How'd you get it Çeviri Türkçe
264 parallel translation
How'd you get it, Crab?
Nasıl aldın, Crab?
How'd you get away with it?
Nasıl kaçtın?
- How'd you get it then?
- Nereden buldun onu peki?
How'd you get it?
Parayı nasıl aldınız?
Good. If anybody on the field or off the field tries to engage you in conversation as to why you're here, no matter how innocently, I want you to get his name and give it to me and I'll turn it over to the FBI.
Birisi sizinle üste veya üs dışında niye burada olduğunuz hakkında konuşmaya çalışırsa ne kadar masum görünürse görünsün hiçbir önemi yok derhal adını bana vereceksiniz ve ben de derhal FBI'a havale edeceğim.
How'd you get it?
Bunu nereden buldun?
- How'd you get out of it, Mark?
- Nasıl çıktın Mark?
How'd you like to go over and get it?
Gidip getirmeye ne dersin?
How'd you get it?
Nasıl aldın?
- How'd you get it?
- Nasıl oldu?
Sakini, if you could get the people in the village to work together how long do you think it'd take them to rebuild the teahouse?
Sakini, köydekileri birlikte çalıştırabilirsek, çay evi ne kadar sürede biter sence?
How'd you get it?
Kimden aldın?
- How'd you get her to do it?
- Ona bunu nasıl yaptırdın?
Don't quite know how we'd be able to get it away from you.
Onu senden nasıl uzak tutacağımızı hiç bilmiyorum.
You'd be surprised how much fun you can have sober, when you get the hang of it.
Alıştıktan sonra ayıkken de mutlu olunabileceğini bilsen şaşardın.
How'd you get it into the States, smuggle it?
- Nakit.
- How'd you get it?
- İşi nasıl aldın?
How'd you get into it?
Nasıl başladın?
How long do you think it'd take them to get here?
- Oraya varmaları ne kadar sürer?
How'd you get it?
Bunu nasıl anladın?
- How'd you get it to shine so? - What?
- Bunu nasıl parlatıyorsunuz?
How'd you get it?
Nasıl aldınız?
How longs it gonna take you to get everybody out of your hotel?
Herkesi otelinden dışarı çıkarman ne kadar zaman alır?
You know, I know I fouled up that typing test but I do know how to work a manual and if you get any calls for a manual typist I'd appreciate it, you know?
Daktilo sınavını berbat ettiğimi biliyorum ama elimle iyi iş yaparım. El işi gerektiren bir pozisyon olursa buna memnun olurum, anlıyor musun?
How'd you get it?
Nasıl kazandın?
How'd you get it?
Nasıl aldın peki?
Say, how many suits you buy, Flash? I figure I'd better spend some of that money before them'arms'at the Gem Club get a chance to get it back. Four.
- Baksana, kaç takım aldın?
Even if you made it out of the building... how do you expect to get past the guard gate?
Binanın dışına çıkmayı başarsan bile... güvenlik kapısından nasıl geçmeyi umuyorsun?
How'd you get away with it?
Bunu nasıl başarabildin?
How'd you know he'd get it and not me?
Ölenin ben değil o olacağını nereden bildin?
That's how you get in trouble... thinking how nice it'd be to be happy more.
Evet ama, başın işte böyle belaya girer, daha mutlu olsam ne hoş olur diye takarsın.
How'd you get it?
Bunu nasıl aldın.
HOW'D YOU GET IT OPEN?
Kapı.
- How'd you get it that color?
- O renge nasıl getirdin?
How'd you get him to do it?
Bunu yapması için ona ne anlattın?
- How'd you get it?
- Nereden buldun?
Oh... how'd you get it here?
Onu buraya nasıl getirdin?
You know it's funny how you always assumed you'd get the job.
Biliyor musun... bu çok komik, bu işi senin alacağın düşünülüyordu hep.
- How'd it get to you?
Bu eline nasıl geçti?
So how'd you get her to do it?
Ona bunu nasıl yaptırdın?
You would... You'd laugh if you knew how hard it was to get this money.
Biliyor musun... bu parayı nasıI aldığımı bilsen, gülmekten katılırdın.
No matter how often you go out and rob and fuck people over, you always need to get up and do it all over again.
Ne kadar dışarı çıkıp insanları soyup dolandırırsanız dolandırın daima ayılmak, sonrasında tüm bunları tekrarlamak ihtiyacı hissedersiniz.
How'd you get it?
Nereden buldun?
You know, D.V.D.A. Well, it's how I still manage to get work.
Şu anda kasabada aynı anda duble anal ve duble vaginal yapan. tek ben kaldım.
How'd you get it?
Nasıl kaptın?
Hey, Al, how'd you get it?
Al, nasıl kaptın?
If we still had that unit I'd get in it for six hours and think about how I let you down.
Eğer o eğlence köşesi yerinde dursaydı altı saat içinde kalıp seni nasıl yüzüstü bıraktığımı düşünürdüm.
- Channels of the Seattle P.D. How'd you get it?
- Seattle Emniyeti Emir Komutası. Nasıl aldın?
But how did you get it out of there?
Fakat oradan dışarı nasıl çıktın?
- How'd you get out of it?
Çok yorgundum. - Nasıl kurtuldun?
- How'd you get it?
- Bunu nasıl yaptın?
how'd you sleep 96
how'd you get this number 35
how'd you meet 17
how'd you find me 195
how'd you get in 55
how'd you guess 32
how'd you two meet 18
how'd you know 362
how'd you find us 47
how'd you 42
how'd you get this number 35
how'd you meet 17
how'd you find me 195
how'd you get in 55
how'd you guess 32
how'd you two meet 18
how'd you know 362
how'd you find us 47
how'd you 42