How'd you know it was me Çeviri Türkçe
65 parallel translation
- How'd you know it was me?
- Ben olduğumu nereden bildin?
How'd you know it was me?
Benim olduğumu nasıl bildiniz?
How'd you know it was me? In all the years people have been coming here for their friends, I have never met one of their friends.
- İnsanlar yıllardır buraya arkadaşları için gelir ve henüz bir arkadaşla bile tanışmadım.
- How'd you know it was me?
- Ben olduğumu nasıl anladın?
How'd you know it was me?
Beni nasıl tanıdın?
How'd you know it was me?
Benim olduğumu nereden anladın?
How'd you know it was me?
Ben olduğumu nereden anladın?
- How'd you know it was me, Al?
Benim olduğumu nereden bildin Al?
How'd you know it was me?
- Ben olduğumu nasıl anladın?
- How'd you know it was me?
- Ben olduğumu nerden anladın?
- How'd you know it was me?
Ben olduğumu nasıl anladın?
How'd you know it was me?
Benim olduğumu nasıl anladınız?
How'd you know it was me?
Benim olduğumu nasıl bildin?
Damn, how'd you know it was me?
Kahretsin, ben olduğumu nasıl anladın?
How'd you know it was me?
Benim olduğumu nereden bildin?
How'd you know it was me?
Nerden anladın çavuş?
How'd you know it was me?
Benim olduğumu nereden biliyorsun?
How'd you know it was me?
Ben olduğumu nereden bildin?
How'd you know it was me?
Ben olduğumu nasıl anladın?
- How'd you know it was me?
- Benim olduğumu nasıl bildin?
How'd you know it was me?
Sorun yok.
How'd you know it was me?
Beni nasıl tanıyabildin?
How'd you know it was me?
Benim öldürdüğümü nereden anladın?
How'd you know it was me?
Ben olduğumu nasıl bildiniz?
How'd you know it was from me?
Benden olduğunu nasıl anladın?
Look, I don't know how it was for you, on the outside, but people, they used to razz me raw.
Senin için dışarıdaki hayat nasıldı, bilmiyorum ama ben alemin maskarası olmuştum.
- How'd you know it was me, Paul?
- Benim olduğumu nereden bildin, Paul?
- How'd you know it was me?
Ben olduğumu nereden anladın?
How'd you know it was me?
- Ben olduğumu nereden anladın?
Tyrannosaurus Rex Now, if I tell you that T. Rex was about as long as a double-decker bus and was taller than an elephant, it'd be very sensible of you to ask me : "how I know these amazing things?"
Tyrannosaurus Rex. Şimdi size, T. Rex'in yatayda yaklaşık çift katlı bir otobüs kadar uzun ve dikeyde bir filden daha uzun boylu olduğunu söylesem, bana "Sen bu inanılmaz şeyleri nereden biliyorsun" diye sormanız çok mantıklı olurdu.
If you think I was serious When I planned a picnic at a movie theater, It goes to show how little you know me anymore.
Eğer sinemada bir piknik planlarken ciddi olduğumu düşünüyorsan bu beni artık ne kadar az tanıdığını gösterir.
- How'd you know it was me?
- Ben olduğunu nerden bildin?
How'd you know it was me?
Yapanın ben olduğumu nasıl anladın?
How'd you know it was me?
Ben olduğumu nasıl anladınız?
How'd you know it was me that graffiti'd the bathroom?
Tuvalettekini benim yaptığımı nereden anladınız?
I wanted you to hear it from me, because I know how much you admired him, how much his endorsement meant to you during the campaign, how kind he was to you, even when the liberals wanted your head on a platter. I thought you'd want to know that a great man died today.
Benden duymanı istedim çünkü onu ne kadar takdir ettiğini seçim kampanyasındaki desteğinin senin için ne kadar önemli olduğunu ve liberaller kelleni isterken sana ne kadar iyi davrandığını biliyorum.
Well, yeah, you know how busy it gets there at lunch, and one of my guys was out, so it really put me in this tough situation because, you know, I was depending on him.
Öğlen ne kadar kalabalık olduğunu biliyorsun ve benimkilerden biri de dışarıdaydı çok zor duruma düştüm, çünkü ona güveniyordum.
How'd you know it was me?
Nasıl anladın?
How'd you know it was me?
- Ben olduğumu nereden bildin?
- How'd you know it was me?
Bu tuhaftı işte. Benim aradığımı nereden bildin?
Uhh... how'd you know it was me?
Uhh... Benim oldugumu nerden bildin?
You know, man, if it was just me, it'd be one thing, but I don't know how to make it better.
Biliyorsun, dostum, eğer ben olsaydım, hadi neyse, ama daha doğrusu nasıl yapılır bilmiyorum
Okay, how'd you know it was really me?
Peki ben olduğumu nereden anladınız?
How'd you know it was me?
Beni nasıl tanıdınız?
I couldn't possibly know how you feel other than that you feel deeply, and you are your own person, and you're the only one who knows how to deal with your stuff, and it was wrong of me to presume.
Çok yoğun bir şekilde hissettiğin dışında nasıl hissettiğini bilemem ve senin kendi kişiliğin var ve kendi sorunlarınla nasıl yüzleşilir anca sen bilirsin. Ve ısrar etmem bir hataydı.
Now, tell me how dangerous it was for you to take him out in public,'cause I know that you knew.
Şimdi, Söyle bana onu dışarı halkın arasına çıkarmak hem o hem de senin için ne kadar tehlikeliydi? Çünkü bunu bildiğini biliyorum.
[Dot] How'd you know it was me?
Nereden anladın?