Hot tub Çeviri Türkçe
960 parallel translation
Come on old fellow we'd better get you out of these wet clothes and into a hot tub before he takes a death of cold.
Hadi eski dostum seni bu ıslak kıyafetlerden çıkarsak ve soğuktan ölmeden sıcak bir küvete soksak iyi olacak.
She's soaking in a hot tub to quiet her nerves.
Sıcak küvette sinirlerini gevşetiyor.
We'll wait till she's through soaking in the hot tub... then I'm gonna inquire if she's acquainted with the Napoleonic Code.
Küvette işi bittiğinde,.. ... "Napolyon Yasasından" haberi var mı, bir sorarım! Stanley!
Jesus, it's like a hot tub in here.
Tanrım, jakuzi gibi.
- Like sitting in a hot tub?
Heyecanlı ve şey... Kaynar suyun altında olmak gibi mi?
Maybe I'll go up and have a hot tub, soak for a while.
Belki de gidip sıcak bir banyo yapsam iyi olacak.
Come on, we'll get you into a nice hot tub.
Gel, Sıcak bir banyo al.
And I must jump into a hot tub!
Sıcak bir banyo yapayım.
- l think I'll soak in a hot tub.
- Ben sıcak banyoya dalacağım, sanırım.
I can do with a hot tub.
Sıcak bir banyo yapabilirim.
Listen, when I come back, you tell me where I can find a nice hot tub and two foals with two legs.
Dinle, geriye döndüğümde, şöyle sıcak bir banyo ve iki ayaklı piliç nerede bulacağımı bana söyleyeceksin.
Right now, I plan to take a hot tub and soak myself.
Şu an, sıcak su dolu bir küvetin içinde dinlenmeyi planlıyorum.
Well, this place puts pigs in a hot tub
Bu yer domuzları jakuziye koyuyor ve
You met her in a hot tub, right?
Onunla jakuzide tanışmıştın, değil mi?
- Yeah, I had the pledges install a hot tub.
- Evet, küvet yaptırmaya yemin etmiştim.
- You really have a hot tub?
- Gerçekten banyo küvetin var mı?
Get a bunch of people in a hot tub, who knows what'll happen?
Birkaç kişiyi sıcak bir küvete koy, ne olacağı hiç belli olmaz.
You must try Rudy's hot tub, darling.
- Rudy'nin ateşli küvetini düşün, hayatım.
Try Rudy's hot tub anyway.
Rudy'nin ateşli küvetini mutlaka deneyin.
We need to see the hot tub and sauna, Come on.
Sıcak su havuzunu ve saunayıda görmelisiniz, hadi.
- The one with the hot tub.
- Jakuzili olan.
Come on, everybody. It's hot tub time!
Jakuzi zamanı!
Now get out of your clothes and get into the hot tub... - or get the hell out!
Şimdi derhal soyunup jakuziye girin ya da buradan def olup gidin!
Can I use the hot tub later?
Sonra Jakuziyi kullanabilir miyim peki?
When did you put in a hot tub? - I didn't put in a hot tub.
Ne zaman bir hot tub'a girdiniz?
- She said you put in a hot tub.
- Hot tub'a girmedim. - Kuzenim girdiğinizi söyledi.
I had a hot tub when I was at the motel. Oh, that must be it.
Moteldeyken bir hot tub vardı.
So we'll go another year without a hot tub.
Bir sene daha jakuzisiz dururuz.
So, who in the hell needs a hot tub?
Jakuzi olması şart mı yani?
Not even some stupid hot tub.
Hele de aptal bir jakuzi.
So, that means you can make room for that hot tub.
Yani anlayacağın o jakuziye yer açabilirsin.
I don't want the damn hot tub, really.
Kahrolası jakuziyi de istemiyorum, gerçekten.
From the hot tub's drain.
Bu küvetin giderinden.
That's Chrissy in a hot tub.
Jakuzideki Chrissy.
In a slightly too-hot hot tub.
Maddie. Bu konuştuklarımız...
Got a hot tub in there!
- Burada bir jakuzi var!
Clean, as if he come out of a hot tub.
Banyodan çıkmış gibi temiz.
Hey, Hot Tub Girls is on.
Hey, Jakuzi Kızları çıktı.
- I'm going home and getting in a hot tub.
Hayır. Eve gidip, banyoda sıcak kuvete gömüleceğim.
I've a miserable attack of gout, undoubtedly a punishment for being intemperate, and I'm eager to return to my tub of hot water.
Şüphesiz, taşkınlığımdan dolayı... bir ceza olsa gerek, ayaklarımdaki sancılar arttı. Ve sıcak su dolu küvetime dönme arzusundayım.
Pretty soon now, I'm gonna take myself a nice, hot-tub bath.
Yakında küvette sıcak banyo yapacağım.
Why didn't they ask me to build a bath tub with nice hot water?
Neden sıcak suyla banyo yapmamı istemediler?
Put some more hot water in that tub.
O küvete biraz daha sıcak su koy.
Two years instead of two-days. Sure would like to soak in a hot Tub.
Sıcak bir banyo için neler vermezdim!
Have yourself a hot-tub party. - What?
- Sıcak küvet partisi ver.
We're going straight to the hot-tub club.
Doğruca Hot-Tub Club'a gideceğiz.
Get a tail on that hot-tub guy, would you?
Şu küvetçi herifin peşine bir adam takın, oldu mu?
Jamie Cory, she come here one day saying this hot-tub guy beat her up.
Jamie Cory, bir gün buraya geldi ve şu hamamcı herifin onu dövdüğünü söyledi.
Well, the hot-tub guy says she came down here and you beat her up.
Peki ama o hamamcı adam da buraya gelince, senin onu dövdüğünü söylüyor.
Struck out with the hot-tub guy.
Küvetçi herifle uyuşmadı.
... He's in the hot tub.
- Şu anda küvette.