, huh?
When they start talking about the honeypot, I got dibs on the sink.
Bal teknesinden söz ederlerse şuracıkta düşüp bayılırım yalnız.
When I do bust Istvan Vogel, then Jools and Harry and all of you will be buzzing round the honeypot.
Istvan Vogel'i enselediğimde Jools, Harry ve hepiniz küçük dilinizi yutacaksınız.
For the DEA, you ain't nothing but a honeypot. What'd you just say?
- Narkotik için sadece fıstığın tekisin.
RIPLEY detected this particular terrorist cell through one of her honeypot sites.
RIPLEY bu terörist hücrelerini saptadı eğlence sitelerinden birinde
We should bump the money in the honeypot games.
Parayı cazip gelen oyunlara vurmalıyız.
Easy there, honeypot.
- Orada dur bal küpü.
Well, there's false flags, dead-drops, drop-outs, cut-outs active doubles, passive doubles, dangled moles the often under-appreciated honeypot?
Sahte bayraklar, atılmış paketler, sinyal yitimleri kesintiler, aktif dublörler, pasif dublörler, köstebekler sıklıkla değeri bilinmeyen aşk tuzakları?
Why don't you come home, honeypot?
Neden eve gelmiyorsun bir tanem?
Holy honeypot.
Aman tanrım!
I just squinted and told myself it was Winnie the pooh reaching for a honeypot.
Gözlerimi kıstım ve kendime dedim ki Winnie the Pooh bal küpüne uzanmaya çalışıyor.
- Come on, you honeypot.
Gel bakalım, bal kavanozu.
Like bees round a honeypot over her dead body.
Ölü bedenin çevresindeki arılar gibisiniz.
Look, you being you, you have certain needs and I don't expect you to holster your honeypot.
Kendine Şöyle Bir Bak, Karşılaman Gereken İhtiyaçların Var.. ve senden çekiciliğine silah çekmeni istemiyorum..
Thought anything involving his dick and my honeypot would be the easy part.
- Sorma. Onun çüküyle benim bal kutumun en kolay kısım olduğu bir şey düşünemezdim.
It's a honeypot.
Bu bir tuzak.
To set this up, to bust the con artist, we need to make the honeypot to attract the bees.
Bunu ayarlamak için, sahtekarı yakalamak için arıları çekecek bir kovan yapmalıyız.
Get your hand out of his honeypot and get over here.
Elini onun bal küpünden çek. Hemen gel.
Nothing like a good old-fashioned honeypot.
İyi bir eski tarz aşk tuzağı gibisi yoktur.
- Honeypot, this is Fierce Eagle. - What?
- Bal küpü, benim vahşi kartal.
- Honeypot and Fierce Eagle.
- Bal küpü ve vahşi kartal.
Honeypot.
Bal küpü.
Honeypot, I'm coming!
Bal küpüm geliyorum!
Honeypot!
Bal küpüm!
But, Honeypot, that is barbaric.
Ama bal küpüm bu çok barbarca!
Mr Curry, I am not your Honeypot. I never was.
- Bay Curry sizin bal küpünüz falan değilim.
It's honeypot.
Balküpü tuzağı olacak.
- He's said a lot of stupid shit in the last ten minutes, but for reals, you did honeypot him.
- Son on dakikadır pek çok aptalca zırvalık anlattı, ama gerçekten. onu bal tuzağına düşürdün.
"honeypot bombshell..."
"sürprizi görmek istiyor olabilirsiniz..."
You the honeypot, though, ain't you?
Sen bal küpüsün, yoksa değil misin?
You the honeypot, though, ain't you?
- Sen de sonuçta aşk tuzağısın, değil mi?
I can't see the honeypot!
Bal kutusunu göremiyorum!
Honeypot, right!
Bal kutusu, doğru!
You fell into the honeypot, kid.
Kazana düştünüz oğlum.
He says we fell in the honeypot.
Kazana düştünüz diyor.
and throughout all that time, through danger and peril and blood, the greatest threat he faced, the one enemy who may ultimately have been his undoing, was, you know, someone I once heard him refer to as Lady Honeypot.
Ve tüm bu zaman boyunca, tehdit, tehlike ve kan arasında en büyük düşmanıyla yüzleşti. Ona yıkım getiren tek düşmanı. Bir keresinde ona Leydi Hopeypot dediğini duymuştum.
Yeah, I'm sorry, honeypot.
Özür dilerim tatlım.
We've air-gapped your private network, implemented a honeypot, reconfigured all the firewalls
Özel ağınızı güvensiz ağlardan uzaklaştırıp bir balküpü kurarak tüm güvenlik duvarınızı yeniden yapılandırdık.
- A honeypot, for what?
- Balküpü mü? Ne için?
I know we checked it out, but if there's even a chance the hackers are still in the network, the honeypot will ensure that they can't cause any damage.
CS30. Zaten kontrol ettirdiğimizi biliyorum ama hâlâ korsanların ağda olduğuna dair bir şans varsa balküpü zarar verememelerini sağlayacak.
And that's when we discovered that he turned your infected server into a honeypot.
O zaman senin virüslü sunucunu bir balküpüne çevirdiğini anladık.
- I'll find a way to remove the honeypot.
- Balküpünü kaldırmanın bir yolunu bulacağım.
- Until 16 seconds ago, you were not aware there was a honeypot.
- 16 saniye önce balküpü olduğundan bile habersizdin.
You know you could have told us about the honeypot weeks ago.
Bize balküpünden haftalar önce bahsedebilirdin.
Honeypot service order, shit.
Balküpü servis emri. Siktir.
In 43 hours, exactly, our server will no longer be a honeypot.
Tam olarak 43 saat sonra sunucumuz balküpü olmaktan çıkacak.
We've implemented a honeypot, CS30.
Bir balküpü kurduk, CS30.
Grew up in a honeypot, did you?
Balla mı büyüdün sen?
That's the honeypot.
Bir aşk tuzağı. Nasıl yuttun bunu?