How'd he do that Çeviri Türkçe
102 parallel translation
How'd he do that?
Bunu nasıl yaptı?
- How'd he do that?
- Nasıl olmuş?
- How do I explain it to him? That I was afraid he'd make a pass at my wife so we got him a chippy?
Karıma asılmasından korktuğum için ucuz bir kadın getirdiğimizi ona nasıl açıklayacağız peki?
- Hey, how'd he do that?
Hey bunu nasıl yaptı?
How is it that we knew he'd do something like that?
Böyle bir şey yapacağını nasıl bu kadar iyi biliyorduk?
- How'd he do that?
- Nasıl yaptı bunu?
How do you think he'd react to a son that had a limp wrist with a pulse?
Nabzı atan yumuşak bir bileği olan oğluna nasıl tepki vereceğini sanıyorsun?
- How'd he do that?
- Bunu nasıl yapmış?
- Hey, yo, how'd he do that?
- Hey, bunu nasıl yaptın?
How'd you do that? He went north.
- Bunu nasıl yaptınız?
How'd he do that?
Nasıl yaptı bunu?
- How`d he do that?
- Nasıl yapıyor?
How'd he do that?
Bunu nasıl yapabilir ki?
How'd he do that?
bunu nasıl yaptı?
How'd he do that thing with the gun?
Silaha o numarayı nasıl yaptı?
- How'd he do that?
- Bunu nasıl yaptı?
"Dulles had talked about liberation, but Eisenhower insisted that he do so, that when he did so he'd couple it with, by peaceful means, and so it is not at all obvious how liberation in the sense of rollback could be achieved merely by peaceful means."
" Dulles özgürlük hakkında konuştu ama Eisenhower öyle yapmasında ısrar etmişti bu sayede bu işi barışçıl yollarla ilişkilendirebilecekti ve aynı zamanda özgürlüğün, Sovyetleri etkisizleştirme babında barışçıl yollarla nasıl elde edilebileceği pek de açık değildi.
He asked how many guys she'd do that night.
Ona bu gece daha kaç erkekle bunu yapacağını sordu.
How'd he do that?
Nasıl yaptı onu?
- How'd he do that?
- Bunu nasıl becerebildi?
- How'd he do that? - Thank you.
Teşekkürler.
How'd he do that?
Bunu nasıl yapmış?
How'd he do that?
Nasıl yapmış?
How'd he do that?
- Bunu nasıl yapar?
How'd he do that?
Bunu nasıl becerdi? .
No "Wow, how'd he do that?" No screaming in terror?
"Vay be bunu nasıl yaptın" demek yok mu? Dehşet içinde çığlıklar atmak yok mu?
I would also point out that he did save the day without ever resorting to violence. How'd you do?
Ayrıca bir noktaya parmak basmak isterim ki tüm günü herhangi bir şekilde şiddete başvurmadan geçirdi.
- How'd he do that?
Bunu nasıl yaptı?
( Kirby ) How'd he do that?
Bunu nasıl yaptı?
Wow, you got him down. How'd he do that?
Wow, onu aşağı indirdin Nasıl yaptı?
How'd you know he'd do that?
bunu yapacağını nerden biliyordunuz?
How'd he do that?
Yaşasın.
How'd he do that?
Nasıl yapmış bunu?
You know, I never thought I'd agree with my father but now I'm starting to remember about how he use to go on about how you nurture them, and then you raise them and you teach them the best that you can and all they do is break your hearts.
Biliyorsun, babamla aynı fikirde olacağım hiç aklıma gelmezdi ama hep söylendiği hatırlıyorum, onları beslersin, sonra büyütürsün, sonra da onlara öğretebileceğinin en iyisini öğretirsin ve yaptıkları tek şey seni üzmek olur.
Say he ran away, right, across state line to a friend's house do you know how much trouble that friend would be in?
Diyelim evden kaçıp arkadaşının evine gitmek için eyalet dışına çıktı. Sence arkadaşının başı ne kadar derttedir.
But as we would walk around campus and he'd go on about how the swift was my bird, the onyx was my stone, I finally asked him why he kept doing that and do you know what he said?
Ama ne zaman kampüste dolaşmaya çıksak beni anlatan kuşun kırlangıç, taşın akik olduğunu söylemeye devam edince dayanamayıp neden böyle yaptığını sordum, ne cevap verse dersin?
- How'd he do that?
- Bunu nasıl başardı?
How'd he do that?
Nasıl yaptın?
How'd you do that, old man? He didn't activate your collar.
Nasıl yaptın bunu yaşlı adam?
How'd he do that?
Bu nasıl olmuş?
How'd he do that?
- Nasıl yapmış?
Great letter. Says that he'd do it, when he'd do it and how he'd do it. Okay.
Onun, ne zaman ve nasıl yaptığını anlatan güzel bir mektup.
Damn, how'd he do that?
Lanet olsun. Nasıl yaptı bunu?
How'd he do that?
Nasıl yaptı ki?
He'd have to have a knowledge about how to do something like that, without being seen.
Böyle bir şeyi görünmeden nasıl yapacağını biliyor.
Okay, how'd he do that?
Tamam, bunu nasıl yapabildi?
Now, that'd get me what I need, but how do we get Vector so panicked that he's forced to call Firestone?
İhtiyacım olanı aldım ama Vector'u, nasıl Firestone'u aratacak kadar panikleteceğiz?
- How'd he do that?
- Bunu nasıl yapabildi?
How'd the hell he do that?
- Nasıl yaptı bunu?
How'd he do that?
Nasıl yaptı ki bunu?
How'd he do that?
Peki nasıl ikna etmiş?
how'd he die 32
how'd he take it 29
do that 435
do that for me 24
do that again 97
how'd you sleep 96
how'd it go 1007
how'd you get this number 35
how'd you meet 17
how'd you find me 195
how'd he take it 29
do that 435
do that for me 24
do that again 97
how'd you sleep 96
how'd it go 1007
how'd you get this number 35
how'd you meet 17
how'd you find me 195
how'd you guess 32
how'd you get in 55
how'd you two meet 18
how'd you know 362
how'd you get it 45
how'd you find us 47
how'd you 42
how'd you get in here 121
how'd we do 51
how'd it happen 35
how'd you get in 55
how'd you two meet 18
how'd you know 362
how'd you get it 45
how'd you find us 47
how'd you 42
how'd you get in here 121
how'd we do 51
how'd it happen 35